Ben ise перевод на английский
6,631 параллельный перевод
Ben ise, beni bir dertten kurtaracağı için buradayım.
For me, I'm here because it gets me out of a jam.
- Çünkü ona hizmetlerine daha fazla ihtiyacımızın olmadığı mesajını iletmek istiyorsun ben ise hoşçakal demek istiyorum.
Because you want to deliver the message "his services are no longer needed," and I want to tell him "good-bye."
Tanner süreyi ayarlamıştı. Adam ve ben ise birbirimizi geçmek için virajlı bir pistte araba sürüyorduk.
Tanner had set a time, and Adam and I were on the circuit driving the ragged edge to beat each other.
Şu huysuz yaşlı herifler konforlu yoldan giderlerken ben ise asfalta doğru uçuyordum.
While those grumpy old men were taking a comfortable route... Oh! ... I was flying toward pavement.
Ötekiler bu dağın tamamen etrafından dolanmak zorundalar. Ben ise dümdüz dağ üzerinden yoldaki hız sınırıyla yaklaşık aynı hızla gideceğim.
Those guys have to drive all the way around this mountain, and I'm going almost the same speed as the speed limit on the road, over the mountain in a straight line.
... ben ise yakıttan tasarruf etmek için bir NASCAR numarası denemeye karar verdim.
... I decided to borrow a trick from NASCAR to help me save on fuel.
Ben ise reddettim.
I turned her down.
Ben ise en yakın arkadaşımın öldürüldüğü sevdiğim kadının oklarla vurulup çatından atıldığı bir şehirde yaşıyorum.
I live in a city where my best friend was murdered. Where a woman that I loved was shot full of arrows and sent tumbling off a rooftop.
Ben ise onun kalbine kadar indim. Çünkü o siyah kardeşine yardım etti.
It really, you know, got down into his heart because here was a guy that help another brother.
Sen kralsın, ben ise hiçbir şeyim.
You're the king, and I'm nothing.
Özür dilerim, ama benim güzel partnerim dans etmeye gidiyor, ben ise yarın çalışmak zorundayım.
I apologize, but my beautiful date is going dancing, whereas I must work tomorrow.
- Ben ise Yale'deydim.
- and I was at Yale.
Ben ise bin.
I have to be 1,000.
Ben ise yanında salak gibi sırıtarak durdum.
And I stood beside you like a grinning fool!
Sen "elif" ( birinci ) idin, ben ise "ye" ( sonuncu ).
You were'first'and I was'last', even alphabetically.
Tek bildiğim bu rüyada hep.. .. sen menziline ulaşıyorsun, ben ise geride kalıyorum.
I just know that always in this dream... you reach your destination, but I get left behind.
Ben ise şaşırtıcı bir rol değişikliği ile şöyle düşündüm... Öldürmeden önce öğrenebildiğin her şeyi öğren. Saçmalama.
I've opted for the let's think this through, get all the information before we kill him method.
Ben ise taa burada yaşıyorum.
And I live way over here.
Ben ise okula geri döndüm. Sınavların ikinci aşamasını geçtim.
I went back to the institute and passed the second round of exams
Ben ilk işe başladığı zaman, Bir cinayet burada bir hafta oldu.
When I first started on the job, there was a murder a week here.
Eğer olacak ise cinayeti bu adam kravat, yapacaksın tüm T'nin geçmek zorunda konum ve tüm ben DOT.
If you're gonna tie this guy to the murder, you're gonna have to cross all your T's and dot all your I's.
- Seni işe ben aldım.
- I hired you.
Ben işe daha yeni başlamıştım.
I had just started.
Ben de Mike Ross'u işe aldığım gün onun kadar soktum.
And I put us in it just as much, the day I hired Mike Ross.
Ben Adanauer Forst virajını dönerken..... Adam ise boğayı serbest bırakmaya hazırdı.
As I rounded the Adenauer Forst, Adam was ready to unleash the bull.
Ben hiçbir işe yaramam.
I'm pretty much worthless.
- Evet onu işe ben getirdim.
Yeah. I brought him on board.
Ben ise...
And I...
Ben insandım, o ise zebaninin teki.
I was a human, whereas she was a demonic hell-beast.
Ben ne işe yararım ki?
What use am I now?
