Busted перевод на английский
5,451 параллельный перевод
Şimdi de otobüste karşılaştık, sonra da buluşalım mı?
Now that we've busted out of there, any plans for later?
Gece okuluna baskın yaptıklarını duydum.
They busted the night school?
Yakalanmamak için dikkat çekmememiz lazım.
We gotta lay low. Not get busted.
Rugrat gidiyor Miami'de enseleniyor.
Rugrat goes and get busted down in Miami.
Benimle alakası bile olmayan bir işten yakalanınca işler daha da sarpa sardı.
Even more fucked was he got busted for shit that had nothing to do with me.
Yakalandık!
Busted!
- Kapının kilidi kırılmış. - Yok daha neler.
The lock's busted.
Hizmet birimimizi üç hafta önce lağvettiler.
They busted us down at the service unit three months ago,
Bunun bir tuzak olduğunu söylediler. Bunu yapmamış olsaydım durumun böyle olmayacağını, belki de hala 827.birliğin olmaya devam edeceğini düşünüp durdum.
A week later they busted us down to truck detail and every day since then I've wondered if I hadn't done that, there might still be an 827.
Canımız çıkana kadar çalıştık!
We busted our asses working!
Bir keresinde Kara beni yakaladı ve laptopuma ebeveyn kilidi koydu.
Kara busted me one time, you know? She put a parental lock on my laptop.
Biraz yıkılıp dökülmüş ve buzlarla kaplanmış... ama ev işte.
A bit trampled and busted and covered in ice... but it's home.
Eger sokakta satarsak silahlari yakalanana kadar. ... Birkac yil yer ve cikariz!
'Cause if we sell them on the street... any punk bitch who gets busted with one just to get a couple years knocked off their time!
Yakalandın.
- Busted. - Ow.
Elliot okulu mesaj bombardımanına tutmaktan yakalandı.
Elliot got busted for text-bombing the school.
Çılgın ailenle hurda arabanızla bir yere gitmiyoruz.
We're not going in some busted-up minivan with your crazy family.
Eğer bir partide yakalanırsam Rachel beni öldürür, olmaz.
Rachel will kill me if I get busted at a party. No.
Yakalanmayacağız ki.
We won't get busted.
Yakalandın yani.
... you're busted.
Egzoz susturucusu sekiz yıl önce bozuldu. Artık geldiğinde herkes anlıyor.
His muffler's been busted for about eight years so everyone knows when he's coming.
Bu sigorta yanmış.
This relay's busted.
- Çok pis yakalandık.
- Oh, we got so busted.
Nick enselenmiş.
Nick got busted.
- Ya gaza bas ya da kenara çek.
- Oh, we're busted. - Busted?
- Basıldığımız falan yok.
Oh, my God. - I'm not busted. - Drive.
Hayır, kimse o anlamda basılmadı.
No one is busted in a bad sense of the word.
Belki de bana orayı neden dağıttını söyleyebilirsin.
Well, maybe you could tell me why you busted up that place.
Tutuklandığımda, onun kartlarını üzerimde yakaladılar.
Well, when I was busted, they caught his cards on me.
Sezon arasında çok çalıştım. Ağırlıkları daha yükseğe kaldırdım.
I've busted my ass this off-season.
Bobby Miller'in kafası kabak gibi açılmış.
Busted Bobby Miller's head open pretty good.
Kaburgasını kırarsan rekoru kıramaz.
He's not gonna get it for you with a busted rib.
- Kayışı koptu.
- The strap's busted.
Galiba yakalandık.
Looks like we are busted.
# Kırık dişler #
Busted teeth
Birinin evine girerken yakalandım. Hadi ama, senden girmeni istemiyorum.
I get busted breaking into some guy's fucking house- - come on, I don't want you breaking in.
Belki de polisler partimi bastığı içindir.
Maybe that's because the cops busted my party.
Yakalandı!
Busted!
- Yakalandık.
Busted.
Suçüstü yakalandın.
You'Re So Busted.
Burada basılmaktan korkuyorum.
Scared we're gonna get busted up here.
Sanat eseri sahtecliğinden 87'de geri yakalanmış.
Busted back in'87 for art fraud.
Bana kalırsa Keegan'ın yakanlanmış adamlarından biri...
All I know is that one of Keegans'guys got busted.
Bu gebermiş.
It's busted.
Beşinci katın penceresinden atladığında şans eseri hayatta kalırsın ama kırık bacakların yılbaşı partilerine gitmene engel olur.
You dive out a fifth-floor window... you got a chance of surviving, but your busted legs... are gonna cut into the Christmas party budget.
Radyomu bulduklarından beri hiçbir şey duymadım ben, ama güzel şarkı.
I ain't heard a thing since my radio got busted. Sweet song, though.
Ben hastaneden topukladım.
I busted out of the hospital.
Sence, şerefsiz onlara baskın yapmış olabilir mi?
You think the fuckface busted them?
Piç.
- Ah! - Busted!
Ve 19 yaşıma geldiğimde uyuşturucu satmaktan yakalandım.
And when I was 19 years old I got busted for selling drugs.
Sürprize bak ki yine yakalandım ve onur kırıcı bir şekilde ordudan atılıp eve gönderildim.
Well, surprise, surprise, I get busted and dishonorably discharged and sent home.
Yakalandın.
Uh-oh, busted.