Bırak konuşsun перевод на английский
656 параллельный перевод
Bırak konuşsun.
Let him talk.
Her şey yolunda, bırak konuşsun.
- You mustn't say such things. That's all right, let her talk.
Bırak konuşsun Kramm.
Quiet, Kramm. Let him talk.
Bırak konuşsun.
Let him speak.
Bırak konuşsun.
Let her speak.
- Bırak konuşsun, Oscar.
- Let him, Oscar
- Bırak konuşsun.
- Let him talk.
- Bırak konuşsun Marc.
- Let him talk, Marc.
- Bırak konuşsun, Baltor.
- Let him speak, Baltor.
- Bırak konuşsun!
- Let him talk.
Jack, bırak konuşsun!
Oh, Jack, let him speak.
Bırak konuşsun.
Let it go.
Bırak konuşsun. Bana hakaret etmekle tatmin olacaksa!
Let her talk, if insulting me gives her any satisfaction.
Bırak konuşsun, çekici adam!
Let him talk, he's charming!
Hayır, hayır, bırak konuşsun.
No, no, no, let her go.
Bırak konuşsun.
Just let him talk.
- Bırak konuşsun!
- Let him speak!
- Bırakın konuşsun.
- Let her speak.
- Bırakın da konuşsun...
- Better have him talk...
Bırak kendisi konuşsun.
Let her speak for herself.
Bırak Loophole konuşsun, sen ağzını açma.
Let Loophole do the talking, and you keep quiet.
Bırakın da konuşsun!
Let him speak!
- Bırak şu yarma konuşsun.
Let the big guy talk.
Bırakın konuşsun.
- Let him talk! Go ahead.
Bırak avukatımızla konuşsun. - Avukatımız mı?
Let him talk to our lawyer.
- Bırak John konuşsun.
- Let John talk.
Bırak da istediği şey hakkında konuşsun, kanımca sanat hakkında da konuşmayacak.
Let him talk about what he wants to talk about, and he won't talk about art.
- Bırak Gilda konuşsun Johnny.
- Let Gilda talk, Johnny.
- Bırak adam konuşsun tatlım.
- Let him talk, my dear.
Bırak da konuşsun.
Let him talk.
- Bırakın konuşsun!
- Let her speak!
Ayaklarına bakma. Lütfen nazik ol ve bırak da o konuşsun.
Please be tactful and let him do the talking.
Bırak konuşsun.
Let him alone.
Bırak kendisi konuşsun.
Let him talk himself, will you?
Bırak Carmelo konuşsun.
Let Carmelo speak.
Bırak Ben konuşsun.
Let Ben talk for himself.
Bırakın Mısır'ın tanrıları konuşsun.
Let the gods of Egypt speak.
- Bırak o konuşsun.
- Let her do the talking.
Bırakın konuşsun ki insanlar onu deli bilsin.
- Let him rave on, that men shall know him mad.
- Bırak da konuşsun.
Let her talk.
Bırak da konuşsun dedim, Fabian.
I said let her talk, Fabian.
Şimdi, bırakında konuşsun.
And now, let him use his right to speak.
Bırak da Amalio konuşsun!
Let Don Amalio speak!
Başrahibe bırakın konuşsun.
Not however, mother Oberin. Leave him / it.
Bırak yüreğin konuşsun.
Just trust in me. Allow your heart to speak.
- Bırak John konuşsun.
- Let John talk. -
Bırak avukatımızla konuşsun.
- Don't answer him.
Bu kız senin, bırak o konuşsun.
This is your miss, let her say.
- Bırakın da konuşsun!
- Let him say what he wants.
Bırak, konuşsun.
Let him speak.
Bırakın da konuşsun. İşte siz busunuz. Hepsi sizin ve parça başının marifeti.
let him talk please... it's you, all your fault, it's with your piecework that I got ill!
bırak 1242
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakın 390
bırakmam 34
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakın 390
bırakmam 34
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırakın geçeyim 78
bırak kalsın 58
bırak gitsinler 68
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırakın geçeyim 78
bırak kalsın 58
bırak gitsinler 68
bırakın gitsin 138
bırak şimdi 60
bırak artık 86
bırakamam 31
bırak onu gitsin 44
bırakın geçsin 44
bırakın onları 26
bırakın onu 283
bırakın geçelim 23
bırak onları 82
bırak şimdi 60
bırak artık 86
bırakamam 31
bırak onu gitsin 44
bırakın geçsin 44
bırakın onları 26
bırakın onu 283
bırakın geçelim 23
bırak onları 82