Ces перевод на английский
52 параллельный перевод
Mektuplardaki kişi Do-Do-Do-Dostoyevski Hıristiyanlık karşıtı askeri yetkilileri etkilemek istedi. Ve ek olarak bu kişi su-su-suç mektubunu okumak ces-ces-cesaretinde bulundu.. mektupları Belinski, en-en-en zararlı fikirlerin adamı Gogol'a iletti.
The man of letters Do-Do-Do-Dostoevsky dared to call the activity of the military authorities unchristian, and in addition he once dared to read the cri-cri-cri-criminal letter of the man of let-let... the man of letters Belinsky to the man of letters Gogol f-f-full of the most harmful ideas,
Ne arzu ererdiniz?
Qu'est-ce que ces messieurs désirent pour dà ® ner?
Sıradaki yemekten önce ben bir puro içeceğim.
- HOW TO called this salad? - Ces area? .
Dilenci der ki, atları, altın kisveleri, kavanozlar dolusu altını ve kıymetli taşları olan âdemoğlu, tüm bu zenginliğini, sahibi olmak istediği kadının ayaklarına serer.
That soul who hath horses and golden robes, sayeth the beggar, and jars overflowing with gold and precious stones, e sa po ace at t y eet s ces, woma, o t ou at ee to oe pou cased
Toplanıp getirilmeleri ve çitlerin tamiri gerek.
Th ey've g otta be rou n d ed u p, brou g h t bac k i n, f en ces rep ai red.
Tüy rüzgarda dans eder.
Wh en th e win d bl ows, a f eath er d an ces in i ts wake.
# Nihayet erkeğini buldu. # Asız.
Now that she's found that she's finally his... ces
CES :
CES :
Ama annem eve gelip seni ayakta yakalamadan önce yatağına dönsen iyi olacak.
But you better go back to sleep before Mom ces home an catches you up.
Nakit veya kredi kartı, Bay..
Esp? ces or chart, Mister...?
Pour se desaIterer a ces gouffres amers. "
Pour se desalterer a ces gouffres amers. "
Rahatsız ettiğim için özür dilerim ama acil bir durum var. Bu o, şu kız. Hangi kız?
bother, is an urgent circumstan ces is not to make practical joke is to search the medium woman is who?
Charlie benim tez hocam, bazen okulda beraber çalışıyoruz ve davalarda danışmanlık yapıyoruz.
Charlie's my thesis advisor, so sometimes I work with him on school and consulting ces.
Bu bir ces.... ceset!
It's a co... corpse!
"Wor-ces-ters-shiree"?
"Wor-ces-ters-shiree"?
"bütün ces bütün insanları öğlene kadar temizlemesi gerekiyor."
"that he got to get all the co... People cleared out by noon."
Ofise gidip kameraları izlersem onu öldürebilirim.
If I go to the main offices and find a surveillance video with him on it, I can kill him...
Jeannie Anderson - - O, bizim "ces-et."
Jeannie anderson - - she is our "dead-ee."
{ 6 } CES-ET
JEANNIE DEAD-EE
ve geldiğimde, iyi haber istiyorum, yoksa sıradaki "Ces-Et" sen olursun.
And when I come back, I want good newsor you're my next dead-ee.
... Avrupa Parlamentosu görünüşe göre...
.. le Parlement Europeen semble fige au regard de ces...
Les lignes qui rejoignent dans ces... "
Les lignes qui rejoignent dans ces... "
İyi bir donanımla şifreli bir ağla girerek kimse anlamadan verileri alabilirim.
I just need the right kind of hardware and a ces-encrypted hard line, so that we can data mine without anyone knowing that we're doing it.
Kutsal yerler sadece tanrının hürmetine hizmet eden uygulamalar yapılmasına izin verdiğinden ve yerin kutsallığına uymayan her şey yasak olduğundan ve ayrıca kutsal yerler içlerinde gerçekleştirilen...
Since ho-ly pla-ces only al-low the prac-tice of things that serve the ven-er-a-tion of the Lord, and every-thing is for-bid-den that is not fit-ted for the ho-li-ness of the place,
Bu sebeple de bu insafsızca davranışları düzeltmek maksatlı tövbe töreni yapılıncaya kadar herhangi dinsel bir faaliyet gerçekleştirilemez.
Un-til, though a ce-re-mony of pen-i-tence, the in-jus-ti-ces have been put right.
Adı Ces, soyadı Edim olan bir dosyayı araştırmanı istiyor.
