Bekliyor olacağım перевод на английский
1,059 параллельный перевод
Bu gece alay karargâhından döndükten sonra sizi bekliyor olacağım.
I'll wait for you tonight, after returning to the regiment headquarters.
İlk uçağa atlayıp geleceğim ve yanıtını istasyonda bekliyor olacağım.
I'll catch the first plane and I'll be waiting at the station for your answer.
Sizi bekliyor olacağım.
Please do. I'll be expecting you.
Seni bekliyor olacağım.
I'll be expecting you.
Unutma, yarın sabah bekliyor olacağım.
Remember : I'll be waiting tomorrow morning.
Fikrini değiştirmeye kara verirsen dışarıda arabamda bekliyor olacağım.
I'll be waiting outside in my car if you decide to change your mind.
Ben bekliyor olacağım.
I'll be waiting.
Seni bekliyor olacağım.
I'll be waiting for you.
Seni bekliyor olacağım.
I'll be waiting for you!
Seni bekliyor olacağım!
I'll be waiting!
Sen ve çocuklar bana katılmak isterseniz, bekliyor olacağım.
So any time you and the kids care to join me, I'll be waiting.
Sizi bekliyor olacağım.
I'll be waiting for you.
Çalılarda sizi bekliyor olacağım!
I'll be waiting for your ass in the bush!
Öyleyse onu bekliyor olacağım.
Well, I'll be expecting him then.
Seni anayolda bekliyor olacağım.
I'll be waiting for you on the main road.
Bense tam arkasında bekliyor olacağım.
I'll be behind it.
Ama o zaman, ben onu bekliyor olacağım.
But when he does, I shall be waiting for him.
Parkta saat 10'da seni bekliyor olacağım.
I will be waiting for you in the park at ten o'clock
Çünkü onları geri getirdiğinde saçımda copa de oro tam sınırda seni bekliyor olacağım.
Because when you bring them back..... I'll be there waiting for you..... copa de oro in my hair, just over the border.
Telefonunu bekliyor olacağım.
I can rely on you to call.
İstediğin zaman dışarı çık. Bekliyor olacağım.
Any time you want to come out, I'll be waiting.
- Sonra doğruca geri dön.Bekliyor olacağım.
Then come straight back. I'll be waiting.
Seni saat 6'da, Joshin Tapınağı'nda bekliyor olacağım.
We'll meet at 6 ; 00 p. M... at the Joshin Temple.
Açık verdiğinde, elime düştüğünde, seni bekliyor olacağım.
And when you do, when that happens, I'll be ready.
Şunu unutma, onunla işin bittiğinde... hazırda bekliyor olacağım, bebeğim.
Just remember, when the chickens come home to roost, I'll... I'll be there, baby.
Geri döndüğünde, seni bekliyor olacağım.
When it comes back, it will find me waiting.
Burada sizi bekliyor olacağım.
I'll be here waiting for you.
Büyük Balkabağı ortaya çıkacak ve ben de onu bekliyor olacağım.
The Great Pumpkin will appear! And I'll be waiting for him. I'll be there!
Sadece bekle, Charlie Brown. Büyük Balkabağı ortaya çıkacak ve ben de onu bekliyor olacağım.
Just you wait, Charlie Brown!
Gece yarısı seni Meoto yolunda bekliyor olacağım.
I'll wait for you at midnight at Meoto crossroad.
Etsuraku-en Jimnastik Salonu'nda, saat 1'le 3 arası bekliyor olacağım.
I'll be waiting for you at Etsuraku-en Gymnasium. from 1 a.m. to 3.
Sizi bu cuma bekliyor olacağım
I should be waiting for you this friday.
Sizden haber bekliyor olacağım.
I'll wait to hear from you.
Onu eşikte zorla, koridorda bekliyor olacağım, onu orada tutarım.
Force him through his threshold, while I'm waiting for him, into the corridor. I'll hold him there.
Onu bana gönder. Bekliyor olacağım.
Send him to me. I'll be waiting.
Kamaramda kararı bekliyor olacağım.
I'll be in my quarters awaiting your decision.
Yarın güneş doğmadan önce, patikada seni bekliyor olacağım.
Before sunrise tomorrow, I will wait for you on the pathway.
Sendeki her zaafı biliyorum. Ve her köşe başında seni bekliyor olacağım.
I know every twist and bend you've got, and I'll be waiting round each corner for you.
Soyunma odamda bekliyor olacağım.
I'll be waiting in my dressing room.
Çardakta bekliyor olacağım.
I ´ ll be in the arbour.
Sizi bekliyor olacağım.
I'll be looking forward to seeing you.
- Bekliyor olacağım.
- I'll be waiting.
- İşte bu yüzden dışarıda seni bekliyor olacağım.
- That's why I'll wait for you out here.
Sen çıkana kadar... tamamen hazırlamış ve seni bekliyor olacağım.
By the time you get out I'll have it all ready and waiting for you.
Bayan Wardh, sizi günbatımında Palmenhaus'un güney girişinde bekliyor olacağım.
Mrs Wardh, I will expect you at sunset at the South entrance to Palmenhaus. Remember :
Seni orada bekliyor olacağım.
Do you know the playground in the park?
Dört gözle bekliyor olacağım.
I look fforward to that.
Bekliyor olacağım.
I'll be waiting.
Bay Grant'e yarın gece orada olacağımı söyleyin. Onu bekliyor olacağım.
Tell Mr. Grant I'll be there tomorrow night.
- Ben de bekliyor olacağım.
- I'll look forward to it.
- Bekliyor olacağım.
- And lll be waiting.