Ig перевод на английский
808 параллельный перевод
Söylesene hangimiz çıIgın?
Say, which one of us is crazy?
Bazı çıIgın dostlar Propaganda Departmanlığından gönderdi.
Some crazy fellow in the Publicity department sent this down.
Ne tür bir aşk insanı çıIgınlığa sürükler?
What kind of love that drives one to madness?
Tam olarak çıIgınlık diyeceksiniz.
Right you were to call it madness.
ÇıIgınlığım.
My madness.
Henriette Deluzy'le olan gönül ilişkinizin tesiri sizi bu çıIgınlığa sevk etti değil mi?
Was it not your entanglement with Henriette Deluzy that drove you to the madness that possessed you?
Abim ülkede en önde gelen kimyagerlerden oldu ve bu çıIgınlığı buldu! Bu çok zor, bu iş için sonsuza kadar çalışmak gerekiyor.
The harder I work, the more endless the job looks.
Yaşlı amca müfettişe müdahale edemez.
The old man can't interfere with IG.
Müfettiş açılış konuşması dahi yapamadı.
The IG didn't even make an opening speech.
Müfettişe geri dönmekten başka bir şey kalmadı.
Left the IG with nothing to do but go home.
Ne çıIgınlık.
What folly.
Bütün gün yarı çıIgın bir haldeydim.
I was half crazy all day.
Dramımız evlilik çıIgınlığına ve organizasyonuna dayanıyor.
Our drama lies in the continuous marriage of frenzy and organization. Yes.
ÇıIgınlık ve organizasyon.
Frenzy and organization.
Bu çıIgın bir adam olmalı!
It must be a mania men have!
ÇıIgın delikanlı ve trompeti.
Crazy young man with a horn.
Sana sözünü edip durduğum çıIgın müzisyen işte bu.
This is that crazy musician I talk about all the time.
Kafama çıIgın fikirler yerleştiriyor.
She's putting crazy ideas in my head.
Sana çıIgınca ve mantıksız gelecek ama bunu yapmak istiyorum.
I know it sounds crazy and illogical, but that's the way it is.
Kendini çıIgın bir marjinaI zanneder o.
She likes to think of herself as being wildly countercultural.
Bir süre önce buraya geldiğinde, çıIgındın.
When you came in here a little while ago, you were mad.
Seni çıIgınken... daha fazla seviyorum.
I like you better... when you're mad.
ÇıIgın!
Crazy!
Her şey sürekli çıIgınca.
Everything always is crazy.
Bu mu çıIgınca olan?
Is that crazy?
Evet bu çıIgınca.
Yeah, that's crazy.
- Bu çıIgınlık.
- This is insanity.
Cennette ya da dünyada sorun olmaz. Geminize atlayacak ve o güzeller güzeli yeşil dünyaya adım attığımızda... 7 kilo!
AND WHEN WE H IT THAT B IG, BEAUTIFUL G REEN EARTH- - 1 5 POU N DS.
Kontak anahtarı sizde değildir herhalde?
YOU HAVEN'T GOT THE IG N ITION KEY, HAVE YOU, DOLL?
Keşke içimdeki şu izlendiğime dair çıIgınca histen kurtulabilsem.
I WISH I COULD SHAKE THAT CRAZY FEELING OF BEING WATCH ED.
Hey, Ig, sanırım ben bir tane hissettim.
Hey, lg, I think I feel one.
Benim vazifem misafirlerimizin rahatsız edilmemesini temin etmek.
ME? YES, YOU, HOW DO YOU F IG U RE IN ALL THIS? WHY, I'M THE CARETAKER.
Neden bahsettiğini fark ettin, değil mi?
OH, THAT'S A F IG U RE OF SPEECH, CAPTAI N. I MEANT "DEPARTED."
Merhemler, kremler, toz ilaçlar, mutlak çareler, meyve özleri nilüferler, toksinler, tonikler, detoksinler, antitoksinler, karışımlar ve iksirler.
YOU WANT WHAT I'VE GOT! BUT I DON'T KNOW WHAT YOU'VE GOT. O I NTM ENTS, SALVES, POWDERS, SOVERE IG N REM EDI ES,
IG Farben davasındaki kararı duydunuz mu?
Have you heard about the verdict in the IG Farben case?
Sen bir çıIgınsın.
You / they are crazy.
Clarisse Ardant Başrolde William Sheskpare'in ÇıIgın Kız'ı
CLARlSSE ARDANT in "THE WlDERSPENSTlGEN ZÄHMUNG"
ÇıIgın, beni bu şekilde görmemelisin!
Already displaces, how sees for me like you!
IG Farbenindustrie'nin müdürlerinden biri yazmış :
A director of one of the IG Farbenindustrie plants wrote,
Çok çıIgın ve beklenmedik tipler.
They are so crazy, so unexpected.
Bu çıIgınca.
That's crazy.
Bu çıIgın çay partisinde sırada ne var diye sorup duruyorum kendime.
I keep asking myself, what's next at this mad tea party?
- ÇıIgınca.
- No, it's not, nephew!
Müfettiş verdiğiniz teklifleri inceleyince, gerçeğe uymayan fiyatlarla ihaleyi adeta çaldığınız, benim de buna onay verdiğim ortaya çıkar.
It won't stand up. When the IG sees your bargain-basement bids he'll know I let you practically steal those contracts.
Ne kadar çıIgınca ve soğuk bir kış.
Such a crazy, cold spring
Tatlı Prenses,... Bu kötü büyücünün laneti ile iğ parmağına batacaksa eğer, bu durumda yine de bir umudumuz olabilir işte sana hediyem :
Sweet Princess, if through this wicked witch's trick... a spindle should your finger prick, a ray of hope there still may be in this, the gift I give to thee.
Haksız sayılmazsınız, Bay Curtis.
SO WE F IG U RED WHY LOSE THE WHOLE WEEKEN D BEFORE STARTING OUT.
O gece yatak odanızdaki bendim.
YOU'VE BEEN LIVING WITH IG NORANCE TOO LONG.
Ağ, eğ, iğ, ov, u.
Ahyee, e, iyee, ow, you.
Ağ, eğ, iğ, ov, uy.
Ahyee, e, iyee, ow, you.
"'İğ'değil'İ','Ov'değil'O'
"'Ay'not'I','O'not'ow
igor 81
iggy 33
iğrenç 643
iğrençsin 137
iğne 41
iğrençti 29
iğrençsiniz 30
iğrenç bir şey 45
iğrenç kokuyor 22
iggy 33
iğrenç 643
iğrençsin 137
iğne 41
iğrençti 29
iğrençsiniz 30
iğrenç bir şey 45
iğrenç kokuyor 22