Dedik перевод на английский
2,884 параллельный перевод
Biz de herhâlde Mike damak tadını genişletmek istiyor dedik ama o hiçbiriyle ilgilenmedi bile.
And I think Mike's just expanding his palate, right? But he wasn't interested in any of them.
Plan falan var mı diye bir Andy'e bakalım dedik.
I want to check in with Andy, see if there's a plan.
Onca yumurta kırılmadan düşünce acaba sağlamlık yumurtalarda mı diye kontrol edelim dedik.
Oh, well, you know, after so many landed safely, we thought we should test'em, make sure we weren't working with a super strong batch.
Aruba'da iki hafta kaldıktan sonra devam edelim dedik. Buenos Aires, sonra Roma.
Well, two weeks in Aruba, and we just decided to keep going, you know, Buenos Aires, Rome.
Kayıp vakaları dedik Naz, trafik değil.
We've been demoted to missing persons, Naz, not traffic.
Biraz şiirsellik katalım dedik.
I was being poetic.
Uzun lafın kısası, bu şirketi bulduk ve bir deneyelim dedik. Aradık ve rezervasyon yaptırdık, işte o zaman- - Uzun lafın kısası- - Biz- -
You know, make a long story short, we found this company and thought we'd give her a try, so then we called and made a reservation, that's when, you know, long story short, we just saw...
Evet. Hard Rock'a kuzen Anthon'un doğum gününe gidiyorduk. Uğrayalım dedik.
Yeah, well, we're on our way to Cousin Anthony's birthday party at the Hard Rock, so we thought we'd stop by.
Ağustosta bir yerlere gidelim dedik,... elbette işten izin alabilirsem.
We talked about going somewhere in August, but that depends on if I can get time off.
Ona da şey dedik...
Here's what I said to her.
Biz de dedik ki ablanla, satarız toprağı gideriz İstanbul'a, babam tedavisine orada devam eder.
Pakize and I thought we'd sell the land move to Istanbul and her dad could carry on his treatment there.
Ne dedik ya!
What's his problem!
- Konuşma dedik uşak!
- I told you not to speak servant boy!
- Konuşma dedik ulan!
- I told you to shut up!
Lan bu yaşımıza geldik, bir de dövizci ayakkabısı giyelim dedik fena mı?
I got me a pairof money changershoes. Not bad, huh?
Aslında ikinizi birlikte yakalamak harika olur dedik.
Then why don't you call tomorrow at my office? No, actually, we thought this would be a great time to get you two together.
"Bugün anneyle kalacaksın, baba olmayacak" dedik ona.
This is mommy's night. Daddy's not gonna be here. That's what we told him.
Bebek uyuyor dedik ve kimse içine bakmadı.
You just say she's asleep and nobody looks inside.
Ve hepimiz çığlık atarak "Montez, dur," dedik ama o devam edip boğazlayarak minik fakir izci kızın dalmaçyalısının hayatını aldı.
And we all were just screaming, "Montez, stop," and he just continued to squeeze the life out of the poor little girl scout's dalmatian.
Sana dedik ya makarnayı getirme diye.
We told you not to bring the spaghetti.
Kartlarımızı gösterip, "Affedersiniz, müsaadenizle." dedik.
Show him the passes, say, "Excuse me, please."
"O zaman" dedik kaldık deminden beri.
Man, we've been saying "so" for a while.
Anahtar oluyor mu diye bakalım dedik.
Just wanted to make sure this key worked.
Hayır, battaniye içindeyken pişirelim dedik.
No, we thought we'd cook with the quilt in there.
Dekoratöre dedik ki : Kendi benliğine göre dizayn et.
We told the decorator, "just design your goddamn ID."
Kendi kendimize "evet, bu yeni albümümüz" dedik.
It's like only in our heads, "That was our new album."
* Bizim yerimizde Sezar'ın ardında dediğim dedik yok muydu?
Was there no domineering Caesar's back at our place?
Videoda'Sokağa çıkıyoruz. Dünyanın tüm büyük şehirlerinde bir scientology binası var'dedik.
We're going to the streets, every major city of the world has a scientology building.
Birinç dedik.
I called dibs.
8'de dedik sanıyordum.
I thought we said 8?
İyi ailelerden geliyorduk, hepimiz koleje kabul edilmiştik. biz... biz bir anlaşma yaptık ve dedik ki.. o gece olanları kimseye anlatmayacağız.
We came from good families, we'd been accepted into college, we... we made a pact and we said, we- - we wouldn't tell anyone what happened that night.
Ödeyeceğiz dedik ya oğlum.
I will pay you the money, you clown.
Size bir şeyler yapalım dedik.
We made you both a little something.
Buralardan geçiyorduk, Grant burada mı diye bakalım dedik. Belki takılmak filan ister.
We were just cruising around the neighb, wanted to see if, uh, Grant was around, maybe wanted to hang out or such.
Ve her olduğunda, her zaman zamanlama yanlış dedik.
And every time it happens, we always say that the timing is just wrong.
Bize yer açın dedik.
Give us some room.
Madem Glee için yarışıyoruz, uyum sağlayıp sağlayamadığınızı bir görelim dedik.
"what the heck, let's see if you guys are adaptable."
Doğru ya. Ama sonra 7'de toplantım olduğu için bir şeyler içeriz dedik ya.
But then we switched it back to drinks'cause I got a 7 : 00 meeting.
Bak, kanama olabilir dedik.
Look... We expected it.
Derek'e hayır dedik, o da üstlerimize başvurdu.
So when we told Derek no, he went over our heads.
Biz de ona dedik ki ; "Tamam, bu haftanın özel bir konusu olarak neden bir güç testi yapmıyorsun?"
Yes, so we said to him, "All right, as a special treat this week, " why don't you do the power test?
"... ve ben bunu sizin için yapacağız. " dedik.
"make it for you?"
- Dedik ya o kadar, hiçbir şey bilmiyor.
Like I said, she doesn't know anything.
Oğlum gel beraber çözeceğiz dedik ya.
Let's finish the application for "Deal, no Deal" together.
İkimiz de "olur" dedik.
And we both said yes.
Anlaşmada yarı yarıya dedik.
We said half. That's the deal.
Belki buraya gelmişlerdir dedik.
We thought maybe they came back out here.
- Tyler, sana daha eğlenceli bir şarkı seçelim dedik, karakterini seviyoruz.
- Tyler, we wanted to give you an opportunity to show your fun, infectious personality that we all love.
Başında dedik.
We said at the start.
Baştan olmaz dedik, ama...
- We said no at first, but -
- Tamam dedik!
All right!