Benim için sorun değil перевод на английский
861 параллельный перевод
Senin bu şekilde çalışmayı sevdiğini duymuştum, ki benim için sorun değil.
I've heard this is the way you like to work, which is fine by me.
Benim için sorun değil.
It's all right with me.
Onsekiz sent benim için sorun değil, Charlie.
Eighteen pence ain't no object to me, Charlie.
Benim için sorun değil.
It's alright with me.
Seninle olduğum müddetçe benim için sorun değil.
I'll be all right as long as I'm with you.
Hayat böyle. Eğer Susan bu şekilde istiyorsa, benim için sorun değil. "
This is life. lf Susan feels that way, it's all right with me. "
Bütün meseleyi unutmak istersen benim için sorun değil.
If you want to forget about the whole thing, it's all right with me.
Benim için sorun değil, Joe.
That's O.K. With me, Joe.
Benim için sorun değil bu, fakat bu konuda neden yalan söylediniz.
That's all right with me, but why lie about it? .
Benim için sorun değil.
Ça va by me.
Benim için sorun değil Cody.
I don't mind fixing it, Cody.
Peki, madem bu saçma geleneği yerine getirmek istiyorsun benim için sorun değil.
If you want to go through that old-fashioned rigamarole, it's okay with me.
Benim için sorun değil.
It's OK with me. We have more orders than we can fill on this number.
Benim için sorun değil.
That's fine with me.
Kadınlar benim için sorun değil, her yerde bulurum.
Women are no problem for me. I find them anywhere.
- Benim için sorun değil.
- lt's all right with me.
Benim için sorun değil, Bay Ogata.
Fine with me, Mr. Ogata.
Ah, benim için sorun değil, biliyorsun.
oh, I don't mind, you know.
Benim için sorun değil.
For me it does not matter.
Benim için sorun değil ama ihtiyara da sorun.
You know I don't care, but check With the old man.
Benim için sorun değil.
That won't bother me.
Benim için sorun değil.
It isn't that it matters
Benim için sorun değil.
It's not a big trouble for me.
Bu benim için sorun değil.
That's fine with me.
Bakın, rahatsız edilmek istemiyorsanız benim için sorun değil.
But it's okay with me if you don't want to be bothered.
Benim için sorun değil.
I don't mind giving you a ride.
İşten arta kalan zamanlarında da dilediğin gibi resim yapabilirsin, benim için sorun değil.
When you're done with your work and have free time, you may paint as much as you wish, I won't mind.
Ama bu benim için sorun değil.
But that doesn't bother me.
- Benim için sorun değil.
She's married.
Benim için sorun değil.
Oh, that's not a problem.
Benim için sorun değil.
It's fine with me.
Benim için sorun değil ama bu oyun gözlem yeteneklerini sınamak için.
I don't mind, but this game tests your observational skills.
Paramı verdiği sürece benim için sorun değil.
He just keeps bringing me the bread. It's okay with me.
Benim için sorun değil. Ama lafını esirgemeyen biriyim ve açık konuşmak niyetindeyim.
Well, it's perfectly all right with me, but I am a blunt man and I intend to speak very frankly to you.
Sandviç dışında hiçbir şey yemesem de benim için sorun değil.
I would be fine if I just had a sandwich and nothing else.
Benim için sorun değil Bay Locke.
That sure sounds okay with me, Mr. Locke.
Lance'e yardım etmek benim için sorun değil, sen neden sorun ediyorsun anlamıyorum.
I don't mind helping Lance out and I don't see why it should bother you so much.
Benim için sorun değil.
I don't mind.
Geçimsiz bir kayınpeder benim için hiç sorun değil.
I don't mind having a difficult father-in-law.
Benim için hiç sorun değil.
It's no skin off my nose.
Bu benim için hiç sorun değil ama bu konuda yanlış anlaşılmalara izin vermeyelim.
And that's all right with me, only let's not get so cute about it.
Onun için sorun değilse benim için de değil.
It's fine with me, if it's fine with him.
Senin için sorun değil, ama benim için.
It's all right about you, but, you know, about me.
Benim için sorun değil. Ne kadar erken, o kadar iyi.
The sooner the better.
Benim için hiç sorun değil.
That's perfectly all right with me.
Benim için hiç sorun değil.
Anything you do is all right with me.
İçkinizi bitirince, ağacın altında dinlenebilirsiniz ve istediğiniz kadar kalabilirsiniz, sorun değil benim için!
You can relax under the tree after the drink and it's alright to rest in my place also if you want
Benim için hiç sorun değil.
I'll be all right
Senin ve sizin için sorun yoksa benim için problem değil.
It's all right with me if it's all right with you, if it's all right with him.
Evet, size soruyorum. Eğer mahkûmlara bakmak isterseniz bizim için hiç sorun değil. Benim için de.
Yeah, I'm asking if you want to take care of'em, it's okay with us.
İçkiyi bırakmak benim için hiç sorun değil.
Your condition is called hangover. It's no problem for me to give up drinking!
benim için fark etmez 98
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için yap 39
benim için 458
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için yap 39
benim için 458