Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ F ] / Freed

Freed перевод на английский

1,564 параллельный перевод
Yükün hafifletildi.
You have been freed from your burden.
Aksine kardeşim. Seni özgür bıraktı.
On the contrary brother, it has freed you.
En sonunda Rya'c Apophis'in kontrolünden kurtuldu.
So, in the end, Rya'c was freed from Apophis's control.
Ra kaçıyor ve Dünya özgür kalıyor, ama Ra geçidi beraberinde götürüyor.
Ra ends up leaving and Earth is freed, but Ra takes the Stargate with him.
Aşağı vadinin insanlarının onları acımasızca boyunduruğuna almış demir bir iblisten kurtuluşu.
How the people of the low valley were freed from the yoke of an iron serpent who ruled over them without mercy.
Sonra ben konukçu alındım. Tok'ra beni kurtarmış olsa da hasar zaten olmuştu.
Then I was taken as a host and even though the Tok'ra eventually freed me, the damage was already done.
Az önce evindeydim ve bodruma kitlediğin 63 kişiyi kurtardım.
I was just over at your house and freed 63 people you had locked in your basement.
Bir dahaki buluşmamızda Iga ve Kouga, aralarındaki nefrete son verip barış yapmış olacaklar.
The next time we can meet is after both the Iga and Kouga clans have been freed from their long-standing grudge.
çünkü, Avrupa'da her şey bedava Almanya'ya taşınıyor...
because Europe is freed up and everything... people move within Germany...
Baba, madem artık kılıç taştan çıkartıldı, o halde harekete geçelim.
Father, now that the sword has been freed from the stone, we must act fast.
Kader kılıcını yerinden çıkaran da oydu.
He's the one who freed the sword of destiny.
Serbest bırakılmayı bekleyen başkaları var.
And there's more of them waiting to be freed.
Hepsi serbest kalana dek bana huzur yok.
I cannot rest until I've freed them all.
Spartalılar, yurttaş askerler, serbest bırakılmış köleler.
Spartans, citizen-soldiers, freed slaves.
Kötü haber ise, halkınız onları kurtardı.
The bad news is your people freed them.
John Thorne bu hafta parlamentoda bir koltuk alacak ve..
A newly freed John Thorne has announced that he will refuse to take his seat when Parliament reconvenes this week.
Beni kurtaran galip prens sensin.
You are the victorious prince who freed me.
Beni hanginiz kurtardı?
But, who freed me?
Evet, sonunda özgürüm
Finally, I was freed.
Seçeceğimiz prens sayesinde.
And you will tell me who of the princes freed me.
DBC size özgürlüğünüzü verdi.
RUF have freed you.
" Saçını açtın ve rüzgâra bıraktın
You freed your braids, gave your hair to the breeze.
Tüm malvarlığına el konulacak. Ve tüm mahkumları derhal serbest bırakılacak.
All of its properties confiscated and all of its prisoners will be freed forthwith.
Kardeşinin ölümü üzerine dünyası yıkılmış, ve köleleri azat etmiş ve Vali Odious'ın ölümünün elinden olacağına dair yemin etmiş.
Heartbroken at his brother's death, he freed the slaves and swore that he would be responsible for Governor Odious's death.
Emniyet onu serbest bıraktırır.
The prefect will get him freed.
İkimizi toplasan bizden daha fazla iyilik yapmış bir adamı serbest bıraktım ve hapse ben girdim!
I freed a man who has done more good in this world than you and I combined, and I went to prison!
Idü... azad ettüm... Şu anda azad ettim.
Was. I freed him, just now.
Demek ki seni azat etmişler!
So they freed you, then?
Bir bakıma evet, keskin bıçak beni azat etti.
In one sense, yes, they freed me by the blade.
Düşmanı püskürtün ve özgürlüğünüze kavuşun!
Defeat your enemies and you'll be freed
Joe'yu o sandalyeden kurtardık.
We freed Joe from that chair.
Onu kurtardığımızda Hemalar hâlâ oradaydı.
The Hema were still there when we freed him.
Bizi Saddam'ın zulmünden o kurtarmıştı.
He freed us from the tyranny of Saddam.
"Beyazperdeyi, tüm yapay bariyerlerden kurtardı."
"He freed the screen from all artificial barrier."
Teğmen Bobby James, Kuzey Kore'den kurtarılmış ve Güney Kore özel birlikleriyle birlikte güvendeymiş.
Lieutenant Bobby James is freed in North Korea... and safe with South Korean Special forces.
O yunusları gerçekten niye serbest bıraktığımı bilmek ister misin?
You wanna know the real reason why I freed those dolphins?
Görmedim ama kaç gece sizler için dua ettim, biliyor musun sen? Gâvurun zulmünden kurtulmak için, sizi kurtarmak için kaç kere ben dua ettim, biliyor musun sen onu?
But do you know how many nights I prayed so that you'd be freed from the claws of the heathens?
Beni kurtarmasaydı hâlâ o tuzakta olacaktım.
I would still be trapped in that mirror if he hadn't freed me.
Kesip acıtmak, bulaştırdıkları acıdan azlediyordu beni.
Cutting myself, hurting myself, freed me from the hurt they inflicted.
Bu John'a bu adamı tüm günahlarından arındırdığını onu özgür bıraktığını göstermişti.
This told John something, that he had cleansed this man of all his sins, that he had freed him.
Onu salıverebilirim.
I can get him freed up.
Kumandan Cowen, birisi Atlantislileri serbest bırakmış.
Commander Cowen, someone has freed the Atlantians.
Kahndaq ülkesi Ahk-ton'un idaresinden kurtarıldı ve sizin müşfik korumanıza geçti.
The land of Kahndaq has been freed from Ahk-ton's rule and placed under your benevolent protection.
Absorbacron'a ilk dokunduğunda istediğin her şeyi yapmam için beni serbest bıraktın.
When you first touched the Absorbacron, you freed me... to do everything you wanted.
Eğer bir beden bulursa özgür kalabilecek... Yaşam için bir beden.
He can be freed if he finds a body, a vessel to inhabit.
Beni salıveren işte bu an.
And this moment has freed me.
Çünkü Michael'in Henry'yi serbest bıraktığına inanıyorum ve sizi bir tuzağa sürüklediğine inanıyorum.
Because I believe that Michael may have freed Henry, and because I believe he's leading you into a trap.
Willy'i özgür bıraktığım günlerden bahsetmiş miydim?
Did I ever tell you boys about the time I freed Willy?
Kurtulmuşsun, neden dövüşmedin?
- You freed yourself, why did you not fight? - Erm...
Buraya girip seni keser ve hücrelere kapatılmış zavallıları kurtarırdı.
He would have come in here, slaughtered you and then freed the poor soldiers celled to people like us.
Collier'ın kim olduğunu hatırlamasına ihtiyacım var ancak bu şekilde yargıç önüne çıkıp oğlumun serbest kalmasını isteyebilir.
I need Collier to remember who he is so he can stand in front of a judge and ask for my son to be freed.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]