Inanma перевод на английский
2,444 параллельный перевод
- İster inan ister inanma, 28 yıl boyunca... - benim hem akıl hocam hem de iyi bir arkadaşımdı.
Believe it or not, for 28 of those, he was a good friend and a mentor.
Ama gençtik ve ister inan ister inanma ama hatta biraz kibirliydik.
But we were young, and, believe it or not, even a tad arrogant.
İster inan ister inanma daha şimdiden yardımcı oluyorsun.
Believe it or not, you're helping me already.
İster inan ister inanma ama bunu daha önce de yaptım.
Believe it or not, I've done this before.
İster inan ister inanma, buna gerek yok.
Not necessarily, believe it or not.
İster inan ister inanma, bir eczaneyi gözetleyeceğim.
Believe it or not, I'm staking'out a pharmacy.
İster inan, ister inanma, değerlerinden ödün vermez.
Believe it or not, that's a real concession on his part.
İster inan, ister inanma şu küçük İntikamcılar projenin başarıya ulaşmasını istiyorum.
You see, believe it or not, I want your little Avengers project to succeed.
İster inan ister inanma gerçekten rahatladım.
Believe it or not I'm actually kind of relieved.
Hadi, ister inan ister inanma oyununu oynayalım.
Let's play make believe.
Telefonda her söylenene inanma.
Don't believe all you're told on the phone.
ister inan ister inanma işler çok yoğun..
It's really busy, believe it or not!
Artık Oh Ha Ni, Seung Jo'nun karısı. Duy da inanma.
This Oh Ha Ni is now Seung Jo's wife.That's something to see while living.
Bu yüzden ister inan ister inanma, sana bir şans verecektim.
So, I don't know if you'll believe me or not, but I was going to give you a chance.
İnanmazsan inanma.
It can't be helped if you don't believe me.
İstersen inanma.
Then don't believe me.
İster inan ister inanma lisede Scott'la çıkmıştım.
Believe it or not, I actually dated Scott in high school.
İster inan, ister inanma ama senin hakkında konuşmuyorduk.
Well, believe it or not, we weren't talking about you at all.
Aşk gibi şeylere inanma.
Don't believe in things like love.
İnanmak istemiyorsan, inanma.
If you don't want to believe it, don't.
İster inan, ister inanma, gerçekten iyi vakit geçirdim.
Believe it or not, I actually had a good time.
İster inan ister inanma, bunun seninle ilgisi yok.
Believe it or not, this has nothin'to do with you.
İster inan, ister inanma, hayatımda karşılaştığım ilk ejderha sen değilsin.
Believe it or not, you're not the first dragon I've encountered.
İster inan ister inanma, ben hala sana aşığım.
'Cause, believe it or not, I'm still in love with you.
Bu söylediklerime inanma, sen doğruyu biliyorsun.
Don't even believe in all that shite, as you well know.
Sonra Ripley, ister inan ister inanma...
Then Ripley's Believe It or Not... solo.
İster inan ister inanma anne ama bunun seninle bir alakası yok!
Believe it or not, Mom, this isn't about you!
Senin vuruldugunu düsündügümde babanda oradaydi ve benimde çocuklarim var biliyorsun, biri 24, digeri 28 yaslarinda inan yada inanma
When I thought about you, uh, getting shot and your father was there- - because I have sons, you know, got a son who's, like, 24, got another son that's, like, 28 years old, believe it or not- -
İster inan ister inanma ama bu kasabada çok katı ırkçılar var.
Believe it or not, there are real racists in this town.
İster inan ister inanma, bacaklarımda çiviler olmasına rağmen böyle yapabiliyorum.
Believe it or not, pins in my legs, I can still do this. Right?
"Duyduklarının hiç birine inanma, gördüklerinin de sadece yarısına inan."
"Believe none of what you hear and only half of what you see."
İster inan ister inanma, işin aslı ona ulaştın.
- Believe it or not, you actually got through to him.
Bazı standartlarım var, inan ya da inanma.
I have some standards, believe it or not.
Tek tanrıya inanma isteğinin kişinin babasını öldürme arzusundan ileri geldiğini söylemeniz ilgimi çekti.
I was interested in what you said about monotheism that it arose historically out of some kind of patricidal impulse.
İster inan ister inanma, bu ikinci el araba.
Believe it or not, this is a used car.
Bana inanma.
Don't believe me.
Ellerimi kullanarak çıkıyorum, kardeşim. İster inan, ister inanma.
No, I'm vertical, bro, believe it or not.
Ağzından çıkan tek kelimeye inanma.
You can't believe a word she said.
Her okuduğuna inanma.
Don't believe everything that you read.
Çünkü ister inan ister inanma seni tuttum ben.
'Cause believe it or not, I'm kind of rooting for you.
Hayır, ona inan, bana inanma.
Yeah. No, believe him and not me.
Dişlerini fırçalamış mı diye bakacağım. Sen de onun dediklerine inanma.
I'll make sure he brushes his teeth, and you, don't believe anything she says.
İster inan ister inanma tarihimizde önemli bir yere sahipler.
But believe it or not, they do have a place in our history.
İster inan, ister inanma ;
Believe it or not, I know what I'm doing.
İster inan ister inanma ama evet.
Believe it or not, we did.
- İnanma öyleyse ama benim çok işim var.
I don't believe it.
İnanma bunlara
Do not believe you try
İnanma.
No.
- Sana inanmıyorum. - İnanma o zaman.
- I don't believe you.
Dr. Robert Ballard'la konuştuğuma inanamıyorum. İnanma.
I can't believe I'm talking to Dr. Robert Ballard.
İster inan, ister inanma. - "Gerçek bir enstrüman."
A real instrument.
inanmam 64
inanmayacaksın 31
inanmalısın 26
inanması zor 44
inanması güç 18
inanmıyorum 653
inanmıyorsun 30
inanmıyor musun 67
inanmıyor musunuz 18
inanmayacaksın 31
inanmalısın 26
inanması zor 44
inanması güç 18
inanmıyorum 653
inanmıyorsun 30
inanmıyor musun 67
inanmıyor musunuz 18