Jewels перевод на английский
1,854 параллельный перевод
Shingen'i kovmalıyız. Arkasından dolaşacağım.
The fires on the land shall be sealed in jewels of the four directions!
Aileni çok çok uzaklara ışınlayabilirim.
Because I'm about to orb your family jewels far, far away.
Mücevherler, intikam, Father O'Malley marka ot yolucusu.
Jewels, vengeance, Father O'Malley's weed whacker.
Zorla giriş izi yok, mücevherler ve para yok olmuş.
No sign of entry, the jewels and the cash just vanished.
Adam yüz bin dolarlık malını özlemeli biraz.
A guy has got to miss a hundred grand in cash and jewels.
Para, mücevher, sanat eseri, araba, her şey!
Cash, jewels, art, cars, you name it!
Üstündeki 10 milyon dolarlık mücevheri istiyorum.
I just want the 10 million dollars worth of jewels that are on it.
Tek yapabildiğim onun mücevherlerini takıp her gece karısıyla birlikte olmak.
It was all I could do to put on his jewels and score with his wife every night.
Ve başarırsanız, gökyüzü kararacak ve havadan paha biçilmez mücevherler yağarak dünyanızı dolduracak. Sizi en çılgın hayallerinizin bile ötesinde zengin edecek.
And if you succeed, the skies will darken and a rain of priceless jewels will flood your world making you rich beyond your wildest dreams.
Mücevherler heryerde.
Ah, jewels everywhere.
Ajan Bir Kraliyet Mücevherlerini çalmak için bir entrika döndüğüne inanıyordu.
Now, Agent One believed that there was a plot to steal the Crown Jewels.
Mücevherlerin restorasyonunda çalıştım.
I worked on the restoration of the jewels.
Burada, Londra Kulesi'nde, dünyanın en ünlü hapisanesinde... kaldığımız sürece, bu harika mücevherler... kilit altında ve, güvende olacaklar.
As we stand here in the Tower of London, the most famous prison in the world, where these wonderful jewels will rest safely... under lock and key,
Sizlere restorasyona katkıda bulunarak... bana bu müthiş deneyimi yaşama fırsatı... verdiğiniz için teşekkür ediyorum.
I want to thank you... for giving me this wonderful experience... to contribute to the restoration of these jewels.
Ve şimdi, bayanlar ve baylar, kendimizi Majestelerinin varışına ve büyük ulusun... fevkalade restore edilmiş mücevherlerinin bulunduğu... alana dönmeye hazırlamalıyız.
And now, ladies and gentlemen, we should compose ourselves for the arrival of Her Majesty... and return to the site of our great nation's... magnificently restored Crown Jewels.
Mücevherler nerde?
Oh, where are the jewels?
O mücevherleri hemen geri almalıyız English, ve çabuk olmalıyız.
Well, we need to get these jewels back, English, and fast.
Şöyle ki, hırsızlar bu yüksek güvenlikli alana nasıl erişebildi... ve sonrasında mücevherlerle nasıl kaçabildi?
Namely, how did the thieves gain access to this highly secure environment... and then escape with the jewels afterwards?
Bunun Kraliyet Mücevherleriyle ilgisi ne?
What's this got to do with the Crown Jewels?
Kraliyet Mücevherlerinin Kuzey Londra'daki... bir polis karakoluna geri dönmesiyle,
In the wake of the return of the Crown Jewels... to a police station in North London,
Bu adam, yani Pascal Sauvage, Kraliyet Mücevherlerini çalan, Kraliçeyi feragat etmeye zorlayan... ve yoluna çıkan herkesi öldürecek adamdır.
It is this man, Pascal Sauvage, who stole the Crown Jewels, who forced the queen to abdicate... and who would kill anyone who got in his way.
Para olmasa da bir kaç mücevherim var.
Name your price. I have jewels.
Onlar mücevher değilmiş.
Only they're not jewels.
- Hiç... - Eski bir hikaye... Paris'e ilk geldiğimde birinden ödünç aldığım mücevherler...
Some business about jewels I borrowed once.
Sonra da en etkili yere hamle yapacaksın.
You finish..... a knee, right in the family jewels.
Bana mücevherler, saatler, güzel şeyler getirmeni söylemiştim.
I told you to bring me jewels, watches, nice things.
Bana mücevherler, saatler güzel şeyler getirmeni söylemiştim.
I told you to bring me jewels, watches, nice things.
Mücevherlerin var mı?
Got any jewels?
Mücevherler.
Jewels.
Annem mücevherlerini sattı Koslowski'nin köyde bağlantıları var.
Mum traded her jewels and. Koslowski has contacts in the village.
İçinizin derinliklerine partilerinizin pırıltılarının ötesine, mücevherlerinizin parıltısının ötesine.
Deep, deep inside yourselves beyond the glister of your parties and the saucy blaze of your jewels.
Normal çünkü bu komik kıyafetin ve takıların dikkat çekiyor.
Who does not notice those jewels ridiculous and that poncho?
Bir yıl durumları o kadar kötüydü ki birkaç mücevher satmak zorunda kaldı.
One year it got so bad, they had to sell some of their jewels.
Mücevherlerim.
My jewels.
Hep boyamak için mücevherlerimi oraya götürürsün.
You always have my jewels up there to paint.
Altın, gümüş, sanat eseri, mücevher.
So, will you define riches? God, silver, art, jewels...
Eski hayatımıza ait küçük hazineleri almanın herşeyi geri getireceğini düşünmek çok ayartıcı. Ama getirmiyorlar.
It's tempting to think the little jewels from our lives will bring it all back, but they don't.
Mücevher?
Jewels?
Umarım bir kasası vardır. Ve mücevherlerini orada kilitlemiştir.
I just hope she has a vault and she keeps her jewels locked up.
Ah, aile mücevherleri.
Ah, the family jewels.
Alex'e elmasları vereceğim. Yolsuz bir polisle anlaşır mı bakacağım.
Let me return the jewels to Alex... see if he wants to buy a dirty cop.
Elmaslara ne olacak?
What about the jewels?
O kadar çok mücevher var ki ibreleri hareket edemiyor.
It's jammed with so many jewels, the hands can't move.
Christian Jewels'in iyi mevkili bir üyesiydim.
I was a member in good standing of the Christian Jewels.
The Christian Jewels...
The Christian Jewels...
Pekala, şimdi Christian Jewels'ı alkışlayalım!
All right, everyone, put your hands together for the Christian Jewels!
Dean yardım alıyordu, ve ben de hala bir Jewels üyesiydim.
Dean was getting help, and I still had the Jewels.
Jewels'i ve savunduğumuz her şeyi kirletebilirdin.
You could pollute the Jewels and everything we stand for.
Aile mücevherleri.
Ow! - The family jewels.
St. Mary kraliçesi, lütfen hizmetkarlarınıza... ..onurlarınızı ve mücevherlerinizi bahşedin.
O blessed St. Mary of Drag Queens, please grant your never humble servants... and our new friends with grace, jewels and support hose.
Evet, biliyorum.
with jewels and a red poncho.