Christine перевод на английский
4,106 параллельный перевод
Selam, Christine.
Hey there, Christine.
Hayır, Christine, gidip de ona soracak değilim.
No, Christine, and I'm not going to come right out and ask her.
Christine doğduğundan beri bir yere gitmedik.
You know? We haven't been away since Christine was born.
- Christine, bana yardım et.
Christine, help me out.
Sana ihtiyacım var Christine, seni istiyorum ve ben sensiz bir hayatı hayal edemiyorum.
We've been through so much together. I need you, Christine, I want you and I...
Christine benimle evlenir misin?
Oh. Christine... will you marry me?
Christine?
Christine?
Christine'in telefonunu kuyumcu soygununda bulduk.
We found Christine's phone at a jewelry store robbery.
Christine'in odası.
Christine's room.
Boyd, Christine'in restoranını yönetiyor.
Boyd manages Christine's restaurant.
Christine'in alâkası ne?
What's this have to do with Christine?
Christine'i geri alacağım.
I'm gonna get Christine back.
Shawn ve Christine'i getireceksin, değil mi?
Shawn and Christine, you're gonna bring'em, right?
Christine, Vegas'a gitmek için çok heyecanlıydı.
Christine was so excited about going to Vegas.
Christine ya da Shawn Boyd'tan bir iz var mı?
Any sign of Christine or Shawn Boyd?
Christine nerede?
Where's Christine?
Kardeşiyle sana olan 100.000 dolar borcuna karşılık olarak Christine ve Shawn'ı aldın.
You took Christine and Shawn as collateral for the $ 100,000 he and his brother owed you.
Christine'in orada tek başına olduğunu bilmek çaresiz hissettiriyor.
I feel so helpless, knowing that Christine is out there alone.
Akademi'de sürekli bahsettiğin Christine mi o?
That's the Christine you always talked about at the academy?
Seni seviyorum Christine.
I love you, Christine.
İşin içinde Christine olduğu için peşine düştüğü kişiler için üzülüyorum çünkü kendilerini bulana kadar durmayacaktır.
Now that it's Christine, it makes me worry for the people he's after because he's not gonna stop till he finds them.
- Christine'in değilse, kimin?
If it's not Christine's, whose is it?
Christine ve Shawn nerede?
Where are Christine and Shawn?
Christine'e cep telefonumu arattılar.
They had Christine call my cell phone.
- Christine.
Christine.
Zane'e karşılık Christine. "
Christine for Zane. "
Christine!
Christine.
Christine.
Christine.
Christine bize bir şeyler anlatmaya çalışıyor.
Christine's trying to tell us something.
Zane'e karşılık Christine.
" Christine for Zane.
Shawn Boyd'un cesedine Christine'in bıraktığı sembolün aynısı.
That's the same symbol Christine left on Shawn Boyd's body.
Christine, tutulduğu yerden bunu görebildi.
Christine could have seen that from wherever she's being held.
Christine, Nailah'ın dükkânında.
She's at Nailah's.
Christine'i göster.
Show me Christine.
Şimdi Christine'i göreyim.
Now let me see Christine.
Şimdi birlikte gidip Christine'i alacağız yoksa seni ölüme yollayacağım.
Now we're gonna go get Christine together, or I'm gonna shoot you dead right now.
Christine, Christine.
Christine, Christine.
- Mac. Allah'a şükürler olsun ki Christine'e kavuştuk.
Thank God we got Christine back.
Christine nasıl?
How's Christine doing?
Yaşadıkların felaketti Christine.
What you went through was hell, Christine.
Christine mi?
Christine?
Çok kolay, Christine.
It's easy, Christine.
- Parker için, Christine için.
For Parker, for Christine.
Christine, Ralph bu Paskalya Adası peynir kafası ve krakerlerine dikkatinizi çekebilir miyim?
Christine, Ralph, can I interest you in some Easter Island head cheese and crackers?
Çok önemli haberlerimiz var.
CHRISTINE : Look, we have some big news. ( laughs )
Burt, geleneklere göre sen de öylesin.
( little laugh ) CHRISTINE : And, Burt, according to tradition, so are you.
Eğer umrundaysa, istediğim tek şey anneciğin için küçücük önemsiz bir iyilik.
CHRISTINE : All I ask is if you care one... one iota about your mother, you'll think about it.
# Sonra Musa Kızıldeniz'i yarmış #
CHRISTINE : ♪ Then Moses parted the Red Sea ♪
Burt, bunu görmelisin!
CHRISTINE : Burt, you got to see this!
Christine'nin yeteniğinin farkına o da mı varmış?
So she recognizes Christine's talent, too?
Hayır, Christine, bir çocuğu ısırmış.
Uh, no, Christine, she, uh... she bit a kid. What?