Gözlerinde перевод на английский
2,156 параллельный перевод
Ne gözlerinde ne de kalplerinde, ne de duygusal bir yolu var.
Neither the eyes, nor the heart, nor by the way of emotions..
Ah o güzel gözlerin, aklım gözlerinde.
"Oh, charming eyes."
" Senin gözlerinde mahzun olmam için bana izin ver.
"Let me be forlorn in your innate eyes."
Sweeny'in gözlerinde acı biber girdi.
There's chilly powder in Sweeny's eyes.
Gözlerinde hayat nasıl geçer.
How life goes by... In the blink of an eye.
Siyah gözlerinde hiç takat kalmamıştı.
In his black eyes, he didn't have any strength.
Onu yakından görünce, kalbim sanki gözlerinde kayboldu.
Seen from close up, the heart increased in value what it had lost in the caliber of her eyes.
Gözlerinde aynı sinsi bakışlar var.
With the same assassin's gaze!
Gözlerinde yaşlar vardı. Muhteşemdi.
He could stink so bad it makes my eyes tear.
Gözlerinde.
In your eyes.
# Mavi gözlerinde, kaç tane nötron ve elektron var? #
How many neutrons and electrons are in your blue eyes?
# Çekici gözlerinde, kaç tane nötron ve elektron var? #
How many neutrons and electrons are in your magnetic eyes?
Ama gözlerinde korku yoktu.
Yet no fear in her eyes
# Dünyanın döndüğünü senin gözlerinde görmek #
♪ And I saw the world crashing all around your face ♪
Eskiden insanlar hayattayken en son gördüğün şeyin gözlerinde bir fotoğraf gibi kaldığına inanırlardı.
In former times people thought that the very last thing you saw in life would remain imprinted in your eyes as if it was a photograph.
Katilin yüzünü kurbanın gözlerinde görebileceklerini düşünürlerdi.
They thought they could see the murderer's face in the victim's eyes.
Bunu gözlerinde görebiliyorum.
I saw it in his eyes.
Gözlerinde görüyorum, birlikte tarlalara gittiğimiz gün.
I see it in her eyes, the day we rode through the fields together.
Gözlerinde görüyorum.
I see it in her eyes.
Bırak esi olarak yaşayayım gözlerinde.
"Let me dwell in those enthralling eyes."
İlki gibi gözlerinde dehşet bir ifade vardı.
He had the same wild eyes as the first.
Bunu gözlerinde görebiliyoruz.
We can see it in your eyes.
Gözlerinde görebiliyorum.
I could see it in your eyes.
Onu gözlerinde görebilirsin.
You can see it in his eyes.
Ya da gözlerinde uzak diyarların gizemi olan bir şey.
Or something with the mists of Thule in their eyes.
Senin yaptığın gibi. Gözlerinde tamamen acıma ve iğrenme hisleri var.
With their eyes full of pity and disgust.
Eğer sende benim gördüklerimi görseydin senin gözlerinde öyle bakardı.
If you had seen what I have seen... Your eyes would be dead, too.
Gözlerinde ışık vardı.
There was light in his eyes.
"... asla zarar gelemez ona gözlerinde keder olmasın.. "
"... we made through our eyes shall never break. "
Senin gözlerinde farklı bir şeyler var.
"There's something different about your eyes."
Onun gözlerinde her şeyi görmeye başladım.
I began to see everything through her eyes.
Gözlerinde bunu görebiliyorum.
I can see it in your eyes.
Gözlerinde görebiliyorum.
I can see it in her eyes.
Gözlerinde yaşayacağım.
I'll dwell in your eyes.
Onu gözlerinde her gün görüyorum.
I see it in your eyes every day.
- Ben yeniden gözlerinde doğmak istiyorum.
- I want to immerse in your innate eyes.
- Ben yeniden gözlerinde doğmak istiyorum.
- I want to immerse in your innate eyes.'
Hep yanlış şeyi söylüyorum ve insanların gözlerinde kendimi sinir bozucu...
I'm always saying the wrong thing and then I see that look in people's eyes
Hayır, ama bunu kapıya götürülürken gözlerinde gördüm.
No, but I saw it in his eyes, as he was escorted through the gates.
Gözlerinde saygınlığın düşerse, bir daha asla eski zaferlerine erişemezsin.
Fall from their grace, and you may never rise to former glories.
Sahibe benden kuşkulansa bile, gözlerinde gördüm.
Even Domina doubts me. I see it in her eyes.
Gözlerinde yıldızlar
Stars in your eyes
Gözlerinde bunu gördüm.
I can see it in his eyes.
Gözlerinde bir güç var ve köpekler bile ona dayanamaz.
There is a power in his eyes and Even dogs can not stand him.
Çünkü, kendine ve başkalarının gözlerinde var olduğuna kendini aşırı derecede inandırmışsın.
Because you believe it so intensely that you've become real to yourself and to others.
Çünkü, kendine ve başkalarının gözlerinde var olduğuna kendini aşırı derecede inandırmışsın.
You believe It so Intensely that you've become real to yourself and to others.
Onun gözlerinde gücümün yansımasını görmek istiyorum.
I would gaze into the man's eyes, and see the power of my reflection in them.
Ölüm emrine nasıl karşı çıktığını gözlerinde gördüm.
I saw in your eyes how you craved to defy order of his death.
Gözlerinde tutkuyla dans etmelerini izledim ama hep böyle olmadıklarını biliyorum.
I was watching them dance with such passion in their eyes, but I know they haven't always been like that.
Bir çift inci artık gözlerinde duran.
Those are pearls that were his eyes nothing of him that doth fade
Gözlerinde perde olan kimmiş acaba?
Now who's got the smoke in their eyes?
gözlerin 80
gözler 83
gözlerim 122
gözleri 78
gözlerini 24
gözlerini kapat 165
gözlerime bak 89
gözlerime inanamıyorum 72
gözlerimin içine bak 58
gözlerime 17
gözler 83
gözlerim 122
gözleri 78
gözlerini 24
gözlerini kapat 165
gözlerime bak 89
gözlerime inanamıyorum 72
gözlerimin içine bak 58
gözlerime 17