Kaldır onu перевод на английский
1,526 параллельный перевод
Kaldır onu.
Get it up.
Kaldır onu.
Get her up!
Kaldır onu!
Move it!
Kaldır onu.
Get'em up!
- Kaldır onu.
Put that away.
Kaldır onu.
Pick it up.
Hadi, Kaldır onu!
Come on, push it! Push it!
Hey, kaldır onu!
Hey, pick that up!
Kaldır onu.
Get him up.
Kaldır onu.
And hold him up.
Hayır, hayır, kaldır onu.
No-no-no, put that away.
- Kaldır onu. Arabada bir sürü demo kaseti var.
I got a stack of demos right there in the car.
Kaldır onu.
CALE : Pick it up.
Kaldır onu buradan.
Put it away. Hey!
Ori, kaldır onu.
Ori, lift him up.
Kaldır onu yerden!
Pick it up!
Bununla yaşayabiliriz. Onu yatağından kaldır ve direkt bana getir.
Get him out of bed and bring him directly to me.
Onu başka yere görürürken adamı kaldırımda gördüm, bu yüzden onu motel kadar bıraktım.
I headed on over to the next job. Saw the dude on the side of the road, so I-I gave him a lift to the motel.
Kaldırın onu.
Sit him up.
Ne kaldıysa onu alırım. - Aslında bir şey kalmadı.
Actually, there's none left.
- Yatağı kaldırıp onu almalıyız.
- We need to lift this bed and get him up.
Yatağı kaldırıp onu almalıyız lafının neresinde gömleğini çıkarman söyleniyor?
What part of "lift the bed and get him out"... translates to you taking off your shirt?
Şurayı kaldır da onu çıkarayım.
Now, lift up here, and I'll get him out.
Küçük adamı yukarı kaldırıyorsun ve şu şekilde altına kaydırıyorsun... sonra onu nazik bir biçimde indiriyorsun, ve işte karşınızda.
And you lift the little guy up and slide it right under him like that... and then you lower him ever so gently, and there.
Telefonu kaldır, onu ara ve bari sadece arkadaşı ol
Just pick up the phone. Call her. Look, be her friend.
Onu kaldırıp, dışarı çıkardım.
Pick him up, get him outside.
Saygısızlık etmeyi istemem ama niye poponu kaldırıp oraya gitmiyorsun? Hatanı kabullenir, onu eve getirirsin.
Well, with all due respect, why don't you just get off your ass, go over there, eat as much crow as you have to, and bring her back home?
Onu kaldır. Birini öldüreceksin.
- Put that thing away.
Demek istediğim, ona sayg göstermelisin çünkü birincisi... seni seviyor : ikincisi onu bir keresinde altını süpürmek için koca fırını kaldırırken görmüştüm.
My point is, you've gotta respect her because she loves you and I've seen her pick up the stove to vacuum under it.
Onu evden alıp evine geri bırakacaktım ama biraz geç kaldım sanırım evet, evet biliyorum.
Well, I was going to pick her up and take her to that, but I'm running late. - Her plans may have changed.
Onu ayağa kaldırın!
Take her!
Kaldırın onu!
Get him up.
Altı yaşındayken onu tek elle kaldırıp konsolun üstüne koyabilirdim.
I could pick him up at the age of 6 with one hand and put him up on the dresser.
Çabuk, kaldır onu.
Quick, lift it up.
İnek bitkin ve baygın durumdayken, onu ayağa kaldırmak için kuyruklarındaki kemikler kırılıyor.
But when the cattle become weary and grow faint, the bones in their tales are broken in an effort to get them back up on their feet.
Kaldırın onu.
Get him up.
Ben onu kaldırırım ve altından geçeriz.
Never mind, bro'. I'll lift it up and we'll go under.
Onu oralardan ve kaldırım köşelerinden kazıdığım yer.
Where I have to scrape off and kick her up off the fucking pavement.
Onu dansa kaldır.
Ask her to dance.
Onu dansa kaldır.
Very good advice.
Bu işin sırrı, bezi çıkarırken bebeğin ayaklarını havaya kaldırmaktır. - Elime aldım onu.
The trick is to hold the baby's legs up while you take the diaper off.
Lütfen onu dondurucuya kaldır. Buzları çözülsün istemiyorum.
Please put that food back in the freezer.
Kaldırın onu!
Hold it!
Onu rafa kaldır.
Put it on the shelf.
Mary, onu hemen kaldır.
Mary, put that away at once.
Kaldırın onu yerden.
Pick him up.
Onu dansa kaldır.
Go explore it.
ve bu iş size kalmıs, bay kedi onu ortadan kaldır.
And it's up to you, Mr. Pussycat, to eliminate him.
Belki de diğer başka arkadaşlarımla birileri gelip kaldırır onu
Maybe with some other friends of mine Someone's coming round to pick him up
- Kaldırın onu.
- Get him up.
Kaldırın onu, kaldırın onu!
Get them, get them!
onur 51
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onun neyi var 30
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onun neyi var 30
onu buldular 16
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu sevdin mi 31
onu ben buldum 23
onu bana getir 26
onu sevmiyorum 46
onu buldum 214
onun için 179
onu seviyorum 468
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu sevdin mi 31
onu ben buldum 23
onu bana getir 26
onu sevmiyorum 46
onu buldum 214
onun için 179
onu seviyorum 468
onu biliyorum 95
onu seviyorsun 78
onu bilmiyorum 36
onu seviyor musun 173
onu duydum 61
önüne bak 138
onu sevdim 104
onun yerine 89
onun da 23
onu geri ver 55
onu seviyorsun 78
onu bilmiyorum 36
onu seviyor musun 173
onu duydum 61
önüne bak 138
onu sevdim 104
onun yerine 89
onun da 23
onu geri ver 55