Bu ne için перевод на английский
8,396 параллельный перевод
- bu ne için?
What's that for? Huh?
Bu ne için ki?
What is it for?
- Bu ne için?
- What's this for?
- Ne garip tesadüftür ki söylediğin süre Hakim Peabody'yi yatağından kaldırıp bu asılsız suçlamaları düşürmesi için gereken süre.
And that, by no strange coincidence, is the amount of time it'll take me to rouse Judge Peabody from his bed and have him dismiss these unfounded charges.
Freya için bu kadın tarafından büyütülmenin ne kadar zor olduğunu hiç düşündün mü?
Have you ever thought about how hard this must have been for Freya, being raised by this woman?
Ne söyleyeceğini biliyorum ama sen yokken bu şehir için hayatımı tehlikeye attım.
I know what you're going to say, but I risked my life for this city while you were gone.
Ve bu doğruysa Felicity, olanların ne için olduğunu bilmiyorum.
And Felicity, if that's true, then...
Ne için bu?
Right. What's this for?
Bu olaya tanıklık etmiş yaşayan tek bilim insanları olabiliriz ve bunu göstermek için elimizde ne var?
We are perhaps the only scientists alive to have witnessed this phenomenon and what do we have to show for it?
Bu güzellik için ne olsa yaparım.
Anything for that cutie pie.
Annesinin ölümü için''bu daha başlangıç''derken, ne demek istedi?
What did Leo mean when he said his mother's death was "only the start"?
Ne zaman bu hayatını bırakıp, durulup evlenmek için yakışıklı birisiyle tanışacaksın sen?
_
Bu sıra ne için?
What's the line for?
Bir annenin oğlu hakkındaki hislerini ve ne kadar koruyucu olabileceğini bilirim ama bu herkesin iyiliği için.
I know how a mother feels about her son, and how protective she can be, but this is for the best.
Bu, bu özeldi. It ne, uh, eski ahşap helikopterlere. A ahşabın karısını aramak için kullanılır.
It's what, uh, old wood choppers used to call a "wood's wife."
- Ne? Evet, onlar evi arayacak ve bu herifin beni taciz etmek için kullandığı diğer kameraları ya da herhangi başka bir şeyi bulacaklar.
Yeah, they'll search the house and find any other cameras or anything this guy's using to stalk me.
Bu alkış ne için?
What's the big hand for?
Bu gece akşam yemeği için Souad'ın sana ne pişirmesini istersin?
What do you want Souad to make you for dinner tonight?
Ne nasıl tepki vereceğini biliyor olmalıydı Bu büyüklükte bir ihanet için.
You must have known how I'd react to a betrayal of this magnitude.
Bu gece ölmek için geldi ne kadar yakın bir fikrin var mı?
Do you have any idea how close you came to dying tonight?
Bu nikahı mümkün kıldığınız için ne kadar teşekkür etsem azdır.
I can't thank you enough for making this wedding happen, Doctors.
Bir öğle vakti için bu ne çok güzellik.
So much beauty in one afternoon.
Yalnızca Leydi Hazretleri, bu yeri benim çalışmama, gürültü yapmama falan değil, huzur ve sessizlik için Leydi Hazretleri'ne isteyecektir.
Only that Your Ladyship would like the place to Your Ladyship's self, for peace and quiet, not me at my work, banging and the like!
Buna rağmen, bu gelmeyecekleri anlamına gelmez. Yani kimin için çalıştıklarını ne kadar çabuk öğrenirsek, o kadar iyi.
Still, that doesn't mean that they won't, which means, as soon as we figure out who they're working for, the better.
Hafife aldığım şey artık onlar için bu kadar önemliysen ne kadar çaresiz oldukları.
Underestimated how desperate they must be if you're this important to them now.
Benim için bu ülkede yaşamanın ne demek olduğunu anlıyorsundur artık.
Now you know what it feels like for me to live in this country.
Bu her ne ise böldüğüm için üzgünüm.
Sorry to interrupt whatever this is.
Bu da hayatının şu an ne çok acı dolu olduğunu düşünmekten kaçınmak için etkili bir yol.
Well, that's an effective way to avoid thinking about how monumentally painful your life is right now.
Narborough ve Enderby için bu ne anlama geliyor?
What does this mean for Narborough and Enderby?
Bu şeref için Leicester Üniversitesi'ne teşekkür ederim.
Thank you, Leicester University, for this honour.
Stark'ın bu tür bir hasar vermek için ne kullandığına dair fikriniz var mı?
Any idea what Stark may have used to cause this kind of damage?