Need you to dig up a file - - last name Maines, first name Myra.
Yüzbaşı Ces Edim'i aradığınızı duydum.
Hey, lieutenant heard you were looking for Myra Maines.
"Ces-Edim?"
"My remains"?
Birbirimizin birbirimizin cüm...
We're completing each other's... Completing each other's... sen... ten... ces...
İşte geldiler karşımıza...
"Mugir ces féroces soldats?"
Zemin kata asansörle inip sola dönünce, yönetim ofisini göreceksiniz.
If you take the elevator to the basement level and turn left when you get off, you'll see the administrative offices.
Ve bu da ocakta CES'te çıkacak olan Nucleus'un habercisi olan kampanyamızdaki ilk noktalar.
And that is the very first spot in our new campaign heralding the upcoming release of Nucleus this January at CES.
Şimdi yeterli yatırımla gereken zamanda CES için fonksiyonlu bir deneme sürümü oluşturmalı ve Nucleus'u marketten atmalıyız.
Now, with proper funding, we should be able to put together a functioning beta in time for CES and compress Nucleus out of the marketplace.
Yeterli sermaye ile CES için zamanında fonksiyonlu bir deneme sürümü üretme fırsatımız olacak.
So, with some proper funding, we should be able to get a functioning beta in time for CES.
CES için Ocak ayına kadar platformumuza ilave edebilir misin bunu sence?
And do you think you could integrate it into our platform by January in time for CES?
- Russ'la anlaşabiliriz. Yasal ücretimizi ödeyip bizi CES'e ulaştıracak bir çok yol açmış oluruz.
I mean, we could settle out with Russ, pay our legal fees, have plenty of runway to get us to CES.
Ocak ayında CES'teki büyük Nucleus çıkışımıza binaen dünyaya gizli bir ön gösterim vermeye karar verdik.
In anticipation of our big release of Nucleus at CES in January, we've decided to give the world a sneak preview.
CES için platformumuzu hazır etmeye çalışıyoruz.
We are racing to get our platform ready for CES.
CES'te Gavin Belson'ın kıçını tekmeleyelim.
Let's kick Gavin Belson's teeth in at CES.
Masraf oranınızı ayarladıktan sonra Ocak'taki CES'e kadar her hafta size bir çek yazacağım. Fena çuvallamazsanız tabii.
We set your burn rate and then I cut you a new check every other week between now and CES in January, unless you fuck up too badly.
CES ve South by Southwest'teki stantlardan sosyal yardımlardan ve Dodge Challanger'dan sonra...
Well, after the booths at CES and South by Southwest, - all of our outreach, the Dodge Challenger... - Still here!
Vegas'taki elektronik fuarı gibi. Fahişelerin ve sirk gösterilerinin olmadığı versiyonu tabii.
Like the big CES one in Vegas but without the hookers or Cirque du Soleil.
Onlar ki kalbimde kanımdaki... ölümcül ateşi yaktılar
? " Ces Dieux qui dans mon flanc ?
Bence çok feci.
"Ces feux fatals" I think it's dreadful. ?
Glo-çes...
Glou-ches...
Siz ne tercih edersiniz?
ces or chart? What do you prefer?
Tamam o zaman.
ces. It is done.
Üzgünüm, Ces.
I'm sorry, Cese.
... ve cemaati utandıran bazı insafsızca davranışlarla kirletilmiştir.
and since ho-ly pla-ces are vi-o-lated by the great in-jus-tice of ac-tions that have ta-ken place within them that scan-dal-ize the con-gre-gation, for this rea-son no ser-vice can be held there
Pekı ya sıgorta polıçesı?
What about that insurance policy?
Yöntemlerı karşılaştırdım ve bır şey buldum. Son beş yılda çeşıtlı Latın-Amerıkan tatıl köylerınde gerçekleşen beş cınayet. Hepsı turıst aıleler, hepsı de aynı tarıhte olmuş.
So I cross-referenced our M.O's, and I got something... five more homicides taking place across these Latin-American resorts all over the last five years... all tourist families, all taking place on the same day.
cesur adam 21
cesaret edemem 16
cesetler 23
cesaret edemedim 19
cesursun 25
cesur olun 31
cesca 22
cesaret edemezsin 21
ceset nerede 34
cesaret edemem 16
cesetler 23
cesaret edemedim 19
cesursun 25
cesur olun 31
cesca 22
cesaret edemezsin 21
ceset nerede 34