Benim için önemli перевод на английский
4,993 параллельный перевод
Buna inanmam benim için önemli.
It's important to me that you believe that.
O kulübe benim için önemli bir amaca hizmet etti. Modern hayatın safsatalarından korunduğum bir sığınaktı.
That cabin served an important purpose for me, as a quiet refuge from the nonsense of modern life.
Her zaman bunu halleder, Ve geri gelirdi. Benim için önemli olan buydu.
He always had a fix, and back then, that's all that mattered to me.
Senin arkadaşlığın benim için önemli.
Your friendship is important to me.
Bu şarkı benim için önemli.
This song is important to me.
Eğer sorun değilse ilk önce ona sorabiliriz ama önce benim için önemli olan birkaç şeyin konusunu açmak istiyorum.
Well, we can ask him if that's okay, but first, I'd like to raise a few things that are important to me.
Kardeşimin destek aldığını bilmek benim için önemli.
And it's important to me that I know that my brother is gonna be supported.
Bu arada, benim için önemli değil.
By the way, it's not important for me.
Çünkü benim için önemli olan şey Tanrı ile olan ilişkim.
Because what is important to me is my relationship with God.
- Bu benim için önemli.
That's worth it to me.
Benim için önemli.
It's important to me.
Benim için önemli olan tek şeydi.
The only thing that was important to me.
Ama sana hiçbir şey ifade etmeyen bir şey benim için önemli olabilir.
But what may mean nothing to you may be very important to me.
Benim için önemli değil, ama senin için olmalı.
Well, They'Re Not Important To Me, But They Should Be To You.
O harika sohbetler, sinema, hayat, aile ve kitaplar gibi konularda bana öğrettiği o şeyler falan benim için önemli deneyimler bunlar.
All the great conversations and things that he taught me about movies and life and family and books, and you know, all this stuff, I just... Those experiences mean a lot to me.
bu benim için önemli bir şey doğru, haklısın. ama senin için önemli olmadığından bizim ilişkimizi bozan bir şeye çevirdin.
This is something that's important to me, right, but since it's not important to you, you made it a make-it - or-break-it-thing for us.
Benim için daha önemli bir şey yok.
It's most important to me.
Bak, biliyorum farklı düşünüyoruz ama bu konu benim için çok önemli.
Look, I know we have had our differences, but this is very important to me.
Bak Catherine benim için ne kadar önemli olduğunu bilmiyordu.
Look, Catherine, he didn't realize how important you are to me.
Benim için çok önemli bir an.
This is an important time for me.
Benim şirketim BTO'nun devam ettiğinden emin olmak için,... önemli yatırımlar yaptı.
And my company made substantial investments, with the understanding that OTI would continue.
Steve, bu benim için çok önemli bir mesele değil.
Steve, this is not a big deal to me.
Sizi çok tutmam, benim için çok önemli önerileriniz.
I'd love to get some pointers, and I shouldn't keep you late.
Anlıyorum o senin için çok önemli ancak benim için de öyle.
I understand he's very important to you and he's just as important to me.
Benim için gerçekten çok önemli.
It really means a lot to me.
Benim için gerçekten önemli bir insan...
Someone who is dearly important to me...
Lacey bu gece senin hikâyeni dinlemekten daha önemli bir şey yok benim için.
Lacey, there is nothing more important tonight than me hearing your story.
Onun için önemli olabilir, benim için bir anlam ifade etmediği kesin.
May or may not be important to him. Certainly ain't important to me.
Kitabınız Beşik ve Her Şey, benim için çok önemli bir kitaptı.
Your book, Cradle and All, was a really important book for me.
Bunun benim için ne kadar önemli olduğunu bilemezsiniz...
I can't even tell you how much that meant to me. Just...
Onların başarısı benim için oldukça önemli.
I have a lot riding on their success.
Senin için önemli olan benim için de önemlidir.
What's important to you is important to me.
Bildiğiniz gibi İnanç ve Adalet Yasası benim için çok önemli.
As you all know, the Faith and Fairness Act is very close to my heart.
Biraz kendime zaman ayırıp benim için gerçekten önemli olan şeylere odaklanmak istiyorum. O da bu küçük harika kız Annie.
I wanna take time out to concentrate on things that really matter to me the most, and that's this amazing little girl, Annie.
Sadece bir zaman geldi ve kim olduğumu ve benim için neyin önemli olduğunu görme yetimi kaybettim.
I just had a moment in time where... You know, I lost sight of who I was and what was important to me.
Sen beni hiç yalnız bırakmadın... Senin için önemli olan, benim için de önemlidir. Sen benim hayatımdaki en önemli insansın.
You've always been there for me and... well, that's important, because, well... the truth is, you're the most important person in my life.
# Verdikleri sözler benim için hiç bu kadar önemli olmamıştı #
♪ Their promise never meant so much to me ♪
- Önemli değil, benim için zevkti.
It's OK. It's my pleasure.
Ama ne yazık ki o burada olamayacağından -... bu benim için ulusal yarış kadar önemli.
But since he can't be here... this counts as much as the state meet to me.
Kazanmak benim için tek önemli olan şey.
Winning is the only thing that matters to me.
Dürüst olmak gerekirse Jeff, benim için karakter önemli.
To be honest, Jeff, it's a character thing for me.
Bu adamı bulmak benim için çok önemli.
It is very important for me to find this man.
Alkollü olduğum için söylemiyorum tamam mı? Bu benim hayatımın en önemli günü..
And this is not the alcohol talking, guys, this is the biggest day of my life, gentlemen.
Benim için gerçekten önemli olanları görmeden önce çok şeyimi kaybettim.
I had to lose a lot in my life before I could truly see that that was important.
Hayatta benim için en önemli şey sensin
Nothing in the world means more to me than you
benim uzaktan kumandam çok önemli, ona ulaşabilmek için bir şeyler aradım.
In order to get my remote knowing this was very important.
Bildiğin üzere bu film benim için çok önemli.
Obviously this movie is very important to me, you know?
İzleyici görüşü benim için çok önemli Bay, uh...
Viewer feedback is very important to me, Mr. uh...
Şu anda benim için en önemli olan şeyin seni hayatta tutmak olduğunu bilmelisin.
All you need to know is, your life just became the most important thing in mine.
Klinikte çalışmak benim için önemli bir şeydi ve gerçekten- -
The clinic, yes, it was a-an inspiring thing,
- Benim için önemli!
It's important to me!
benim için önemli değil 19
benim için fark etmez 98
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için 458
benim için fark etmez 98
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için 458