Ilan перевод на английский
9,714 параллельный перевод
Roma'dan, Kilise'den, bütün İtalya'dan bağımsızlığımızı ilan ediyorum!
I declare our independence from Rome, from the Church, from all of Italy!
Hayır, bu değil üzerinde imzası olan Kongre'ye gönderilen Saratoga'daki zaferini ilan ettiği mektup.
No, not this one, the one to Congress - with his signature on it. - Oh.
Birinin ölümünü ilan etmek güne başlamak için iyi bir yol değil.
Pronouncing someone dead... not the ideal start to the day.
Evet, ölüm saatini ilan etti.
Yes. She pronounced you dead.
Smudge için birkaç el ilanı bastırıp asacağım bugün.
I might print out some flyers for Smudge and go stick them out today.
Ve sizi karı koca ilan ediyorum.
I now pronounce you husband and wife.
Phil, ilanın yanına adresini de koymalıymışsın.
Yeah, Phil, you should've put your address on the sign.
Söylesene, Amsterdam'daki arkadaşların Jamal, Ihab'ın partisini yasadışı ilan edip seçimleri çaldığında neredeydi?
Tell me, where were your friends in Amsterdam when Jamal outlawed Ihab's party and stole the elections?
296. maddeye göre uygulanan savunma makamı, savcılık ve sanık tarafından numaralarıyla kaydedilecek 6 jüri üyesinin seçimi önce tamamlanacak olup sonra 3 yedek üyenin belirleneceği, aksi ilan edilene kadar jüri üyelerinin, tüm duruşmalara katılmak zorunda oldukları duyurulur.
Having noted the remarks by plaintiff, prosecutor and defense, and according to Article 296 of the Penal Code, the court orders, in addition to the 6 jurors now chosen, the random selection of 3 supplementary jurors
Sonuç olarak mahkeme Martial Beclin'in bu suçtan aklandığını ve hemen salıverilmesi gerektiğini ilan eder.
Consequently the court declares the acquittal of Martial Beclin and orders his immediate release.
Hükümet Pretty Lake'i uçuşa yasak bölge ilan etti.
The government announced Pretty Lake a no-fly zone.
Ilan...
Ilan...
Amerika'da ki tüm muhabirler törendeyken boşanma ilanını aldım ve herkes donup kalmıştı.
I got my divorce decree while every reporter across America was glued to their sets.
- Evet. - O zaman sizi hayli etkileyici bir çift ilan ediyorum.
- Then I pronounce you a highly influential couple.
Sınıfımın kayıtlarını yollayıp çok çalışan öğretmenlerden farkım olmadığını ilan ettiler.
They've been sending footage of my classroom and pronounced me no worse than the teachers that work hard.
O Carol'a ilan-ı aşktı.
That was an admission of love for Carol.
Bu emlak ilanı...
This realty sign...
15 yaşındaki bir çocuk Rusları eleştirdi diye düşman mı ilan ediliyor?
A 15-year-old is critical of the Russians, and he's the enemy?
Red Hook'u temiz ilan etmemize bir, iki gün kaldı.
We are a day or two away from declaring Red Hook - infection-free. - Really?
Eğer Josh dün gece aşkını ilan etmek için buraya gelmiş olsaydı o bambaşka bir senaryo olabilirdi.
And if Josh had come here last night declaring his love for you, it would be a different story.
Sizi karı koca ilan ediyorum.
I now pronounce you husband and wife.
PEN / Faulkner bugün ilan ediliyor. Biliyorsun, final listesindeyim.
It's the... the PEN / Faulkner's announcing today, and you know I'm on the short list.
Babam iş bırakma eylemi ilan etti.
My father has declared a work stoppage.
Nasıl bir cesaret ki IRS'e karşı savaş ilan ediyor.
Think of the nerve that it takes to decide to take on a war with the IRS.
Eğer o arkadaşıyla iletişimini kesmezse kilise onu baskıcı kişi olarak ilan etmekle tehdit ediyordu.
The church was threatening, that he was gonna get declared a suppressive person if he didn't disconnect from his friend.
