Dokundu перевод на английский
1,942 параллельный перевод
Kimse herhangi bir şeye dokundu mu?
Anybody touch anything?
Kim bilir babam ona en son ne zaman dokundu?
How long is it since Dad last touched her?
Bize bayağı yardımı dokundu.
He's been very helpful.
Hiç yardımı dokundu mu?
Was he helpful at all?
- Susan yardım etti nakış ve Bay Boggis de var tabii. Senin de yardımın dokundu.
Susan helped me... and the picture and Mr. Boggis and even you.
Emekleyen dokunuş, bana dokundu ve gücümü geri getirdi. Harika!
* Toddler Touch and Go touched me... * and made my power go.
Renaldo ona dokundu mu?
did renaldo touch her?
Dokundu mu?
did he? !
Dokundu mu?
A bit pissed, eh?
Bana dokundu!
He touched me!
O piç kurusu, pis elleriyle her yerime dokundu.
That bastard had his filthy hands all over me.
Bize çok yardımınız dokundu.
You've helped a lot.
- Sana dokundu mu?
Did he touch you?
Yukarıdaki üç bilge adam,... kokladı, dokundu, gördü,... ve kimleri görevlendireceğine karar verdi.
The three wise men on high, smelled, touched, saw, and came to the conclusion of whom they should call.
Başka kimse dokundu mu? - Sanmıyorum. - Paketleyelim.
In every case, including Echo's, we've seen improvement in muscular response, cellular cohesion, in stamina.
Sanki bana bir şey dokundu, tuhaf bir şey.
Uh, I felt something touch me. Something strange.
Çocukların yardımı dokundu mu?
Could the children help you?
Sana dokundu mu?
Did he touch you?
Benim de yardımım dokundu!
I helped as well, you know!
"Esinti bana dokundu ve birlikte yürümeye başladık."
"The breeze touches me, and the stars walk with me."
Bana dokundu, öptü, beni sardı.
I was touched and kissed and held.
Öğle yemeğinde kaşığıma dokundu.
He touched my spoon at lunch.
Hannah, herhangi bir şekilde sana dokundu mu?
Hannah, did he make you touch him in any way?
Tanrı ona dokundu ve o da bize verebileceği tek şeyi verdi ki bu da "Tanrı ve Ben".
He has been touched by the divine and he has given us the only thing that he could, which is "Me and God."
Kalplerimize dokundu ve kayboldu...
He who touched our hearts and vanished...
Çok yardımı dokundu.
That's a big help.
Bana dokundu, Gus.
She touched me, Gus.
Muhtemelen her şeye dokundu. Ama hiç parmak izi bulamayacaksınız.
He probably touched everything, but you're not going to find any prints.
Çünkü söylediklerin kalbime dokundu.
Because it makes me, like, open up my heart, you know what I'm saying?
Bazı zor durumlarda büyük yardımı dokundu.
He's been a big help in some tough spots.
Bir şey dokundu herhalde...
I did have a touch of...
Dokundu mu sana?
Did it touch you?
Bana faydaları dokundu, ve yarı zamanlı bir iş böylece istediğim özel dersleri alabileceğim.
They give me benefits, and it's part time, so I can take those private eye classes I've wanted to.
Dokundu mu sana?
Did he touch you?
Dokundu mu?
Did he?
- Yardımı dokundu mu?
- Does that help?
Buck'ın bana geçen hafta baya yardımı dokundu.
Buck helped me a bunch last week.
Ya da "Yağlıboya resme dokundu." Bunu saklayacağım.
Or "Trapped in an oil painting." I'm going to save that one.
Kimse cesede dokundu mu?
Has anybody touched her? No.
Ama bu sefer Lauren'ınki bana dokundu.
But this time Lauren got to me.
Akira'nız sözleri dokundu ve savaşmamız için yetti.
Akira's words touched us and convinced us to fight.
Çok yardımı dokundu.
That's helpful.
Sana dokundu mu? Ellerini üzerime koydu.
He put his hands on me
O zaman ikinci şüpheli muhtemelen.. .. çekice en son dokundu. Biz de sadece onun parmak izlerini bulduk.
That would mean that the second suspect probably touched it last, which is why we only got his prints.
Senin de biraz yardımın dokundu.
Well, you helped a bit.
Tamam tamam, ziyadesiyle yardımın dokundu. Ama şunu unutmayalım ki, bu işten bir çıkarın var.
All right, you were extremely helpful, but let's not forget, you got something out of it.
Baltar, Caprica'da bize çok yardımı dokundu.
Baltar, he helped us so much on Caprica...
Biri bana dokundu.
Someone touched me.
Bugün yardımın dokundu çok.
You helped me out a lot today.
"Lilih tahrik edici bir şekilde yatağa dokundu."
" Lilih patted the bed seductively.
Koluma dokundu.
She touched me on the arm.
dokunma 267
dokun 68
dokunmak yok 20
dokunmayın 52
dokunma bana 367
dokun bana 58
dokunmayın bana 39
dokun ona 21
dokunma ona 165
dokunabilir miyim 37
dokun 68
dokunmak yok 20
dokunmayın 52
dokunma bana 367
dokun bana 58
dokunmayın bana 39
dokun ona 21
dokunma ona 165
dokunabilir miyim 37