Kazandın перевод на английский
14,135 параллельный перевод
Ne kastettiğini gösterir bir yol olmadığını kim söyleyebilir İlk kez ne zaman kazandın?
Who's to say it wasn't the way it was meant to be... when you first brought it in?
Sen kazandın aşkım.
You won, my love!
- SEC uygunluğunu da kazandın ha?
- You handle SEC compliance?
- General Shao'nun takdirini kazandınız.
- You've earned General Shao's praise.
Muhtemelen bana bir ton para kazandın.
You probably saved me a ton of money.
Sen kazandın!
You win!
Camille, sen onurlandıracaksın Clara'yı "Fındıkkıranında" dans hakkını sen kazandın.
Camille, you will have the honour of dancing Clara in'The Nutcracker'.
Bahsi kazandın.
You won the bet.
Yine, sen kazandın!
You win... again!
Kazandınız.
You've won.
Yani siz bu parayı kumardan kazandınız, değil mi?
I mean, you boys won that money gambling, didn't you?
Kazandın!
You've won!
Savaşı kazandın Edison.
You won the war, Edison.
Bir atış yaptın ve kazandın.
You got one shot at this. And you got a full-ride.
Borsa yükseldi, piyangoyu kazandın ve senin numaranı soran bir model var.
Well, stock market's up, you won the lottery, and there's a model here asking for your number.
Chase, kazandın!
Chase, you win!
Kazandın.
You won.
Hayır sen kazandın.
No. You won.
Kazandın!
You won!
Hayır sen kazandın!
No. You won!
Kazandın, Willie!
You fucking won, Willie!
Kazandın mı?
Did you win?
Erkek, kadın, beyaz, siyahi, genç, yaşlı bir şeyler kazandığı müddetçe fark etmiyor.
Man, woman, black, white, old or young, doesn't matter as long as you're a producer.
Dört aydan az zamanın kaldı, kazandığınız paraya göre karar vereceğim, anlaşıldı mı?
Fond of you or not, I'm voting with my wallet, we clear?
- Kazandığını duydum.
I heard you won.
Kaybedecek ve asla, bir milyon yıl boyunca şu anda kazandığı paranın yanına bile yaklaşamayacak.
He's going to lose and he will never, in a million years, get close to making the money he's making right now.
Roberto Duran, bize boks için yeni bir altın çağ kazandırdı.
Roberto Durán had brought us a new golden era for boxing.
Sana sokak ruhunu kazandıracak birine ihtiyacın var.
You need somebody to bring the street back into you.
Sırf siz kurallara uymadınız diye zar zor kazandığım parayı ziyan edeceğimi mi sanıyorsunuz?
Well, you think I'm gonna waste my hard-earned money because you girls refuse to obey the fucking rules?
Ralph kazandığı paradan öyle memnundu ki AEY'ye yatırımını 10 milyon dolar daha artırdı.
Ralph was so happy with his returns that he increased his original investment in AEY by $ 10 million.
İstediği yerde ölme hakkını kazandı.
He's earned the right to die where he wants.
Birlikte kazandığımızın en az yarısı hakkın.
Entitles to at least half of what we earn together.
Cummings. Maaşını kazandığın yere gitmen gerekiyor.
Cummings, you're needed in whatever area I'm paying you to be needed in.
Alın teri döktüğüm işim bana saatte 14 dolar kazandırıyor seni ibne.
My honest job pays me $ 14 an hour, you cocksucker.
- İnsanlara bir sürü para kazandırdın Walt.
- You made people a lot of money, Walt.
Elinde olan bütün hisselerden kazandığın parayı çarçur ediyorsun sadece.
You just gobbled up every dollar of stock you could afford.
Bazı ustaların sırf kapı tekmelemekle bile dövüş kazandıklarını duymuştum.
I've heard about some masters who can win a fight just by throwing open a door.
Oynadığınız oyunların çoğunu kazandığınızı hissediyorum..
I have a feeling you win most of the games you play.
Buraya geldiğimde buranın ne kadar kazandırdığını biliyor musun?
You know how much money this place was doing when I got here?
- Şimdi ne kazandırdığını biliyor musun?
- You know what it's doing now?
Islak tişört yarışmasını kazandı.
She won the wet t-shirt contest.
Hayatım, bu komediden şu ana kadar kazandığımın tam 5 bin katı.
Georgina Scott.
Dur, bekle. Onu da al. O kazandı, sen bir nevi onun ayaklarısın.
It's all about the context.
Her biri sana ayda kardeşinle dört bankadan soyduğunuz paraların toplamı kadar para kazandırıyor.
Each one of them making you a month what you and your brother stole from all 4 banks combined.
Kazandığını söylememi mi istiyorsun?
You want me to say that you've won?
İleride eskileri andığımızda... kazandığımız paraların üzerinde kahkahalarla gülebilelim diye.
We can laugh about it, when we are sitting on mountains of money we earn, because we are so smart.
Bazen kazandığını düşünürsün.
You'll think you earned it.
Burls, beş yıl sonra Ulusal Şampiyonayı kimin kazandığını kimse hatırlamayacak.
Burls, five years from now, no one's gonna remember who won the national championship or not.
Bütün o kazandıklarıyla birlikte kontartı imzalamış olsaydı annesinin hayatını yoluna koyabilir miydiniz?
Could've set his mama up for life if he just signed that contract, gotten those benefits.
Altın kazandığını duydum.
Heard you won the gold.
Sen kazandın!
Ha!
kazandınız 29
kazandın mı 31
kazan 69
kazanacağız 59
kazanacağım 25
kazandım 241
kazanmak 22
kazandık 165
kazandı 52
kazanan 93
kazandın mı 31
kazan 69
kazanacağız 59
kazanacağım 25
kazandım 241
kazanmak 22
kazandık 165
kazandı 52
kazanan 93
kazanacak 20
kazanırsan 21
kazanacaksın 22
kazanıyorum 16
kazanırsam 20
kazanamazsın 48
kazandım mı 18
kazandık mı 21
kazanırsan 21
kazanacaksın 22
kazanıyorum 16
kazanırsam 20
kazanamazsın 48
kazandım mı 18
kazandık mı 21