Heyecanli перевод на английский
62 параллельный перевод
Tibbi deneyimlerim hiç heyecanli olmadi.
Well, medically, my experiences have been most unexciting.
Heyecanli mi?
Is it excited?
En heyecanli yeri burasi! Seni yemege götürmek istiyorum.
This is the greatest part!
- Hayir, artik dayanamiyorum. Ama biz kaliyoruz, bu gece çok heyecanli geçti.
We're staying, it's been a tough night.
Öfkesi, yalnizca heyecanli olmasindan kaynaklaniyor.
When she's violent... it's only because she's impassioned.
Hiç kimseyi asla bu kadar heyecanli görmemistim.
I've never seen everybody so excited.
Öyleyse söyle Strang'le çalisacak olmaktan dolayi heyecanli misin?
So tell me something. Are you excited about working with Strangé?
Cok heyecanli!
That's exciting!
Partideki en az heyecanli kisisindir.
You're the least excited person at the party.
- Sadece çok heyecanli, bu kadar.
- She's just enthusiastic, that's all.
Insan ve bilgisayar heyecanli basit bir dokunusla.
Man and computer extinct with one stroke of the key.
Ne okuyorsun orda heyecanli?
What are you reading?
Beraber heyecanli bir hayatimiz olacak!
We'll have an amazing life together.
Karşilaşmanin en heyecanli saniyelerindeyiz.
We're in the dying seconds of the game.
60 larin Berkley'i heyecanli olmali.
Berkeley in the'60s? Must have been very exciting.
Cok heyecanli be, huh?
Boy, this is exciting, huh?
bu hayatinin en heyecanli ani olacak.
Is one of the most exciting of his life.
Bunu onun için heyecanli bir oyun haline getirdim.
I just made this his most exciting game ever.
Sadece... çaresizce daha heyecanli bir hayat sürdürmeyi istiyordum.
just... so desperate to have a more exciting life.
Bak bu cok heyecanli bir sey, bir bakima soyle de dusunebiliriz tamamen ozguruz, Burt.
See? This is exciting, if you think about it. We're completely untethered, Burt.
Yarinki gorusme icin heyecanli misin?
Are you counting on this job interview tomorrow?
Pek heyecanli degilim.
No, not really.
Hiç mi heyecanli degilsin?
Aren't you the least bit excited?
Evet, onla konustugumda bayagi heyecanli görünüyordu.
Yeah, yeah, he did sound pretty pumped when I talked to him.
Tatlim, baskalari kadar heyecanli görünmüyor olabilirim ancak her zaman senin ve çocuklarimizin yaninda olacagim.
Cookie, I may be somewhat boring compared to the others but I'll always be there for you and for the children.
Sence hâlâ heyecanli mi yoksa biraz olsun rahatladin mi?
Is it still too exciting or are you starting to settle down?
Sence hâlâ heyecanli mi?
Still think it's exciting?
Heyecanli misin?
\ N ( you okay? Will not be excited? )
ya da yukarda isini yapmaya calisirken daha heyecanli olmamisti.
Or more hectic when you're up there trying to get a job done.
Eski bir dostum, modadan hic anlamaz, ama yeni kizimiz icin cok heyecanli!
He's an old friend, knows nothing about fashion, but he was very excited about our new girl!
Biraz heyecanli tutarak
Keeping it hot, though
- Ne heyecanli!
What a buzz!
- O geldiginde, hep çok heyecanli ve atiksin.
You just get so nervous and hyper around him. I know.
Heyecanli olmalidir.
You must be excited.
İşte şimdi heyecanli.
Now it's a party.
"Çarpip, kaçma davasi", bayagi heyecanli.
Ooh, "the case of the hit and run," that's exciting.
Burada oldugum için daha heyecanli olacagimi düsünüyordum.
Wow, I really thought I'd be more excited to be here.
Cok heyecanli.
This is exciting.
- Onu heyecanli gormek cok guzel.
Nice to see him excited.
ise gelmeyi heyecanli bir hâle getiriyor.
He... he makes coming to work really exciting.
Bu is gercekten heyecanli olmaya basladi.
This is getting really exciting, you know.
Bu yüzden heyecanli ya.
That's what makes it exciting.
DUYGUSAL DURUM HEYECANLI David okula gitmiyor.
David won't show his face at school.
Heyecanli.
Stoic.
Ortam çok heyecanli. simdi gerçekten hepsi burada mi?
The mood is electrifying. They really are all finally here?
Sadece bile artik heyecanli degil.
Just not even excited anymore.
- O kadar da heyecanli görünmüyorsun.
You don't sound very excited.
Heyecanlï hafta sonu olmalï.
Should make exciting weekend.
Biraz da heyecanli degil mi?
Rather thrilling, isn't it?
Heyecanli misin?
Are you excited?
Heyecanli misiniz?
Are you excited?