Falcone перевод на английский
322 параллельный перевод
Falcone'nin söyleyecekleri var.
"Compañera" Falcone has the floor.
Bakın, Claudia Falcone.
Look... Claudia Falcone.
Claudia ve Jorge Falcone.
Claudia and Jorge Falcone.
Pablito, telefon. Claudia Falcone'nin annesi arıyor.
Pablito, Claudia's mother is on the phone.
Kimler? Claudia Falcone?
Claudia Falcone?
Claudia Falcone.
Claudia Falcone, my daughter.
Pardon hanımefendi. Siz Falcone soyisimli kızı sordunuz değil mi? - Evet.
- You asked about the Falcone girl?
- ¿ Claudia Falcone?
- Yes. - Claudia Falcone?
Maria Claudia Falcone, Horacio Ungaro, Claudio de Acha, Panchito López Muntaner Daniel Racero ve Marila Clara Ciocchini hala kayıplar.
MARIA CLAUDIA FALCONE, HORACIO UNGARO, CLAUDIO DE ACHA, PANCHITO LOPEZ MUNTANER, DANIEL RACERO AND MARÍA CLARA CIOCCHINI,
Antonowski, Conroy, Falcone, Martin, Thorsen, and Walsh.
Antonowski, Conroy, Falcone, Martin, Thorsen, and Walsh.
Oraya otursa Falcone'yi müebbet bekleyecekti.
Falcone on down, we're looking at life.
Falcone ona da istediğini verebilirdi.
Falcone would've given it all to her, too.
Falcone'nin sadece korkmasını istemiyor.
That ain't the point, Jack. It's not her talkin'Falcone's scared of.
Falcone çok üzüldü.
Falcone's upset.
Demarkov, Moskova'da bulunan bir mafya ailesi ile bağlantısı olmakla suçlanıyor.
Association to suspect Demarkov with indicted Moscow crime family. An association with the Falcone crime family confirmed October 1988.
Ekim 1988'de Falcone ailesi ile de çalışmaya başlayan bir örgüt bu. Demarkov ve Stevens'ın karıştığı bir tezgah açığa çıktı.
Revelation of criminal conspiracy involving Demarkov and Stevens.
Falcone'un fiyatını artırıp artırmadığını soruyorum.
All I'm asking is if Falcone's upped your price.
Falcone's.
Falcone's.
Evet.Yeşil bir Ford Falcone'nun içinde.
Yes, a green car
- Yargıç Falcone öldürüldü.
- Judge Falcone was killed.
.. Giovanni Falcone, Francesca Morvillo..
"... to Giovanni Falcone, Francesca Morvillo... "
Giovanni Falcone'yi unutmamalıyız!
We shall remember Giovanni Falcone!
İtalyanlar buna "Şahin Gardı" derler.
The Italians call it la poste di falcone... the guard of the hawk.
Hapishanede Carmine Falcone'la aynı hücrede kaldı.
In prison, he shared a cell with Carmine Falcone.
Falcone selam söyledi.
Falcone says hi.
Falcone, Chill'i açığa çıkarması için ona rüşvet verdi.
Falcone paid him off to get Chill out in the open.
Falcone, sokakları suç ve uyuşturucuyla dolduruyor çaresizleri kullanıyor ve her gün yeni Joe Chill'ler yaratıyor.
Falcone floods our streets with crime and drugs preying on the desperate, creating new Joe Chills every day.
Falcone, aileni öldürmemiş olabilir Bruce ama onların temsil ettiği her şeyi yok ediyor.
Falcone may not have killed your parents, Bruce but he's destroying everything that they stood for.
Bu, ruh sağlığı bozuk ilan edip kliniğinize aldığınız üçüncü Falcone gorili.
This is the third of Falcone's thugs you've had declared insane and moved into your asylum.
Falcone şehrin yarısını satın aldı.
Falcone has half the city bought and paid for.
Falcone'u yakalamak benim için önemli, ama sen daha da önemlisin.
Because as much as I care about getting Falcone, I care more about you.
Benden çekinmediğinizin farkındayım, Bay Falcone.
I am more than aware that you are not intimidated by me, Mr. Falcone.
Carmine Falcone her hafta uyuşturucu getirtiyor kimse onu yakalayamıyor.
Carmine Falcone brings in shipments of drugs every week. Nobody takes him down. Why?
Falcone onları seni öldürmeleri için yolladı.
Falcone sent them to kill you.
- Falcone'nin adamları mı?
- Falcone's men?
Bu adamlar mahkemede onları bir yarasanın dövdüğüne yemin etse bile olay yerinde Falcone bulundu.
Even if these guys will swear to being thrashed by a giant bat we've got Falcone at the scene.
Ama Falcone'yi parmaklıklar arkasına yolladı.
But he's put Falcone behind bars.
Satılmışlar Falcone'ye karşı geldiğin için diken üstünde.
The scum is getting jumpy because you stood up to Falcone.
Ortağın limanda Falcone'yle beraberdi.
Your partner was at the docks with Falcone.
Bakın, Bay Falcone'nin konteynırında ne olduğunu öğrenmek istemeyiz.
Listen, counselor, we don't wanna know what's in Mr. Falcone's crate.
- Falcone.
- It's Falcone.
Falcone gibileri terapide değil, hapiste tutmak için gerekeni yapıyorum.
I do what I do to keep thugs like Falcone behind bars, not in therapy.
Kendi psikiyatri danışmanımın Falcone'ye bakmasını istiyorum kan tahlilleri dahil.
I want my own psychiatric consultant to have full access to Falcone including blood work.
Crane, Falcone'nin uyuşturucuları arasına saklı bu toksini getirtip şehrin su şebekesine veriyordu.
Crane's been smuggling his toxin hidden in Falcone's drugs and they're dumping it into the water supply.
Falcone için mi çalışıyordu?
Was he working for Falcone?
Mortimer ve Falcone çoktan varmıştır.
Mortimer and falcone should be there already.
Mortimer ve Falcone.
Mortimer and falcone.
Mortimer ve Falcone'da, teknolojinin son eseri biohazard giysileri bulunuyordu.
Mortimer and falcone were wearing state-of-the-art biohazard gear.
Jean bana Mortimer ve Falcone'un odasına girdiklerinde onu korkuttuklarını söyledi.
Jean told me mortimer and falcone scared her when they came into her room.
- Bu işi Mortimer ve Falcone'a ver.
give it to mortimer and falcone.
Mike Falcone seni aradı mı?
Hey, Mike Falcone call you?