Herhalde перевод на английский
25,378 параллельный перевод
Senden çok daha iyi bir piyanistimdir herhalde.
I'm probably a much better piano player than you are.
- Güvenli olarak gördüğü bir yere herhalde.
Somewhere he considers safe, I assume.
Şaka yapıyorsundur herhalde.
Surely, you must be joking.
Öldürülmek adamın başına gelen en heyecanlı şeydir herhalde.
I mean, getting murdered is probably the most exciting thing that ever happened to him.
Baban şimdi öldüğüne göre restoran sana kalacaktır herhalde.
So now that Dad's gone, I'm guessing the restaurant goes to you?
Oradan tek başıma çıkamazdım herhalde.
Well, couldn't exactly rush out of there alone.
Ben de tam Brittany'lerle buluşmaya gidiyordum ama onlar birbirlerini meşgul edebilirler herhalde.
Mmm. Right, well, I was just on my way out to meet the Brittanys, but... I suppose they can occupy each other.
- Evet, herhalde onu kastediyorum ama esas soru şu : Sen neden onu kastediyorsun?
Yes, well, of course that's what I mean, but the bigger question here is : why do you mean that?
Bu saçmalığa da babasını kızdırmak için bulaşmıştır herhalde.
I suppose that's why she got involved in all this nonsense, to piss her dad off.
- O sahtekarları mı diyorsun? Herhalde yani.
Oh, you mean those frauds?
Dört milyon nüfuslu bir şehirde başka bir olay yoktur herhalde.
Not like there's much else going on in a city of four million people.
Birçok insan cehenneme gidip dönmemiştir herhalde.
Huh. Well, most people haven't been to Hell and back.
Evet, faydası dokunur herhalde. Hele de beni öldürmeye çalıştığını düşünürsek. Ne?
Yes, well, I suppose that could come in handy, especially since he just tried to kill me.
Şimdi seni kurtarırsam ödeşmiş oluruz herhalde, değil mi?
I figure if I save you now, that makes us even, right?
Buradan sonrasını ben hallederim herhalde.
I think I'll take it from here.
Yasa dışı olurdu herhalde.
That would be illegal, maybe,
Banyoda saçından muffin çıkarıyordur herhalde. Niye sordun?
She's probably in the bathroom picking muffin out of her hair.
Birilerinin bugün canı sıkkın herhalde.
Ooh, boy. Somebody's in a mood this morning.
- Benzer olur herhalde.
- They ought to be similar.
Gerçek ismi bu değildir herhalde değil mi?
That can't be his real name, can it?
Sıranın önüne geçmenin iyi bir sebebi vardır herhalde?
I assume you have a good reason for jumping in line, right?
Yani, Daniel'ın iddiasını doğrulayan 40 tane tanık gösterebilirim herhalde.
I could produce probably 40 corroborative witnesses confirming Daniel's alibi.
- Başımız dertte demek istiyorsun herhalde?
And we know how he got to Fontana, so now you have a problem, Mark. Don't you mean we have a problem?
- Greg Mann, namıdiğer Buda, herhalde.
Greg Mann, A.K.A. Buddha, I presume.
Ellerim arkamdan kelepçeliyken imzalayamam herhalde.
Well, I can't sign it with my hands cuffed behind my back.
- Buda, herhalde.
Buddha, I presume.
- Buda, herhalde. - Eroininin nereden gelmiş olabileceğine dair fikrin var mı?
And do you have any idea where his heroin might have come from?
- Yani, polisi arayabilirdi herhalde.
Well, he could have called the police.
Maritza'nın bir fikri var herhalde, ya da koltukaltlarını kurutuyor.
Maritza's got an idea, or she's drying out her armpits.
Yahudi ya da Yahudi malı saklamıyorsunuzdur herhalde, değil mi?
You don't happen to hide Jews or Jewish property, do you? Me?
- SD ile doğuya gitmiştir herhalde.
- Probably he went east with the SD.
Burada olduğumu bilmiyor herhalde.
He doesn't know I'm here, does he?
Bel kırığı herhalde, Doktor?
I'm guessing a fractured spine, Doctor?
gün doğumundan sonraydı, herhalde.
Um... It was just after sunrise, I think.
Buraya gezmeye gelmedik herhalde.
We didn't come out here so you could ride shotgun.
Mikrop falan kaptım herhalde.
Maybe I picked up a bug down the hill.
Bilmiyorum, gevşek kablo falan herhalde.
I don't know, must be a loose wire or something.
Ufak da olsa bir tatlı yememizi istedi herhalde.
Wanted us to have a little something sweet.
Eğer bir adamı kendi evinde öldürmek isteseydiniz herhalde çoktan yapmış olurdunuz.
Now, if you were going to kill a man in his own house, I think you would have already done it.
Herhalde ilk olarak böyle hatırlanmak isterdi.
I think he'd want to be remembered that way, first.
Bu Milan herhalde.
He will buy- - That has to be Milan.
Benimle kafa buluyorsun herhalde.
You've got to be kidding me.
Eski bir evin içinden geçen eski bir hırsızdı herhalde.
It was any old burglar going through any old house.
- Büyücü değilim herhalde.
- I'm not a goddamn magician.
Herhalde bir hafta hayatta kalırız.
- I think we're gonna survive for a week.
Birkaç kez oldu herhalde?
It's been a few, right?
Artık kimseye herhalde.
Probably no one after this.
Yükseliyoruz herhalde.
I'm moving up in the ranks.
Komşulardan biridir herhalde.
I just assumed it was the resident.
- Şaka yapıyorsun herhalde.
You're kidding.
Herhalde.
Oh, come on.