Kaliyor перевод на английский
97 параллельный перевод
KATİL... 21 NUMARADA KALIYOR
THE MURDERER LIVES... AT 21
- Wilson burada mi kaliyor?
- Wilson live here?
Bayan Deeds'in pansiyonunda kaliyor.
Well, she's staying over at Mrs Deeds'place.
Ringo çikip geldi. Kate de onunla kaliyor.
Ringo blew into town and Kate's taken up with him.
O burada kaliyor.
She's staying here.
Kiz yurdunda kaliyor...
I know she lives in a sorority house. It's called, uh...
Kiziniz orda mi kaliyor? - Evet orasi.
No. 6 Belmont Street, that's where you daughter is?
Doktor ve hems ¡ reler b ¡ z ¡ mle kaliyor.
The doctor and the nurses are staying with us.
Eve kaliyor.
Eve is staying.
Japonya'da insan, her daim, alanlar arasindaki ayrimin inceligine hayran kaliyor o kadar ki, bir solukta bir heykel üzerine düsünüp, sisme bir bebek satin alip bereket tanriçasina ufak bir sunuda bulunabilirsiniz, ona vitrinlerinde sürekli eslik edenlerden...
As always in Japan, one admires the fact that the walls between the realms are so thin that one can in the same breath contemplate a statue, buy an inflatable doll, and give the goddess of fertility the small offering that always accompanies her displays.
Ve bütün kutlamalar sona erdiginde geriye yalnizca süslemeleri – kutlamaya ait bütün aksesuarlari - toplamak kaliyor ve bunlari yakarak kutlama yapmak...
And when all the celebrations are over it remains only to pick up all the ornaments — all the accessories of the celebration — and by burning them, make a celebration.
Bati hangi tarafta kaliyor, lutfen?
Which way is the West, please?
Benimle kaliyor.
She's living in my house.
Xavier yemek için kaliyor galiba.
Xavier's kind of out to lunch.
Onun sebep oldugu izleri sik sik gizlemek zorunda kaliyor musun?
Do you often have to hide marks that he put on you?
Balta'ya parasini ödedikten sonra... adam basi yaklasik 200,000 pound kaliyor.
After we pay Hatchet, this deal puts us up... nearly 200,000 pounds each.
Bununla beraber hayatinin buyuk bir kismini hapiste gecirmis, "insanligin curukleri" dediklerini yok etmek icin sokaklarda kaliyor.
Nevertheless, he's much of his adult life behind bars... the rest on the street disposing of... what he calls, "Human Filth".
Geride bir bilet kaliyor.
One ticket is left over.
Bu yer ormanin içinde yasak bölgede kaliyor.
It's situated in the woods, in a restricted area.
Resmi kaybediyorsun ama ilham hâlâ seninle kaliyor.
You lose the painting, but you still keep the inspiration.
Huzurevinde kaliyor.
She's in a nursing home.
Goa'uld'ların filoları çok geç kaliyor.
The Goa'uld fleet is long overdue.
Ruby ise o zamana kadar ölmüstü. - Bize de sadece Bay "X" kaliyor.
That leaves us with...
Benim gibi uzun sure hastanede kalinca lanet kas kutlen eriyor, yaglar kaliyor.
FUCKING HOSPITAL STAY LIKE MINE, YOU LOSE GODDAMN MUSCLE MASS, NOT FAT.
Bazen degisen seylerden daha fazlasi oldugu gibi kaliyor.
sometimes the more things change, the more they stay the same.
Eger Allah yok ise, ortada anlayacak ne kaliyor?
When there is no God, then what is there to understand?
Bu ilçedeki insanlarin yarisi yardim amaçli barakalarda kaliyor ve sen, alnimizin teriyle kazandigimiz parayi iç çamasirlariyla ziplayip duran adamlari seyretmek için harcamak istiyorsun.
half the people in this county are living in fema trailers, and you want to spend good money to watch grown men jump around in their underwear.
kaliyor!
he stays!
Hafif kaliyor ve biri battaniye alir. Bu katta uyku.
The lights do not shut down ever, have to sleep with concrete.
Ne geçmiste oldugu, Bu eski bir hikaye, müzik ve ne gelecekte, yapacak bir gizem kaliyor.
Health is now important to me.
Buradaki herkes her seye gec kaliyor.
Everybody here is late for everything.
Yani, eve geliyorsun, bombayi atiyorsun, ve o kayitsiz kaliyor.
I mean, you come home, you drop this bombshell and... she's indifferent to you.
Zihnin bunu deniyor ama bedenin burada kaliyor.
Your mind tries to, but your body, your body stays here.
Eh birimiz sik sik geç kaliyor... Yani...
Well, one of us is often late, so...
Aslina bakilirsa o William Stone Yurdunda kaliyor.
As a matter of fact, she's in William Stone Hall.
Ikinizde baslangiçtan beri buradaydiniz ama sadece Khalid kaliyor burada.
You were both here from the beginning but only Khalid has made it through.
sise boynuna geldiginizde sadece bazi soylar hayatta kaliyor.
you've got so much diversity in here.
Askeri itibarim bir caydirici olarak hala hizmette kaliyor "
My military reputation is still to serve as a deterrent.
Ne var ki, bu Alman askerleri için rüya yakinda kabusa dönüsecek, çünkü burada bile kontrol Nazilerde kaliyor.
For them the war is over and they are safe. However, for these German soldiers, the dream will soon turn into a nightmare because even here, the Nazis remain in control.
Geriye tek birsey kaliyor.
That only leaves one thing.
Kochi'de cocuuk kitligi yoktur burda dur, burada dur simdi burada kim kaliyor?
there is no scarcity for children in kochi. stop there. stop there. who is staying here now?
Pekala, o halde geriye Jackson, ben ve Coogan kaliyor.
Okay, so that leaves Jackson, me, and Coogan.
Atis Guiel'in gerisinde kaliyor.
The ball gets past Guiel.
Hayir, hayir, o kapida kaliyor.
No, no, he stays at the door.
Bahis parasini getirmek de Albert ve bana kaliyor.
That leaves Albert and I to get the stake money together.
Dairelerde kimler kalïyor?
Would you let us know who's in the apartments here?
Evet, Backer evinde kaliyor.
Uh, well, he lives at the Baker's House.
Yatïlï mï kalïyor?
Ask her if she sleeps in.
Geriye asçï kalïyor.
That leaves the cook.
Soluk almayi biraksam, hala yasanacak biraz vaktim kaliyor.
If I stopped breathing, I'd still live for a few moments at least.
Hep gec kaliyor.
That kid is always late.