Kapat onu перевод на английский
710 параллельный перевод
- Ses ve öfkeyle dolu, hiç birşeyi ifade etmez. - Kapat onu!
Full of sound and fury, signifying nothing.
Kapat onu! Rose, panel orada. Tüm düğmeleri sağa çevir!
Rose, that panel over there, turn all the switches to the right!
Hey, kapat onu!
Hey, shut it off!
Kapat onu!
Shut it off!
Kapat onu.
Close it.
Kapat onu!
Turn it off!
Gözlerini kapadı : "Düşünme bile, senin vajinanla ilgilenmiyorum, kapat onu."
He covered his eyes : "Out of the question " I'm not interested in your vagina, cover it up "
Kapat onu!
Turn it out!
- Kapat onu!
- Close it!
Kapat onu!
Close it!
- Kapat onu adam!
- Close it, man!
Yolu kapatın ve onu dışarı çıkmaya zorlayın.
Block off the street and smoke him out.
Onu hücreye kapatın.
Lock him up.
Kendine gelene kadar onu güvenli bir yere kapat.
Lock him up safely until he comes to.
Genç ve neşeli kalırdım Onu fermuarla kapatırdım
I could stay young and chipper And Id lock it with a zipper
- Ben onu kapatırım!
- l'll hang her up!
Sybil, onu kapatır mısın?
Sybil, or turn it off?
Kapatın onu.
Lock her up.
Kapatın onu.
Lock him up.
Sonunda onu yedi ve akıl hastanesine kapatıldı.
He got so he ate it up in the end and they had to put him away.
Onu bir yere kapatın.
Take him out.
Ben onu gözden uzak bir yere kapatırım.
I will take order for her keeping close.
Gözlerini kapatırsan onu yakalayamazsın.
You can't expect to catch a pass with your eyes closed.
Dışarı çıkmaması için onu ağıla kapatırız.
I'll pen him up where he can't get out.
İçeri girip kapatın onu.
Would you go in and shut it off?
Onu kapatır mısın, lütfen?
Would you turn that off, please?
Çıkış kapağını kapatın. Neden onu durdurmadınız?
Why didn't somebody stop him?
Gözlerimi kapatırsam onu hala gerçekmiş gibi görebiliyorum.
Even now, I will think of Mother when I close my eyes.
Doğruyu söyleyene kadar, kapatın onu.
Say wanneerje want to talk. Close him.
Onu da kapat.
Unplug that, too.
Dokichi, onu ambara kapatın.
Dokichi, throw her in the storehouse.
- Kapatın onu o zaman.
- Well, confine him.
Onu kapatın.
Lock him up.
Neden bu zebani yüzünden, Onu kapatıyorsunuz Signor Baptista ; Birinin cezasını niye diğeri çeksin?
Why will you lock her up for this fiend of hell... and make her bear the penance of her tongue?
Bahse varım onu hayvan kulübelerinden birine kapatırlar.
I bet they'll just take him to the pound.
Artık her ne yapıyorsan, onu kapat! Sen kazandın!
All right, whatever you're doing, turn it off.
Londra sokaklarında geziniriz ne bulacağımız hiç belli olmaz... daha ceplerine girmediğimiz o kadar çok insan var ki... olduğu gibi kabul ederseniz hayat güzeldir... bırakın mum dibine kadar yansın hayat güzeldir... bazen gözünüze bir yumruk da yiyebilirsiniz... onu kapatır, ötekine de yumruk yersiniz ama asla ağlamazsınız... şalımız yok, tüylerimiz yok gösterişli kürklerimiz yok... zaten dışarıdaki hava da bu elbiselere uygun değil...
♪ We wander through London Who knows what we may find? ♪ There's pockets left undone On many a behind ♪ If you don't mind taking it like it turns out It's a fine life!
Birkaç saat içinde kar onu kapatır.
The snow will cover him in a couple of hours.
Onu pruvaya kapatın.
Secure him to the rostrum.
Ve sen sen Texas'dan buraya kadar geldin ve onu kapatıyorsun.
And you you come up here from Texas and close it down.
Onu aşağıya götürün ve Bay Bond'un yanına kapatın.
Take her below and lock her up with Mr. Bond.
Önce panjurları kapatıyorlar, şimdi de onu gönderiyorlar.
Why? First they close the shutters, and now they're sending her away.
Şemsiyeyi kapatıyorlar, onu şöyle bir sallıyorlar, ve onu yaslayacakları bir yer buluyorlar.
They close the umbrella, they give it a shake like this, and they find someplace to lean it against.
Onu tek başına bir hücreye kapatın peki kırbaç yok mu?
Lock him up in a single cell Yes No flogging?
Elini bir çekmecenin içine sokuyorlar sonra biri tekmeyle onu kapatıyor.
They put your hand in a drawer... then somebody kicks the drawer shut.
Elini bir çekmeceye sokuyorlar ve biri tekmesiyle onu kapatıyor.
They put your hand in a drawer. Somebody kicks the drawer shut.
Kapatın onu!
Close it up!
Bence onu kapatıp burdan gitmelisin.
I think you better turn it off and get out.
Kapat onu.
Shut it off.
Kafamda onu cenazemde tam tabutum kapatılırken iki kumaş örneği fırlatıp "Hangisini beğendin?" diye bağırırken canlandırıyorum.
I have this mental picture of her at my funeral, as they're closing the lid to my coffin, throwing in two fabric swatches... and yelling out, "Which one do you like?"
Onu kapatır, hava geçirmez kapıya sürükler ve oradan da uzaya fırlatırız.
We can cover that up and then we drive it into the airlock and zap it into outer space.
onur 51
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onun neyi var 30
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onun neyi var 30
onu buldular 16
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu sevdin mi 31
onu ben buldum 23
onu bana getir 26
onu sevmiyorum 46
onu buldum 214
onun için 179
onu seviyorum 468
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu sevdin mi 31
onu ben buldum 23
onu bana getir 26
onu sevmiyorum 46
onu buldum 214
onun için 179
onu seviyorum 468
onu biliyorum 95
onu seviyorsun 78
onu bilmiyorum 36
onu seviyor musun 173
onu duydum 61
önüne bak 138
onun yerine 89
onu geri ver 55
onu sevdim 104
onun da 23
onu seviyorsun 78
onu bilmiyorum 36
onu seviyor musun 173
onu duydum 61
önüne bak 138
onun yerine 89
onu geri ver 55
onu sevdim 104
onun da 23