Bakar mısın перевод на английский
6,222 параллельный перевод
- Böyle durumlarda "Bakar mısın" diyoruz.
Um, we say "excuse me."
- Şu ayrıntılara bakar mısın?
- Look at the detail?
Bakar mısınız?
Hey!
Hey Tore, kapıya bakar mısın? !
- HEY, TORE, CAN YOU GET THE DOOR?
Ya bakar mısınız?
Actually, you know what?
Monitöre bakar mısın?
Will you just look at the monitor.
Castle, evin ve sokağın adresine bakar mısın?
Castle, can you look up the address to the roadhouse?
Gelip bir kaç herifin fotoğrafına daha bakar mısın?
You mind coming to take a look at a couple mug shots?
Beyler, Buster'a göndereceğim şu cevaba bir bakar mısınız lütfen?
Guys, will you, um, look at this follow-up text that I'm sending to Buster?
Margaux, şuna bir bakar mısın?
Margaux, can you look at this?
Bakar mısınız?
Oh, miss?
Bakar mısınız, biraz daha soda alabilir miyiz?
Oh, honey, could we get some more sparkling water? Thank you.
- Kahretsin, şuna bakar mısın?
- Hey! Oh, damn, would you look at that?
Bayan, bakar mısın, Dixie Stop'ı da franchising yapsak olmaz mı?
Hey! Lady! How about franchising the Dixie Stop, too?
- Bakar mısın Çavuş?
- Hey, sarge.
Biliyorum. Siz ikiniz telefonlarınıza bakar mısınız? Muteşemim dimi?
I'm awesome, huh?
Tekrar bakar mısın?
Can you just check again?
Bakar mısın?
Excuse me.
- Bakar mısın?
Hey!
Kongre üyesinde de aynı tip kancalı bıçak mı kullanılmış, bakar mısın?
Can you see if the same kind of hooked blade was used on the congressman?
Benim motor kapağının altına da bir bakar mısın?
Excuse me, ma'am. Would you mind looking under my hood?
Tanrım, bakar mısın bana?
Oh, Christ, would you look at me?
- Ona bakar mısın?
- Could you look at her?
- Sen bakar mısın Ferrell?
- You got her, Ferrell?
Balığıma bakar mısın?
Will you look at my fish? Mm-hmm!
Ama şuna bakar mısın?
But get this.
Şuna bakar mısınız?
Oh, would you look at that?
- Benim yerime bakar mısın?
- Hey, will you get this for me?
Şuna bakar mısın?
Look at that.
Sistemde tuhaflık olduğunu biliyorum ama suratıma bakar mısın?
I agree there's a kink in the system, but look at me.
Delirdiğim falan yok benim. Şu budala Amerikan palavracıya bakar mısın?
I do not go berserk, you addle-minded bit of American tripe.
Bakar mısınız?
Excuse me!
Millet, bakar mısınız?
Excuse me. Excuse me, everybody.
Şuna bakar mısın?
What did I tell you?
Dr. Bohr, bir bakar mısınız?
Dr. Bohr, a moment?
Bakar mısın?
Excuse me?
Bakar mısın palyaço?
Excuse me! Clown?
Bakar mısınız?
Um, excuse me.
- Henüz ölmeyene bakar mısınız? - Neler oluyor?
Look who ain't dead... yet.
Şu lanet dergiye bir bakar mısın artık?
I'm over it. Would you look at the damn magazine!
Bakar mısınız?
Waiter.
Bakar mısınız?
Waitress!
Bakar mısınız?
Heard.
Hey bakar mısın?
Hey. Excuse me.
Binbaşı, küfür ne olursa olsun bende nefret uyandırır ve sıkıntıda olan bir bayanı duyunca direk o bayanın savunmasına bakarım.
Major, abuse of any kind is abhorrent to me, and when I heard of a lady in distress, I leapt to her defense.
- Sen buraya bakar mısın?
- You got this?
Başımızın çaresine bakarız ve umarım iyisindir ve teşekkürler ve bu... Harikaydı.
And we'll take care, and I hope you're well and thank you, and that's, um... amazing.
-... kasaba veritabanına bakar mısın?
Sure.
Bakar mısınız hanımefendi?
WILFRED : Excuse me, miss?
Hazır ondan bahsetmişken güzel kızıma bir bakar mısın?
Speaking of which...
- Bakar mısın, bir saniye bekle.
Hey wait, stop for a moment.