Ondan sonra da ilan geldi. Bu onu perişan etmişti.
And it was after that the declare came down, and he was just devastated.
"... baskıcı olarak ilan edilmenizi önerdi. "
" recommended you be labeled suppressive,
Bu kişileri baskıcı ilan ediyorsun, böylece hemen güvenilmez oluveriyorlar ve onlarla iletişimini kesmen gerekiyor.
You know, you label these people suppressive so that, you know, everybody automatically... They're discredited, and they must disconnect from them.
Oğlum baskıcı ilan edildi çünkü arkadaşıyla iletişimini kesmedi.
I mean, my son was declared because he wouldn't disconnect from his friend.
Texas Eyaleti'nin bana verdiği yetkiye dayanarak sizi karı-koca ilan ediyorum.
Then by the power granted me by the state of Texas, I declare you husband and wife.
Bu bir savaş ilanıdır.
This is but the beginning of a war.
Birkaç gün önce Halifeliğe karşı zafer ilan eden tartışmalı başkan Al fayeed'in çarpıcı istifasındayız.
Today, in a stunning reversal for the controversial president, Al-Fayeed, who only days ago...
Bir hata yapıyorsun sonra lafı döndürüp dolaştırıp beni kötü adam ilan ediyorsun.
You do something wrong, and then somehow you turn it around and I'm the bad guy.
Gerçekten varsa gazeteye ilan verelim.
You should call Ripley's if that's true.
Şimdi, Robin ve Zelena'nın aşklarını ilan eden düğün çanlarını duymak zorunda olmadığım için yeterince uzakta olmak istiyorum.
Now, I'd like to get far enough away that I don't have to hear Robin and Zelena's wedding bells proclaim their love.
Benim ve o ortamda benim gibi olanlar için bunu ilan etmek sonra da onunla birlikte neşeyle söylemek cüretkarlıktı.
For me, and those of us in that environment, it was daring to proclaim it... and then share it joyously when she sang it.
Annem öldürüldüğünde birisi gazetede bir ilan vermişti.
When my mother was killed, somebody bought a tribute out in the paper.
Adına bir aranıyor ilanı verdim.
I put out an investigative alert on him.
Yarı zamanlı çalışan ilanınızı gördüm de gerçekten yaş sınırı yok mu?
I see your notice for part-time work. - Is there really no age limit?
GSC'de yaşanan bombalı saldırı sonucu kurbanlar için ulusal yas ilan edilirken, anti-terör ekibi, bombacıları bulabilmek için dünya genelinde bir arama başlattı.
As the nation mourns the victims of the GSC bombing, antiterrorist units have been deployed in a worldwide search for the bombers.
1653'te parlementoyu dağıtıp kendimi Diyarın Koruyucusu ilan ettim.
I dismissed Parliament in 1653 and declared myself Lord Protector...
John Cameron görev başında öldü diye ilan edildi.
John Cameron was declared killed in action.
Kendini laboratuvarın kralı ilan etmenden önce...
Well, before you go and declare yourself king of the lab,
Daha ilan vermedik. Tek istediği kilidin değiştirilmesiydi.
Only thing he asked for was an upgrade on the front lock.
El ilanı hazırlayıp, protesto yaparlar.
They make flyers and demonstrate.
Ülke çapında olağanüstü hâl mi ilan edilmiş?
Emergency warning issued by the government?
Savaşın sonuna kadar bu şekilde devam edip ardından bağımsızlığını ilan etmiş.
She's been living like that before the war ended and going independent?
Eyalet yasalarına göre, cesedim enkazdan çıkarılmadan önce bir adli tabibin beni ölü ilan etmesi gerekiyordu.
State law decreed that a coroner had to pronounce me dead, before my body could be removed from the wreck.
Birini sevdiğin zaman bunu bütün dünyaya ilan edersin, gizli saklı yaşamazsın.
Well, how's that for timing?
İlan bastırmamı söyledi.
He told me to make a flyer.
"Charles Wynn Ölüm İlanı."
_