Gorevim перевод на английский
4,255 параллельный перевод
Ve tarikatımızın yerine getirmesi gereken bir görevim olabilir.
And I may have a task for our brethren.
Orsini. Senin için bir görevim var.
Orsini, I have a task for you.
Şu an asıl görevim senin yanında olmak.
Being there for you is my main job now.
Benim buradaki en önemli görevim senin güvenliğini sağlamak.
Wait. My number one job here is to make sure that you are safe.
Hizmet etmek benim hem görevim, hem de dinimdir.
To serve is my duty as well as my religion.
Görevim ben Emily'yle birlikte olduğumda sona erecek.
My mission is over when I'm with Emily.
Ama benim görevim hâlâ aktif.
But my mission is still active.
Benim görevim ne?
Where do I come in?
Benim görevim kendilerini, kendilerinden korumaktır
My job is to protect them from themselves.
Görevim bir kişiyi yakalamak değil, bir terörist ağı çökertmek, dahası, şu an bu terörist ağla tek bağlantımız bu kız.
My mission isn't to grab one person, it's to take down a terrorist network, and right, now she is the only link to that network.
Kendine güvenmeni sağlamak ve tuhaflığını azaltmak benim görevim.
So now it is my job to make you feel confident and less weird. Okay?
Benim görevim de seni korumak.
My job is to protect you.
Seni korumakta benim görevim kekem.
And I'm the one who should protect you, Aziz Aga.
Benim görevim onları karşılaşacakları şeylere hazırlamak.
My role is to prepare them for the challenges they face.
Benim görevim sana karşı nazik davranmak değil.
It's not my job to make things nice for you.
- Fakat benim görevim barışcıl.
[cackles] - But my mission is peaceful.
Benim görevim sizi korumak.
My job is to protect you.
Şu anki görevim bu insanları savaşa hazır hale getirmek.
Meantime, my job is to get these people ready for battle.
Benim görevim okurlarımı bu düşüncesini değiştirmek.
My job is to dissuade my readers of that notion.
Hâlâ benim görevim.
Guess it was my job.
Ağabeyin olarak seni kusursuz bir suikastçıya dönüştürmek benim görevim.
It's my duty as your big brother to raise you into a perfect assassin.
Ona yardım etmek benim görevim.
I felt duty-bound to help her.
Görevim seni affetmek, ki affediyorum.
My job is to forgive you, which I do.
Ama uzak tutmaya çalışmak da görevim.
But I think it's my job to try.
Bugün görevim askıya alındı.
I was suspended today.
- Görevim, Donanma Soruşturma Bölümü'nü düzeltmekti.
My job was to clean up the Navy's investigative branch.
Seni korumak benim görevim.
It's my job to protect you.
Bu benim görevim.
It's my job.
Görevim sırasında ters giden bir şey mi oldu?
Did I make a mistake to recieve this task?
Fakat öylece gelip, görevim var dedin.
But you came with an assignment.
Görevim, müzik seçmelerini geçip, rock yıldızı olmak.
Pass the audition of muic industry And become a rock star... that is my assignment
Bir görevim var.
I have a mission.
Yeni bir görevim var.
I have a new mission.
Benim gidebilmem için hala yapmam gereken 160 saat kamu hizmeti görevim var.
I've still got 160 hours of community service before they let me go.
Bence seni en iyi şekilde temsil etmek benim görevim.
I think it's my job to represent you to the best of my ability.
Chennai'de dört günlük görevim var.
Four days duty in Chennai
Benim görevim Batı'nın "Kafasını" getirmekti.
My mission is to fetch the "head" of the West.
Görevim gereği evet, bir iki kez evine uğramışlığım var.
Yes. In the course of my duties, yes, I stopped by his place once or twice, maybe three times, possibly six.
Çünkü benim en önemli görevim senin güvenliğini sağlamak.
Because my number-one issue here is your safety.
Görevim elime alabileceğim herhangi bir şeyi kullanarak yer fıstığını tüpten çıkarmak.
'My task is to get the peanut out of the tube'using anything that comes to hand.'
Bir ajan arkadaşımıza yardımcı olmak benim görevim.
It's my job to help a fellow operative.
Tamamlamam gereken bir görevim vardı.
I had a mission to complete.
Hâlâ kendi hâlimdeyim ve daha yeni Annapols'ten çıktım. İlk denizaşırı görevim benim.
I was still basically one myself- - just out of Annapolis, my first overseas tour.
Normalde bir CIA ajanının ilişkisi ortaya çıktığı zaman görevim herhangi bir güvenlik açığı olup olmadığını araştırmak.
Normally in the wake of discovering a CIA officer's affair, I'd be tasked with investigating any possible security breach.
Güçlerimizi korumak benim görevim. Bu bebeğin yaşamasına izin verirsek güçlerimiz hiçbir şey ifade etmeyecek.
It is my duty to protect our power, and our power means nothing if that baby grows another day.
-... ki takımdaki görevim de buydu.
- which was my job on the team.
Ve ilk görevim olarak da Başkan, daha büyük bir saldırı olmasını engellememi istedi.
And the first order of business the president has appointed me to address is preventing further attacks.
İkinci görevim de ; saldırıları yapanlara ne gerekiyorsa yapıp adaleti sağlamak.
The second is to bring swift justice to those committing them, by any means necessary.
Denemek de benim görevim.
Well, it's sort of my job to try.
Bay Wickham bir sonraki Derby duruşmasında yargılanacağınızı bildirmek benim görevim.
Mr Wickham, it's my duty to inform you that you will be committed for trial at the next Derby assize!
Orman büyük ve karanlıktı ayrıca ilk görevim bir yargıcı bilgilendirmekti.
The woods were vast and dark, and my first duty was to inform a magistrate.
görevim 43
görevimiz 59
görev 62
görevli 39
görevi 115
görev tamamlandı 49
görevin 17
göreviniz 18
görev çağırıyor 20
görevdeyim 28
görevimiz 59
görev 62
görevli 39
görevi 115
görev tamamlandı 49
görevin 17
göreviniz 18
görev çağırıyor 20
görevdeyim 28