Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ A ] / Aslında efendim

Aslında efendim перевод на английский

509 параллельный перевод
Aslında efendim tehlikeli işlerde çalışanlara iyi para verildiğini duydum.
Sir, I've heard they pay very high wages to people in dangerous trades.
Aslında efendim, sorun Fanny Halam.
Well, sir, it's Aunt Fanny.
Aslında efendim, zinciri kıskançlık tamamlar.
As a matter of fact, my dear sir, it completes the circle.
Lastiğimiz patlamadığı için biraz üzüldüm aslında efendim.
I'm just kind of sorry we didn't have a flat tire or something, sir.
Aslında efendim, siz ilk müşterimsiniz.
As a matter of fact, sir, you're my first case.
Aslında efendim, o sadece bir kadın değil..... oldukça güzel bir kadın.
Indeed, sir. Not only is she a woman, she is a very beautiful woman.
Aslında efendim, bu...
Well, sir, it's...
Efendim, aslında Bay Conan Doyle, Alman propagandasına cevap vermek için Güney Afrika'daki mücadelemiz için bilgi topluyor.
He is collecting material about our campaign in South Africa to counter German propaganda.
Aslında hayır, onlardan nefret etmiyorum, efendim, ama aslında, makinalar insanoğlunun yaptığı en iyi şey olmayabilir.
Well no, I don't hate them, Sir, but... well, perhaps the machines aren't such a good thing for mankind, after all.
Evet, efendim. Aslında şu anda bile işimize yarayacak bu tür şakalardan söz ediliyor.
There are, in fact, a number of jokes already in circulation that might be suitable.
Aslında onlar çoğul efendim.
No, it isn't a geta, sir. It's plural.
Oh, hayır, efendim, aslında, henüz bulmadık.
Oh, no, sir, we haven't, as a matter of fact.
- Aslında, efendim, mumu kendim için yakmıştım.
- Actually, sir, I was lighting it for myself.
Efendim, bu "sözümona" önceki evlilik aslında çok iyi belgelenmiş bir evliliktir.
My lord, the so-called previous marriage is, in fact, well-documented.
Aslında şöyle oldu efendim...
Well, actually, it just kind of happened.
- Aslında o hiç kimse değil, efendim.
- The truth is that she's nobody.
Aslında denizaltı komutanı kepi, efendim.
SUBMARINE COMMANDER, AS A MATTER OF FACT, SIR.
Hayır efendim, aslında hiç yazamam.
No, sir, I can't write at all.
Aslında, bir öneride bulunmak istiyorum efendim.
Really, I wish, sir, to make a suggestion.
- Aslında hepsi bu kadar değil efendim.
- Well, there's more to it than that, sir.
Efendim, aslında biz...
By your leave, sir.
Aslında Polonyalılardan nefret ettiğimden değil, Efendim.
It's not so much that I hate Poles, sir.
- Evet, Amsterdam! - Efendim, madam? Amsterdam hakkında konuşuyorlar ama aslında konu hep kendileri her şeyi berbat eden sosyalistler.
They talk about Frankfurt, but it's always them, the socialists, who spoil everything here!
Şey, aslında şu aralar pek meşgul değilim efendim.
Well, really, I'm not too busy at the moment, sir.
Evet efendim, size geri kafalı dediğimde aslında bunu demek istemedim... Yalnızca sizin çağınız ile bizim çağı ayıran bir terim anlamında söylemiştim.
Yes, sir, I've been thinking it over, and when I called you a reactionary, that's merely my generation's term for your generation.
Aslında kaçan uçurtmaydı efendim, çocuklar değil.
In a manner of speaking, sir, it was the kite that ran away, not the children.
- Şey, ben, uh... Aslında, sizin iyiliğiniz için, Albay'ın kıznı bu hadisenin dışında tutmaya çalışıyordum, efendim.
Actually, I was trying to keep the colonel's daughter out of it, for your sake.
Efendim, aslında ziyaretine geldiğim kişi Susan.
Well, sir, actually it's Susan I came to visit.
- Aslında, efendim, biz- -
- Well, to be precise, sir...
Aslında hiçbir şey etmem, efendim.
In fact, sir, I'm not worth anything.
Aslında, efendim...
Actually, sir- -
- Efendim, aslında, ben...
- Really, sir, I...
Aslında, büyük Alman ordusuyla işbirliği içinde hepimizi memnun edecek bir yol bulma... umudu içindeyim efendim.
In fact, it is my hope we can find some way of cooperating with the great German Army in a way that will be satisfactory for all of us.
Aslında, Bunu çok kolayca cevaplayabilirim, efendim
Well, I can answer that quite easily, sir.
Aslında Kitai, efendim.
Pronounced "Kit-eye", sir.
Önemli değil efendim, aslında -
It...
Aslında tek ihtiyacımız, efendim, bir koç başı.
What we really need, sir, is a ram.
Fakat sen aslında hatanı yapmıştın, efendim, filmi bana verdiğinde.
But you really made your mistake, sir, when you gave me the film.
Ah, aslında, efendim, satranç oyuncuları, yani, önemli olanları hakkında bildiklerime göre, onlar adeta birer dahi imişler.
Uh, actually, sir, from what I know about chess players, that is, the important ones, they're sort of like geniuses.
Aslında, efendim, ben şişmanlıyorum ve tereyağımı azaltmaya çalışıyorum.
Actually, sir, I'm putting on weight... and I'm trying to cut down on my butter.
Size söylemem gerek, efendim, aslında bu kafamı karıştırdı.
I got to tell you, sir... that I was really confused by this.
Neyi bilmeliydiniz, efendim? Şey, aslında böyle bir yerde oturmak istemiyordu.
I mean, he was just very upset... by the way business was going.
Hayır, efendim, biz öyle sandık. Aslında sabahleyin kaçırıldı, tam da onunla birlikte yalnız evde bulunduğunu söylediğin saatte.
Then you dialed 6902... knowing that your secretary in the living room would answer the phone.
Aslında tam ölü değilim efendim.
I'm not quite dead, sir.
- Hayır, aslında çok iyiyim efendim.
- No, I feel fine, actually, sir.
Aslında, efendim, affınıza sığınarak burada kimin bulunup kimin bulunmadığını daha önce araştırdım.
Actually, sir, I took the liberty earlier of finding out who's here and who isn't.
Şey, aslında, efendim, şu gözlük.
Well, actually, sir, it was the glasses.
Şey, aslında, efendim, Ben görevdeyim.
Well, actually, sir, I'm on duty.
Aslında, efendim, ben cinayet masasındanım.
Actually, sir, I'm with Homicide.
Şey, aslında, efendim, klor hidrat bulmayı beklemiyorduk.
Well, actually, sir, we didn't expect to find any chloral hydrate.
Aslında, efendim, bu sadece bir rapor sorunu.
Actually, sir, it's just a question of the report.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]