Götür перевод на английский
16,026 параллельный перевод
Ne istediğini söyle. - Mezarlığa götür beni.
Tell me what you need!
Beni eve götür yeter.
J-Just take me home.
Moss sen Düşes'i, Birmingham'a geri götür.
Moss, you take the Duchess back to Birmingham.
Yanında götür beni.
Bring me with you.
Druid mağarası beni buraya götür.
The Druid cave... take me here.
Kumandan Tilton mahkûmu hücresine geri götür.
Commander Tilton, take the prisoner back to her cell.
Prensesi ormana götür.
Take the Princess to the woods.
Bizi oraya götür.
Take us there. - How long will it take?
Bunu Slanter'a götür.
Take it to Slanter.
Liman Komitesine götür, acele et!
Get me to the Port Committee, quick!
Atı götür Toby.
Walk him down, Toby.
Raven, götür bizi.
Raven, take us out.
Kelly, beni yere götür
Kelly, get me to the ground.
Charlie'yi de götür, bu gece Arthur ve Linda'yla kalsın.
You take Charlie and put him with Arthur and Linda for the night.
Beni hastaneye götür Ada.
Drive me to a hospital, Ada.
Lizzie, paraları topla ve bodruma götür.
Lizzie, collect up the money and bring it to the cellar.
Yahudi beyi misafir odasına al... -... kardeşlerimi de mutfağa götür, çay ve rom ikram et.
Will you take the Jewish gentleman to the drawing room and take my brothers to the kitchen and give them tea and rum?
- Beni doktora götür.
- Take me to a doctor.
Götür bizi oraya.
- Just do it.
Siktir et, beni eve götür.
Fuck it, take me to the apartment.
- Götür onu.
- Just tuck her in.
Tamam, tamam, kızını da götür.
Fine, fine... take your daughter along too.
Onu Hindistan'a götür.
Take her to India.
Rita, lütfen onu içeriye götür.
Rita, please take her inside.
- Hazır olduğunda bizi eve götür.
When you're ready, pick us up from home.
Lütfen onu götür.
Please, take him inside.
- Joseph, otobüsü götür.
- Joseph, take the bus.
Bunu da şu beyefendiye götür.
Take this mister, too.
Onu da yanında götür.
Take him with you too.
Sen onu odasına götür, ben gidip babamı göreyim.
You take her to your rooms. I'll go and see Father.
Dinle beni, bunu Kutuzov'a götür.
Now, listen. Take this to Kutuzov.
Götür beni buradan.
Take me away.
- Haydi de çocukları odalarına götür.
Get these kids up to their room.
Doğrudan askerîye götür.
Take it straight to the military.
Geçti. Tamam, onu içeriye götür.
Okay, get him in there.
Beni evine götür.
Take me to your place.
"Ne olur, beni evime götür." dedim ona.
I said..... "Please, take me home."
Paketi, Winfield Alışveriş Merkezi'nin mal kabul alanına götür.
Take the package to the service area of Winfield Shopping Center.
Nikolushka beni öpsün de onu buradan götür.
Let Nikolushka kiss me, and then take him away.
İstersen onu merkeze götür, tüm evrakları düzenle.
You can drag him into town, file all the paperwork you want.
"Kızı, KK Birimi'ne götür ve Roebuck'ı bilgilendirmeyi de sakın unutma."
Get the girl over to the PPU and make sure Roebuck's part of the fucking loop.
Sen, Karl'a içkisini götür.
You take Karl's drink up to him.
Götür, hepsini götür.
Take them all. Take them.
- Tamam o zaman beni polise götür.
Okay, then. Take me to the police
Çocuğu uşak dairesine götür Murtagh.
Take him up to the servants quarters, Murtagh.
Beni çabucak Bastille'e götür!
_
Öyleyse beni eve İskoçya'ya götür.
Then bring me home. To Scotland.
- Öyleyse beni eve, İskoçya'ya götür.
Bring me home... to Scotland.
Beni oraya götür.
Take me there, I'll show you.
- Çocukları babana götür.
No, take the kids to your dad.
- Götür kızımı restorana.
Take her out.