Höt перевод на английский
50,780 параллельный перевод
Sıcak değil mi?
It's not hot?
Şu şey... Dokunduğunda elini yakmıyor mu?
That... it isn't hot if you touch it?
Sıcak.
It's hot.
"Ve neden denizin fokur fokur kaynadığından ve domuzların kanatlarının olup olmadığından."
"And why the sea is boiling hot and whether pigs have wings."
- Baskıdan yeni çıktı.
Hot off the press.
Umarım sıcak elma turtasına yer bırakmışsınızdır.
I hope you saved some room for some hot apple pie.
Çok sıcak.
Agh! It's so hot.
Neden çok sıcak?
Why is it so hot?
Değiştiğini duyduğumda şişman ve kel bir sıcak çikolatalı tatlıya dönüştüğünden haberim yoktu.
When I heard you changed, I didn't know it was into a fat, balding, hot fudge sundae.
İkinci yarıya hazırlanmak için yanan sıcak metallerle
We seal our wounds with burning hot metal
Sıcaktır.
It's hot.
İlki romantik aşk, ikincisi ateşli aşk ve üçüncüsü ise edepsiz aşk.
The first step is romantic love, the second is hot love, the third is... "Dirty love."
Şimdi eskisi kadar ateşin yok.
Now you're not as hot.
Niye bu kadar sıcak ya?
Ah, why is it so hot?
Yüzüm neden yanıyor böyle?
Why is my face so hot?
Yanaklarımı sıktığı için mi acaba?
Is it hot because he pinched it?
Sıkmadığı zaman da sıcak gerçi.
No? It's hot even without pinching.
Çok sıcak oldu.
This is too hot.
Seksi olmamalısın tabii.
You shouldn't be hot.
Cidden çok sıcak.
It's so piping hot, seriously.
Niye bu kadar sıcaklıyorum?
Why do I feel so hot?
Sıcak, sıcak...
Hot. My goodness.
Eğer duş almak istersen hâlâ biraz sıcak su var.
There's still some hot water if you want to take a shower.
Fazla seksi oldugunuz için!
For being too hot!
Ve oldukça sıcak bir yer.
And it's hot.
Sıcak mı dediniz?
Did you say "hot"?
Bir süre sıcak patates oynamadım.
I have not played hot potato.
- Kadın bir afet.
- She's smokin'hot.
Kadın cidden afet, işte o yüzden.
She's smokin'fuckin'hot. That's why.
Sence karım seksi mi?
Do you think my wife's hot?
Yeterince seksi.
Hot enough.
Ne demek "yeterince seksi"?
What do you mean hot enough?
Yani... "Seksi" dedim işte!
I mean. I said she's hot.
Yeterince seksi.
She's hot enough.
Seksi işte.
She's hot.
"Yeterince seksi" ile ne demek istiyorsun?
She's. What do you mean by hot enough?
- Epey seksi.
- She's plenty hot.
- Epey seksi mi?
- She's plenty hot enough?
- Seksi dedim işte amına koyayım!
- I said she was fuckin'hot!
Sanırım birilerinin acı sosu bırakma vakti gelmiş.
I think it's time for someone to cut out the hot sauce.
Araban suçluyum diye bağırıyor.
Your car is blazing hot.
Çok fazla mini hot dog yedim, ondan...
I had too many of the mini hotdogs and...
- Çay istiyorum.
- I'd like a hot tea.
Tamam, kahve.
Okay, hot coffee.
Bak, sıcaksın.
Look, you're hot.
Sıcak Tekerlekli, Sabah burada görüşürüz.
Hot Wheels, I'll see you back here in the morning.
- Seksi olduğumuzu.
- That we're hot.
- Ateşin yok.
You don't feel hot.
Tenin çok sıcak.
Your skin's so hot.
Ve sonra da dedin ki, sıcak bir yemekten daha kötüsün.
And you-you then said, "you're worse than a hot lunch,"
Sıcak, yoğun nefesini.
Hot and thick.