Endişelenecek hiçbir şey yok перевод на английский
98 параллельный перевод
Endişelenecek hiçbir şey yok.
You have nothing to worry about.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
There's nothing to worry about.
Endişelenecek hiçbir şey yok, hem de hiçbir şey.
There is nothing to worry about, not a thing.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
There's no need to worry about it
Endişelenecek hiçbir şey yok.
There's no trouble at all.
Harcayacak bir sürü paramız var ve endişelenecek hiçbir şey yok.
We've got plenty of money to spend, and not a worry in the world.
Sör Charles! Hadi, endişelenme! Doğruyu söylediğin sürece, endişelenecek hiçbir şey yok!
Don't worry, as long as you've told the truth, there's nothing to worry about.
- Endişelenecek hiçbir şey yok.
Oh, no, there's nothing to worry about.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
There's absolutely nothing to worry about.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
You've got nothin'to worry about.
Sana söylüyorum Peter, endişelenecek hiçbir şey yok.
DON'T WORRY. HE'S A GREAT DENTIST.
Kuzen, endişelenecek hiçbir şey yok.
Cousin, there's nothing to worry about.
Kesinlikle, endişelenecek hiçbir şey yok.
Certainly, you have nothing to worry about.
Ailemdeki problem bende yok. Endişelenecek hiçbir şey yok.
Since I don't have the family problem, there's nothing to worry about.
- Endişelenecek hiçbir şey yok, tamam mı?
- There's nothing to worry about, all right?
Moa, endişelenecek hiçbir şey yok.
Moa, there is nothing to worry about.
Endişelenecek hiçbir şey yok, Mary.
There's really nothing to worry about, Mary.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
I promise. Not a worry in the world.
Hatırla, endişelenecek hiçbir şey yok.
Remember, there's nothing to worry about.
- Endişelenecek hiçbir şey yok.
There's no reason to worry.
Sana söyledim, endişelenecek hiçbir şey yok.
I told you there's nothing to worry about.
Weebo, endişelenecek hiçbir şey yok.
Weebo, there is nothing to worry about.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
Nothing to worry about whatsoever.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
Nothing to be concerned about.
Ah, teşekkürler ama, her şey kontrolüm altında, bu yüzden endişelenecek hiçbir şey yok, Ed.
Oh, well, thanks anyway, but I really have it under control, so, you don't have to worry about a thing, Ed.
Yani endişelenecek hiçbir şey yok.
So there's nothing to worry about.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
You've got nothing to worry about.
Endişelenecek hiçbir şey yok. Çok komiksin.
- It's nothing to be concerned about.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
Absolutely. You have nothing to worry about here.
Endişelenecek hiçbir şey yok... dexter için.
You have nothing to worry about... with dexter, i mean.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
There's nothing to be concerned about.
Karakoldayım ve bir elbise giyiyorum... ama endişelenecek hiçbir şey yok.
He's in a police station and he's wearing a dress... but there's nothing to worry about.
Güven bana. Endişelenecek hiçbir şey yok.
Trust me, you've got nothing to worry about.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
There's nothing to be worried about.
Ev konusunda bana güvendiğin için teşekkürler baba. Endişelenecek hiçbir şey yok.
I don't know, something to do with his son's bone marrow.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
There's nothing at all to worry about.
Sadece bir kaç sıyrık endişelenecek hiçbir şey yok.
It's just some external cuts, nothing to worry.
Bak, Pen, endişelenecek hiçbir şey yok.
Look, pen, you've got nothing to worry about.
İnan bana, endişelenecek hiçbir şey yok.
Trust me, you have nothing to worry about.
Bak, sana endişelenecek hiçbir şey yok demiştim.
Look... I told you that you don't have anything to worry about.
Endişelenecek hiçbir şey yok, tamam mı?
You have nothing to worry about, okay?
Kate, endişelenecek hiçbir şey yok.
Kate, you have nothing to worry about.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
We've got nothing to worry about.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
Nothing to worry about.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
Why, you got nothing to worry about.
Endiselenecek hiçbir sey yok.
Nothing to worry about.
Endişelenecek... hiçbir şey yok.
Nothin'to worry about.
Endiselenecek hiçbir şey yok.
Nothing to worry about at all.
Her neyse... Genellikle bunu rapor ederiz ama hiçbir şey çalınmamış olduğundan endişelenecek bir şey yok.
Anyway we usually report this but since nothing was stolen, there's nothing to worry about
Endişelenecek hiçbir şey yok.
You got nothing to worry about.
Kesinlikle anlaşılır ama sizi daha iyi hissettirecekse,... bu işi uzun zamandır yapıyorum ve bir çok şey gördüm ve söylemeliyim ki endişelenecek hiçbir şeyiniz yok.
That's totally understandable, but if it makes you feel any better, I've been doing this a long time and I've seen a lot of things, and you have nothing to worry about.
hiçbir şey yok 457
hiçbir şey yoktu 36
hiçbir şey yok mu 23
endişelenme 2019
endiselenme 17
endişeleniyorum 63
endişe 26
endişelenmeyin 418
endişelendim 49
endişeliyim 71
hiçbir şey yoktu 36
hiçbir şey yok mu 23
endişelenme 2019
endiselenme 17
endişeleniyorum 63
endişe 26
endişelenmeyin 418
endişelendim 49
endişeliyim 71