Peki gecen bu yillar senin icin ne kadar ederdi?
How much... are each of those years worth to you?
Onu hapse soktuk, evet ama bu Elena'yı, Ben'i geri getirmeyecek ya da şimdiye dek başımıza gelenleri ya da buraya gelebilmek için ne yaptığımızı. - Evet.
We put him away, yeah... but it won't bring back Elena... or Ben... or erase what we've been through, or... what we've had to do to get here.
Bu işi alman için ne kadar uğraştım biliyorsun.
I fought for you to get this job.
Ne zaman yeni bir ilişkiye başlasam onları mutlu etmek istiyorum ve bu mutluluğu sürdürmek için de yalan söylüyorum.
When you're in a new relationship with someone you care about and you want them to be happy, you lie... to keep them happy.
Ne zaman seninle olsam bu sefer de Robert için endişeleniyorum.Aynı andan iki yerde olamam.
When I'm with you, I worry about Robert. I can't be in two places at once.
Bu senin için ne anlam ifade ediyor?
What's in this for you?
Bu, hızla gitmek için, kullanışlı bir yol, sen ne dersin?
That's a convenient way to spin it, don't you think?
Bu seçimleri kazanmamız için bunun gibi saha ofislerimiz olmalıdır ve başkan özverinin ne kadar önemli olduğunu bilmenizi istiyor.
It is field offices like this that win primaries, and the president wants you to know how much your dedication means to us.
Bu, senin çıkarların için bir avantaj. Ama oradaki 150 milyon kadın için ne yaptın?
Well, that advanced your interests, but what did that do for 150 million women out there?
Bu, onun için en iyisinin ne olduğu ile alakalı.
This is about what's best for her.
Peki bu dünyada benim için yapılabilecek ne var, doktor?
So what in the world can you do for me, doc?
Bu allık için ne diyorsun?
Here, what do we think of this bronzer?
Gerçekten birbirlerine karşı ne hissettiklerini söylemek onlar için bu kadar mı zordu?
Seriously, was it that difficult for them to tell each other how they feel?
Ama o Xiomara için şehirde kalmayı tercih etti, her ne kadar bu, ezeli rakibi Esteban için çalışmak demek olsa da.
But he chose to stay in town for Xiomara, even though it meant working under his rival, Esteban.
Bu arada, Jane bebek için en iyi olana odaklanmaya başladı, peki iyi olmayan şey ne?
Meanwhile, Jane was trying to focus on what was best for her baby, and you know what wasn't best?
Sana bu görevi vermeseydim ne olurdun? Boş arazileri birkaç parça kırıntı için dolanan bir leşçi?
What would you be had I not given you this mission... a scavenger... wandering the wastelands for scraps?
Bu kadar muazzam ne yapıyorum da fiziğin kuralları seni peşimden göndermek için aşılıyor?
Tell me, what do I do that is so monumental that the laws of physics are broken to send you chasing after me?
Hiçbir zaman kendisini bir sanatçı olarak görmedi ve ben de bu durumu düzeltmek için ne bir şey yaptım ne de söyledim.
He never found himself as an artist, and nothing I did or said made it better.
Ruhlar Mağarası'nı bulmam için tuttular, Ama ben bu duvarın arkasında ne var diye merak ediyorum.
They hired me to get them to the Well of Souls, but I was interested in what lay 2 feet behind that wall.
Evet, bu eğlenmek için ne yapılması gerektiğini gösteriyor.
Yeah, that's what makes it fun.
bu ne içindi 39
bu ne 1749
bu ne güzellik 28
bu ne ya 25
bu ne demek 322
bu nedir 1395
bu ne demek oluyor 180
bu ne kadar 45
bu ne zaman oldu 63
bu nedenle 273
bu ne 1749
bu ne güzellik 28
bu ne ya 25
bu ne demek 322
bu nedir 1395
bu ne demek oluyor 180
bu ne kadar 45
bu ne zaman oldu 63
bu nedenle 273
bu ne biliyor musun 41
bu ne anlama geliyor 246
bu ne demek biliyor musun 70
bu ne peki 35
bu ne demek şimdi 65
bu ne cesaret 35
bu neydi 149
bu ne şimdi 51
bu ne tesadüf 30
bu ne cüret 298
bu ne anlama geliyor 246
bu ne demek biliyor musun 70
bu ne peki 35
bu ne demek şimdi 65
bu ne cesaret 35
bu neydi 149
bu ne şimdi 51
bu ne tesadüf 30
bu ne cüret 298