Açlıktan ölüyoruz перевод на английский
120 параллельный перевод
Açlıktan ölüyoruz.
We're famished.
Luis, açlıktan ölüyoruz.
Luis, we're famished.
- Ama kredi almam şart çünkü Tobacco Road'da ailemle açlıktan ölüyoruz.
- Why, I just gotta have credit because me and my folks, we're starving here on Tobacco Road.
Açlıktan ölüyoruz.
We're starving.
Açlıktan ölüyoruz.
We're starving!
- Hanımefendi, açlıktan ölüyoruz.
- Lady, we're starving.
Açlıktan ölüyoruz!
We were starving!
İkimiz de açlıktan ölüyoruz.
Hey, we're both starving. When do we eat?
- Açlıktan ölüyoruz.
- We're starving.
Hepimiz açlıktan ölüyoruz. - Copacabana!
None of us have eaten in ages.
Al, açlıktan ölüyoruz.
Al, we're starving.
Açlıktan ölüyoruz.
We're starvin'here.
- Açlıktan ölüyoruz ve sen sigara alıyorsun.
We're starvin', and you're buying cigarettes?
Açlıktan ölüyoruz!
We're starving.
Açlıktan ölüyoruz!
We're starving here!
Açlıktan ölüyoruz!
. We're starving here! .
- Açlıktan ölüyoruz Ange.
- We're starving here, Ange.
Anne açlıktan ölüyoruz.
Mom, we're starving.
Kimin umurunda, açlıktan ölüyoruz.
Oh, please. No one gives a shit right now.
- Marie, biz açlıktan ölüyoruz.
- Marie, we're starving over there.
Yani açlıktan ölüyoruz.
I mean- - I mean, we're starving.
Açlıktan ölüyoruz.
Yeah, we're starving.
- Açlıktan ölüyoruz!
- We're starving!
- Harika. Açlıktan ölüyoruz.
- Great, we're completely starving.
Nerede yiyeceğimize karar veremediğimizden açlıktan ölüyoruz.
We're starving to death because we can't decide where to lunch.
Açlıktan ölüyoruz.
We're dying of starvation.
Hepimiz açlıktan ölüyoruz ve bu senin suçun.
We're all starving to death, and it's all your fault.
- Burada açlıktan ölüyoruz!
- We're starving here!
Açlıktan ölüyoruz!
We're starving!
Ve yine açlıktan ölüyoruz.
They continue to cut off trade to us and we are starving again.
Açlıktan ölüyoruz da.
We're starving.
Üzgünüm, hanımefendi, açlıktan ölüyoruz.
Sorry, ma'am, we're starving.
Açlıktan ölüyoruz da, Gianni'yle bana bir şeyler hazırlarsın belki dedik.
- We're kind of starving. I thought maybe you could make something for me and Gianni.
Rory ile ben açlıktan ölüyoruz. Bize kahvaltı hazırlamalısın.
We need you to cook us breakfast.
KADIN : Hepimiz açlıktan ölüyoruz!
We're all croaking with hunger!
- Richard lütfen. Açlıktan ölüyoruz.
Richard, please, we are starving!
Bakın efendim, rüzgar tenetemizi uçurdu, açlıktan ölüyoruz ve geceyi geçirecek bir yere ihtiyacımız var
Look sir, the wind took our tent, we are starving and we need a place to spend the night
Biz açlıktan ölüyoruz.
We're starving.
Açlıktan ölüyoruz!
We're dying of hunger!
Açlıktan ölüyoruz, değil mi?
That's us. We're starvin'.
- İngiltere'ye ne zaman dönüyoruz? - Açlıktan ölüyoruz.
- When will we go back to England?
Yani, halimize bak, bütün gece sırf bir din kampına gitmek için kamyonetlerdeyiz, neredeyse açlıktan ölüyoruz.
I mean, look at us, driving all night just to get to some revival camp, Practically starving.
Biz açlıktan ölüyoruz ve o, bizim hoplayıp zıplamamızı istiyor.
We are starving and he wants us to hippity-hop.
Çünkü açlıktan ölüyoruz.
Because we're starving.
Açlıktan ölüyoruz, tavsiyen var mı?
We're hungry.What do you recommend?
- Hayır, açlıktan ölüyoruz.
- No, we're starving.
Haydi ama, buraya da yiyecek bir şeyler getirin, açlıktan ölüyoruz!
Come on. Bring some food over here, we're starving!
Açlıktan ölüyoruz, ayrıca üç gündür banyo yapmadım.
We're starving, and I haven't showered in days.
Açlıktan ölüyoruz.
– We're starved.
İki general öldürüldü, çünkü açlıktan ölüyoruz bizler.
Jules Miot has demanded radical measures.
Bay Clark! Açlıktan ölüyoruz!
We're starving!