Besbelli ki перевод на английский
198 параллельный перевод
Besbelli ki kesilmişsiniz.
You've been cut. It's conspicuous.
Bu besbelli ki portakal ağacı fidanı. Portakal ağacı fidanıymış!
- This is evidently a young orange tree.
Besbelli ki sizin için Madame Rochelle'in sevgisinikaybetmek önemli değil..
Evidently do not waste love on Madame Rochelle.
Besbelli ki alem yapmış.
He's evidently been on a bender.
Besbelli ki bu tür şeyleri fazla ciddiye alan bir kızım.
I'm obviously the kind of girl that takes these things too seriously.
Ve bu aptal hizmetçi de besbelli ki ona aşık ve Tanrı bilir onun hakkında neler düşünüyor!
And as for this silly old maid, it's as plain as the nose on your face she's in love with him and imagined heaven knows what about him!
Ve Elsa, besbelli ki kızgın olmanın onun için neredeyse imkansız olması durumundan hoşnuttu.
And she obviously enjoyed herself so much that it was difficult to be angry with her.
Şimdi bu... çocuklar besbelli ki uzman bakımına muhtaçlar sence öyle değil mi?
Now, these... children are obviously in need of qualified professional care. Wouldn't you say?
Küstahça bir hareketle uçarak penceremden içeri dalıverdi. Besbelli ki niyeti mutluluğumu bozmaktı.
With symptomatic arrogance flown in through window, only to spoil my happiness.
Besbelli ki Beaumont yardım etmiş.
Beaumont helped him. That's obvious.
- Besbelli ki tribbleler çok kavrayışlılar.
Obviously, tribbles are very perceptive creatures, captain.
Besbelli ki, bir şeyler olacak.
Something's going to happen.
Besbelli ki satın almaya niyetlendiğin arazilerin değeri yakında iki katına çıkacak.
Now, you're obviously interested in buying land... that will soon be worth twice as much.
Besbelli ki sen beyinlerini kullanan kadınlardan olmadın hiçbir zaman.
You're evidently not used to women using their brains.
Besbelli ki, Komiser yanılıyor.
The lieutenant is just simply wrong.
Besbelli ki sorun yaşamaya devam eden birkaç kişilikten kaynaklanıyor.
Evidently, the problem is created by multiple surviving personalities.
Besbelli ki, astroid fırtınası esnasında olmuş olsa gerek.
This evidently happened during the asteroid storm.
Besbelli ki onları yutmuş ama kimse nasıl olduğunu bilmiyor.
He had evidently ingested them but no one knows how.
Besbelli ki, aklın niteliği, miktarından çok daha önemli!
Evidently, quality of wits is more important than quantity. I shall do nothing unconstitutional
Besbelli ki yollanacak kişi o.
He's the obvious person to send.
Besbelli ki her zaman mikrofonlarını kullanmadılar.
Evedently they always didn't use the mics. though they were attached right to the camera.
Besbelli ki. Besbelli ki.
"Obviously."
- Besbelli ki biz.
- Obviously, we are.
Bu, besbelli ki "güvende" kelimesinin daha önce duymadığım tuhaf bir kullanılışı.
Ah, this is obviously some strange usage of the word "safe" I wasn't previously aware of.
Besbelli ki eşcinsel. Hayır, hayır.
Gay as a goose.
Merhaba. Ben MacGyver değilim. Besbelli ki yanlış numarayı aradınız.
Hello, this is not MacGyver, so obviously you've reached a wrong number.
Besbelli ki, bizi istiyorlar.
Obviously, they want us.
Şerif gücenme ama besbelli ki bu adamın tahtası eksik.
Sheriff, no offense, but clearly, this man's stairs do not reach the attic.
Besbelli ki, çok az şey biliyoruz.
Obviously, we know very little.
İyi besbelli ki.
Well, it's self-evident.
Bu kadın besbelli ki bir bitki.
The woman is an obvious plant.
Bana delice aşıktı, mekanik yetenekleri ve besbelli ki, bu ayrıntılı hediyelere harcayacak yeterli parası var.
His intense infatuation for me, his mechanical abilities and, evidently, he has enough money to spend on all those elaborate gifts.
Herneyse, besbelli ki birbirimizi daha fazla göreceğiz.
Anyway, it's obvious we'll be seeing a lot more of each other.
Besbelli ki doğru sanal oda programına hiç gitmemişsin.
You obviously haven't been in the right holosuite program.
Besbelli ki, 3 litrelik olanını 4 litre su ile kesinlikle dolduramayız, değil mi?
Obviously we can't fill the three-gallon jug with four gallons. - Obviously.
Besbelli ki yalan söylüyorsunuz.
You are obviously lying.
Ama besbelli ki hastanenizle benim aramda.. ... bir ilişki kurulmaması için iz bırakmak istemiyorsunuz.
But obviously you don't want to leave... evidence of your hospital's involvement with me.
Besbelli ki, asla "affet ve unut" kelimelerini duymamışlar.
Obviously, they've never heard of "forgive and forget."
Bak, biz Kaptanımızın geri dönmesini istiyoruz, ve besbelli ki, sende eve dönmek istiyorsun.
Look, we want our Captain back, and you obviously want to get home.
Besbelli ki programcılar sistem içinde ki kişinin kendisi istemesi durumunda güvenli bir şekilde dışarı çıkabilecek şekilde yapmışlar.
The programmers obviously wanted the people in the system to decide for themselves when it would be safe to come out.
Besbelli ki... dişi olan.
The female... obviously.
Besbelli ki, bu olayda Bay Tuvix ile ilgili bu konu, bir çiçekten daha karışık bir konu.
Obviously, in the case of Mr. Tuvix, we're dealing with a much more complex organism than a flower.
Çünkü besbelli ki, o böyle.
Because it's obvious that he does.
Besbelli ki, halkımın tamamı tükenmemiş.
Obviously, not all of my people became extinct.
Besbelli ki analizlerim, kusurluydu.
My analysis of the data was obviously flawed.
Besbelli ki, siz onu atlamışsınız.
Which you obviously skipped.
Onu tanımıyorsun. En azından ona bir şans ver. Besbelli ki sana elini uzatmaya çalışıyor.
Oh, I am so sorry.
Besbelli ki, öyle.
B'Elanna says she's downloading the letters much more easily now.
Şu anda belirtmeliyim ki. her şey besbelli.
I would've thought by now they'd be obvious.
Beynin bir elektrik akımı göndererek... boynundaki kasları harekete geçirdi. ve, başını çeviren neydi. tabii ki besbelli değil mi?
Your brain sent out an electric impulse... down to your neck muscles... and, uh, what, what turned your head, besides the obvious?
- Besbelli ki...
She obviously has no idea.