Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ E ] / Elbisem

Elbisem перевод на английский

839 параллельный перевод
Elbisem erkenden yapıldı ve şampanya getirdim!
My dress is done early, and I brought champagne!
Belki siz Kızılderililer buna başka bir şey diyordur, ama o benim elbisem.
Maybe you Indians have another word for it, but that's my dress you have.
Elbisem...
My dress...
Elbisem var.
I have my dress.
Onlar elbisem gibi sökük, Ve sağ gözüm dürttü.
They ripped my new dress up, And poked my right eye out
Takım elbisem üzerinde şık durdu.
Say, my suit looks good on you.
Başka bir elbisem de kalmadı.
It's a wonder I have any clothes left.
Arabanıza zorla girerim, elbisem yırtıIır ve çığIık atarım, Ve sonunda kariyerinizi korumak zorunda olduğunuzdan para verirsiniz.
I force my way into your car and tear my clothes and scream, and after all, you have to protect your career, so you pay.
Misafir için elbisem müsait değil.
Well, I'm not dressed for company.
Ama öbür takım elbisem burada olmalı.
But I was expecting my other suit.
Belki de elbisem seni şaşırtmıştır.
Perhaps my dress amazes you?
Ama onun gibi elbisem olamaz.
But, no, I cannot have gowns like her.
Bunlar benim elbisem değil.
These aren't my clothes.
Elbisem!
My dress!
Dadı, ne kadar da zayıf ve solgunum hiç elbisem de yok.
Oh, Mammy, I'm so thin and pale... and I haven't any clothes.
Bazen diyorum ki, gömülmek için şık bir elbisem olsa güzel bir yer bulup yatarım ve ölürüm.
Sometimes I feel like if I just had me a stylish dress to be buried in I'd be ready to find me a nice place to lay myself down in and die. Get out of the way.
- İyi bir elbisem olsaydı.
- I wish I had a better dress on.
O elbisem, tek adım dansını çok güzel yapar.
That suit of mine does the greatest one-step you ever saw.
Elbisem!
Ohh! My dress!
Bir de, Bay Birnam, tek elbisem yarı resmi bir şey.
Mr. Birnam, all I got is a semiformal.
Elbisem mi?
- My dress?
Başka elbisem yok mu?
Haven't any more clothes?
- Elbisem gelmiş olabilir.
- Maybe it's my dress.
- Yeni bej elbisem için.
- For my new beige suit.
- Ah, elbisem.
- Oh, my dress.
Sadece eski mavi takım elbisem.
Just my little old blue serge.
Tek elbisem ve çok eski. Bugün yeni elbise almak için zaman olmadı. Yıllar önce bile son moda sayılmazdı.
Remember there wasn't time today to get a new one... and even years ago, it wasn't exactly the last word.
Takım elbisem mesela.
My tuxedo, for instance.
Garip bir sebepten dolayı bu gece giymemi istediğin eski takım elbisem.
The same tuxedo that for some strange reason you want me to wear tonight.
En güzel elbisem sana yeterince iyi gelmiyorsa onu hemen çıkarabilirsin.
If my best dress ain't good enough for you, you can get out of it right now.
Yine de benim elbisem ve çıkarmak için 30 saniyen var.
It's still my dress and you got 30 seconds to get out of it.
Elbette, ama elbisem pek müsait değil.
All right, though I'm not properly dressed.
Ama elbisem.
But my dress.
Elbisem sertleşmişti ve su kırmızıya dönmüştü.
The cloth was stiff, and the water had turned red.
Elbisem... beni görebiliyorlar.
My suit, they can see me.
Ben de elbisem için bu kumaştan istiyorum.
I want material like this for my dress.
Lise boyunca hiç gece elbisem olmadı.
All through school, I never had a dress to wear.
Elbisem yırtılmış.
My dress is torn.
Esas benim elbisem yırtıldı.
And she has broken the only dress I have.
- Eski elbisem yenilendi o kadar.
- Just my old gown made over.
Bir öpücük ver, Mario. Hey, dikkat et, elbisem kirlenecek!
Ηey, watch the clothes!
Çok güzel bir uzun elbisem var.
I have a lovely evening dress with yards of skirt.
Ne biçim gelinim böyle tek bu elbisem var.
I'm not much of a bride with only this for an outfit.
Flora, elbisem! Acele et!
My dress, quick!
Kırmızı elbisem nerede?
Where is my red dress?
Elbisem fren pedalına takılmasaydı seni yolda yakalayacaktık.
And we would have caught you if my dress hadn't gotten caught... all over the steering wheel and gearshift.
Hiç kışlık elbisem yok.
I don't have any winter clothes.
- Cole, elbisem yeniydi.
Cole, my new dress.
Yeni bir elbisem olsa ve gözlük taksaydım.
If I had a new dress and wore glasses.
Çoktan beri beklediğim elbisem geldi dedim!
I THOUGHT THERE AT LAST IS THE DRESS I'VE BEEN SO LOOKING FORWARD TO THESE SEVERAL MONTHS,
Bu benim en güzel elbisem.
It's my pretty dress.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]