Güneybatı перевод на английский
962 параллельный перевод
Güneybatıdan gelen bazı tuzakçılarla konuştum.
I've just been talking with some trappers who've come out of the Southwest.
- Güneybatıya.
- Southwest.
- Güneybatıya mı?
- Southwest?
Bu yamaçlarda başka bir vahşi kabile daha yaşıyor. Güneybatı tarafındaki Zambele'ler.
There's another savage tribe up here on the escarpment... the Zambeles, off to the southwest.
Burası güney salonunun güneybatı oturma odası olsa gerek.
Well, this would be south-southwest parlor by living room.
Körfeze ulaştığınızda 500 metreye tırmanıp bombardımanı yapacaksınız ve sonra tekrar denize alçalıp güney-güneybatıdaki Yakushima'ya gideceksiniz.
When you hit the bay, get up to about 1,500 complete your bombing run, then down again and out to sea, - south by southeast to Yakushima.
Güneş doğduğundan beri güneybatı ile kuzeybatı arasında gidip geliyor!
It's gone from southwest to northwest since daylight!
Bunun gibi, rüzgarın güney-güneybatıdan pencereden içeri sertçe estiği fırtınalı bir geceydi. Bu yüzden her aklı başında insanın yapacağı gibi pencereyi kapadım.
It was a stormy night like this with half a gale blowing from the south-southwest into my windows, so I shut them as any sensible man would.
Hani şu Koloni Ticaret'in, Güneybatı Elektrik'in, Omega Film'in sahibi.
You know... Colonial Trading, Southwest Electric, Omega Films...
Ya da güneydoğu veya güneybatı.
Or southeast or southwest.
Üç yıl boyunca güneybatıdaki her birliğimize güldü.
He's had the laugh on every troop in the Southwest these three years.
Zelton Haydutları'nın şansı bu sefer yaver gitmedi. Güneybatının en cüretkar soygununu yapmaya kalkıştılar ama başarısız oldular.
The luck of the Zelton Bandits began running out today when they attempted one of the most daring robberies in the Southwest.
'Bir askeri telgraf, Custer katliamının haberini Güneybatıya duyurdu.'
By military telegraph, news of the Custer massacre is flashed across the long, lonely miles to the Southwest.
Muhtemelen güneybatı yönüne gidiyor.
Probably headed southwest.
Genel istikamet, güneybatı.
General direction, southwest.
- Genel istikamet, güneybatı.
- General direction, southwest.
- Güneybatıya sür.
- Head southwest.
Buranın güneybatısından.
Southwest of here.
Güneybatı.
Southwest.
Güneybatı'dan, 500 noktasından yaklaş.
Approach from southwest at 500.
Hedley kalesi güneybatıdaki bütün büyük sürülerin merkezinde.
Fort Hedley's in the center of all the great southwestern herds.
Yaklaşık 70 mil güneybatıda.
About 70 miles southwest.
Bu dağları aşarak güneybatıya 60 mil yol gideceğiz.
We head 60 miles southwest across these mountains.
Güneybatıya gittiler.
Headed southwest.
"X-ray Bölgesinin güneybatısında çürük bir halat kopmuştur."
"Defective tow line parted, south-west corner, x-ray."
Güneybatıdan bir şey yaklaşıyor.
Something is approaching from the southwest.
Amca güneybatı Afrika'da adalarda büyük rahip.
My uncle a high priest in islands... west south far away.
Şimdi, eğer-eğer akıntı hareketi... güneybatı... yapmalıyız -
Now, if - if the current's moving... southwest... we must be -
"Yaklaşık bir dakika boyunca gemimin üzerinde uçtu ve sonra güneybatıdan güneye doğru yöneldi." Tırnağı kapat.
"It hovered above my ship for about a minute and then headed south by southwest." Unquote.
Radyo Kahire bir deve sürüsünün Sahara Çölü boyunca güneybatıya giden kuyruklu yıldız benzeri bir cisim tarafından damgalandığını rapor etti.
Radio Cairo reports a herd of camels stampeded by a comet-like object streaking southwest across the Sahara.
Güneybatının en iyisidir.
He's the best in the Southwest.
Bunlar güneybatıya Baton Rouge'a gidiyor.
They're headed southwest to Baton Rouge.
Burada neler varmış? Biri 220 derece güney güneybatıyı gösteriyor.
One heads 220 degrees south-southwest, the other 160 degrees south-southeast.
50 km kadar güneybatısında.
About 30 miles southwest.
Güneybatı cephesindeki başkomutanı askerî kuvvetler başkomutanlığını ve Führer'in karargâhlarını bilgilendirdim.
I've informed the high command on the southwest front, the Wehrmacht high command, and the Führer's headquarters.
Rota güneybatı.
Course southwest.
- Güneybatı rüzgârı.
- Southwest
Çoğu, tüm Güneybatıda kötü niyetli olanları ayrı tutan en iyi yasal akıl olduğumu söyler.
Most say except them that's unfair-minded - that I'm the finest legal mind in the entire Southwest.
Batı-güneybatı.
Course west-sou'west.
- Batı-güneybatı.
- Course west-sou'west.
- Batı-güneybatı.
- West-sou'west!
- Rotayı güney ve güneybatıya çevirin, lütfen.
- Make the course south southwest, please.
- Güney ve güneybatı mı demiştiniz, efendim?
- Did you say south southwest, sir?
- Gemiyi güney ve güneybatı yönünde sabit tutun.
- Hold her steady south southwest.
- Güney ve güneybatı, efendim.
- South southwest, sir.
Rehber işaret 300 metre güneybatı da.
Guided by the beacon and 300 meters south-west.
Güneybatı, şüphesiz.
Southwest, of course.
Beş Mitsubishi hafif bombardıman uçağı 3000 metrede güneybatıya gidiyor.
Five Mitsubishi light bombers at around 10,000, headed southwest.
- Güneybatı 3000.
- Southwest at 10 thou.
Güneybatı'da Zulular varmış.
Very good, sir. The sentries report Zulus to the southwest.
Güneybatısında yüzeyde buz tabakaları var efendim.
There's floe ice drifting southwest across that course.
güney 137
güneyde 29
güneye 48
güney afrika 87
güney pasifik 33
güney amerika 163
güneydoğu asya 29
güneyden 17
güney carolina 23
güney dakota 18
güneyde 29
güneye 48
güney afrika 87
güney pasifik 33
güney amerika 163
güneydoğu asya 29
güneyden 17
güney carolina 23
güney dakota 18