Fr перевод на английский

Evden geliyor.

He comes fr'the house.

- İşte Kartlarınız Hanımefendi ( FR. ).

- Voil, Madame, les cartes.

Dokuz ( Fr. ).

Neuf.

Böyle boktan sözler eden ufak bir şıfrıntı istemem evimde! Tüm mahallenin ahlakını bozacak bu kız!

I don't want a foul-mouthed slut in my house talking dirty, and perverting the neighborhood!

FR Fransızca konuşabilir misiniz?

Parlez vous français, Monsieur?

FR Ah, çok teşekkürler!

Ah, Dieu merci! Dieu merci!

FR Şimdi biraz daha iyiyim...

Mon petit vous ne soures jamais combien je suis content.

FR Bekleyin.

Vous attendre.

FR Biz...

Nous...

FR Biz size zarar vermeyeceğiz.

Nous sommes bon pour vous, Monsieur.

FR Bakın, annem geldi.

C'est bon. Ma mere arrive, c'est bon.

FR Lütfen yardım edin.

Je vous aide.

FR Pullara bak.

Regardes les stamps.

FR Sen kimsin?

Qui est vous?

FR Hanımefendi, Benim adım Szczepansky.

Madame, je m'appelle Szczepansky.

Yani, Bay Parks özellikle bir... dost.. değil mi?

I mean, Mr. Parks isn't particularly a fr...

Şu senin memleketin, Çin, uzak mı?

Th i s I an d you come fr om, th i s C h i n a, i s i t as f ar as i t seems?

Bok, götündeki boku yalıyorum.

Shit, I'll lick the shit fr om your ass.

Sadece güzel şeyler çıkar senin popo deliğinden.

Only beautiful things can come fr om your poopy-hole.

- Bu melekten miydi biri?

- One fr om this angle?

- Hayır, o Kongo'dan.

- No, he's fr om the Congo.

Beyninden tümörü çıkardık.

We r emoved a tumor fr om her brain.

Mr.Parks özel biri değil...

I mean, Mr. Parks isn't particularly a fr...

İsminiz, efendim.

Your name, sir. Oh, ah, Fr...

Annem de San Fr'isco'ya gelecek mi?

Will Mommy be coming to San Fr'isco?

Asla San Fr'isco'ya gidecek kadar sağlam bir tekne yapamazsın.

You'll never build a boat strong enough to get to San Fr'isco.

San Fr'isco'nun nerede olduğunu bile bilmiyorsun.

Why don't you give up? You don't even know where San Fr'isco is.

Buna inanamıyorum 2 şıfrıntıyı evlat diye beslemişim

I can't believe I produced 2 double dealing bitches

D-D-Danny, a-a-arkadaşın kim?

D - D-Danny, who's your fr-fr-fr... guest?

- Danny, a-a-arkadaşın kim?

- Danny, who's your fr-fr-fr... guest?

Şimdi lütfen, arkadaşlarına ayrıl ayrılmalarını rica eder misin?

Now please, ask your fr friends to leave.

Bir bakalım, hamur tüpü bir tane sıvı frın temizleyici ve yarım litre de süt, lütfen.

Let's see. A pastry tube, a container of liquid oven cleaner, - and a pint of milk, please.

Hamur tüpleri, frın temizleyici ve az yağlı süt.

Pastry tubes, oven cleaner, low-fat milk.

Hava soğuk, değil mi?

Es muy fr / o.

Bir arkadaşımla buluşmak istiy- -

I want you to meet my fr -

Aynı zamanda şirin şeyler de söylemeyeceğim moi ( fr. ben ) gibi. Ve aynı zamanda Fransızca "trè ( çok )" zarfını da kullanmayacağayım, İngilizce bir sıfatı tamlamak için. Mesela trè ( çok ) müthiş trè zorlu, trè görkemli trè yoğun ya da trè fahiş gibi.

I will also not be saying any cute things, like moi, and I will not use the French adverb très to modify any English adjectives, such as très awesome, très narly, très fabut, très intense,

Yakın bir arkadaşım.

There's a fr. Lend of m.

Teşekkür ederim, Bayan Schulze.

Thank you, Fr � ulein Schulze.

Hoşçakalın, Bayan Hartmann.

Goodbye, Fr � ulein Hartmann.

Benim... yakın arkadaşım kimsesi yoktu, ailesi yoktu.

Well, uh, he was a very close f... He didn't have any other fr... He had no family.

Benim yegane...

My only fr -

Kim o?

They're your fr... hello? What?

- Ar... ka... daş.

- Fr... i... end.

Ama Skippy senin ark -

But Skippy is your fr -

En kısa zamanda Fr.

He would speak to Fr.

... yani bir saniyeyi 100 parçaya böldüğünde, Bilirsin... Bu oldukça hızlı. Onlarda öyle bir makine var ki şunun gibi...

When people win a ski race they say one and 16 / 100ths, one and 32 / 100ths of a second, so you break a second into 100 pieces so, you know... that's quick, they got a machine that goes, like, fr-r-t, real quick, fr-r-t,

Benim arkadaşımı...

You know my fr...

Mulder, sen-

Mulder, you're fr

- Elbette var.

'Course I have Jewish fr...

San Fr'isco'ya sensiz gideceğim.

I'm going to San Fr'isco without you.

- Şeyden aldım...

- I got it from a fr -