Ben de kendime bunu söylüyorum ama işe yaramıyor.
I keep telling myself that, but it's not working.
Ben Opal, arkadaşımın ismi ise Kai
I'm Opal, and this is Kai
Alo? İşe geç kaldım ben.
Uh, I'm late for work.
- İşe hazırlanayım ben.
I got to get ready for work.
Ve o bedel her ne ise ben senin o bedeli ödemeni istemiyorum.
And whatever that price is, I don't want you to have to pay it.
Ben kendimi fazla kaptırdım, sen ise fazla oralı değilsin.
I am super into you, you're... intermittently into me.
Kenneth işe başladığında yanında ben vardım.
When Kenneth first started out, I was there for him.
Konu Peter ise ben hazırım.
If it's about Peter, I'm ready.
bak, ben bu işe geldiğimde bu iş sadece bir işti bir iş düzensiz bir iş durgun bir maaş birbirine destek olmak için çalışıp duran bir ekip ruhu.
Look, when I came on this job, it was just that. A job. A steady paycheck with decent benefits for a working class guy to support his family on.
Herkes içiyorum diye benim açığımı arıyor, ama ben bunu işe taşımıyorum.
Everybody's on my ass for the drinking, but I don't bring that to work.
Zamanında öne çıkıp, Toprak Krallığı'na liderlik etmekten korktun, ben lider olunca bana katılmaktan korktun, şimdi ise adil bir savaştan korkuyorsun.
You were afraid to step up and lead the earth kingdom when you had the chance, you were afraid to join me when I became the leader, and now you're afraid of a fair fight.
Ben de bir editör yardımcısı arıyordum ve onu işe aldım.
And I was looking for an assistant editor, and I hired him.
O öğlen sorgulanırken ben de bu işe başlangıcını düşünüyordum.
So, while he was being interrogated this afternoon, I began at where I believe to be the beginning.
Ben bu işe sürüklenmiyorum.
Well, I'm not getting sucked in.
Şimdi ise ben onun yanında değilim.
And now I'm not there for him.
Ben de bir şekilde o işe girdim.
Somehow I fell into this job.
Ne zaman çıktığını bana söyler misin ben de o zaman işe geleyim?
Listen, will you tell me when you're heading out so I can come back into work?
Bu yüzden ben hâlâ hayattayım, sen ise daha yerde yatan cesede ne yapacağını bilemiyorsun.
It's why I'm still alive and you've got a corpse there that you have done nothing with.
- Böyle işe ben!
- God damn it!
Ben burada gerçeklerden bahsediyorum, sen ise suratımdan mı?
I'm talking about the truth, and you're talking about my face?
İşe ihtiyacı olduğunu söyledi. Özgeçmişi güzeldi ben de yardım etmesi için para verdim.
He said he needed the work, he had a good resume, so I paid him to help me out.
ben işe gidiyorum 20
işe yaradı 291
işe gidiyorum 30
işe yaramaz 340
işe yarar 73
işe yarar mı 34
işe yaramıyor 223
işe yaramazlar 21
işe gitmem lazım 28
işe geç kaldım 21
işe yaradı 291
işe gidiyorum 30
işe yaramaz 340
işe yarar 73
işe yarar mı 34
işe yaramıyor 223
işe yaramazlar 21
işe gitmem lazım 28
işe geç kaldım 21
işe yarıyor 218
işe yaramayacak 101
işe yaramadı 112
işe yarayacak mı 29
işe yararsa 16
işe yarıyor mu 48
işe yaradı mı 49
işe yarayacak 86
işe gitmeliyim 40
işe yaramazsa 22
işe yaramayacak 101
işe yaramadı 112
işe yarayacak mı 29
işe yararsa 16
işe yarıyor mu 48
işe yaradı mı 49
işe yarayacak 86
işe gitmeliyim 40
işe yaramazsa 22
işe yarayacaktır 19
işe yarayabilir 73
işe koyul 52
işemem lazım 42
işe bak 97
işe dönmeliyim 23
işe alındın 47
işe dönelim 19
işe koyulun 35
işe koyulalım 99
işe yarayabilir 73
işe koyul 52
işemem lazım 42
işe bak 97
işe dönmeliyim 23
işe alındın 47
işe dönelim 19
işe koyulun 35
işe koyulalım 99