Kil перевод на английский
495 параллельный перевод
Gördüğünüz gibi, ince taneli bir çamur, kil ve şistin içine yerleşmiş binlerce ve binlerce yuvarlak çakıl taşıyla dolu.
As you can see, it's full of thousands and thousands of round pebbles set in a fine-grained matrix of mud, clay and shale.
İşte burada kil evi var.
And here is Three Tree Mesa.
Kendisi de vahşi bir çiçek olan Pearl. O, sert kil kadar gururlu, çiçek vermekte hızlı davranan... Ölmek içinse çok genç olan Pearl.
Pearl, who was herself a wild flower... sprung from the hard clay, quick to blossom... and early to die.
Atinin nalindaki kil sadece Coral Flats'te var.
Clay on the shoe of your horse out there comes from only one place, Coral Flats.
Kil, kile geri dönüyor...
Clay goes back to clay.
Bu kum bahsettiğimiz dönemin katmanında bulunan kızıl kil ile aynı.
This sand is similar to the red clay found in the stratum of that particular period.
Dünyaya gelen tanriçam, öpücügünle beni ölümsüz kil sölen gibi bir hayat yasayalim.
Oh, goddess come to Earth, make me immortal with your kiss... ... and we'll live on nectar and ambrosia.
Oh, benim kil günlerim ve iyi günlerim var.
Oh, I have my clay days and my good days.
Özel bir tür kil kullandım.
I used a rather special kind of clay.
Koşan Buffalo, kabileni kil kuyusuna getir.
Running Buffalo, bring your people over to the clay slide.
Onları kil kuyusu çevresine yerleştirmesini Şerife ben söyledim.
I told Sheriff Lord that he could put them up down by the clay slide.
Buna kil güvercini diyorlar.
It's a clay pigeon. "Bird" is badminton.
- Kayrak mı, kireçtaşı mı, kil mi?
Is it slate, chalk, clay?
Sonra, devasa bir kil kalıp içine dökülür.
Then it was poured into a gigantic clay mould.
Hayır, bu doğru kil değil.
No, it's not the right clay.
Kil çok iyi.
The clay is very good.
- Andreika, kil kötü değil mi?
- Andreika, isn't the clay bad?
Bu doğru kil değil.
I know that's not the right clay.
Bu kil!
The clay!
İşte kil!
Here is the clay!
Moğolistan'da 2,000 yıllık kil toprak buldum.
I found clay 2,000 years old in Mongolia.
Çömlek yapmak için kil çıkarılan yer burası mı?
Is this where you dig clay for making pots?
Babanı aramak için Iwama kil ocağına gitti.
He went to look for your father at the clay pit on Mt. Iwama.
- Mumlu kil, ruh işaret vermek isterse diye.
- Plasticine, in case the spirit wants to mark it.
- Kil iyiye işarettir.
♪ Crud's a good sign
Daha dengeli bir zemin ve kırmızı kil yüzeyi olmalıydı.
It needs a red clay top and deeper backspaces.
Çoğu, 900 metre derinlikteki elmas içeren kil kuyularından çıkartılır.
Most are dug out of shafts of diamond-bearing clay at depths of up to 3,000 feet.
Yoksa üçünüzü de öldürürüm.
Or I'll kil you all three.
Sonra, duvar örmek için biraz kil bulmaya gidiyor, eşi ise üzerini çıkarmaya başlıyor.
Then he flies off to get some clay to wall her in, and she starts undressing.
Bir gaga dolusu kil ile gelip girişi kapatıyor ki, karısı ve civcivler güvende olsun.
He comes back with a beakful of clay and blocks the entrance so she and her chicks will be safe.
Ama içindeki kil hala yumuşak.
But the clay is still soft.
Asurun Ashurbanipal kütüphanesi binlerce kil tablete sahip.
The Assyrian library of Ashurbanipal had thousands of clay tablets.
- Tereyagindan kil çeker gibi.
- It's a piece of cake.
Kil.
Clay.
Hiç kimse zamanını tam olarak söyleyemez, ancak çok uzun zaman önce eski kil zamanlarında bir oyun hamuru ülkesinde - Görüyorsunuz! Size bir turnabalığının öyküsünü anlatmak istiyordum.
Hard to tell when, but a while ago, in a good olde clay time in one plasticine country just as I wanted to tell you the tale of the Pike fish
Nedir? Kil mi?
What is that, clay?
Islak kil.
Yeah.
- Vallahi geberteceğim. - Uy... Uy...
- I swear I'll kil you.
Veri... veri... veri... Kil olmadan tuğla yapamam.
Data, data, data, I cannot make bricks without clay.
Şuradaki kil ile biraz karıştırınca bir çeşit doğal antibiyotik elde edilebiliyor.
Mixing it up with a little clay here kind of makes a natural antibiotic.
Şuan, Bunu Geri Ödeme Günü Değil.. Torba Satarak, Kil Kaplamak..
Now, they aren't going to repay that... by selling straw bags and clay pots.
Inez, çok gurur duyar göründüğü bir kil tencere tutuyor.
Inez is holding a clay pot that she seems very proud of.
İkisini de öldüreceğim!
KHALIL : I will kil I them both!
Kil renginde ama kil değil.
Looks like clay, but it's not.
Marcie, görünüşe göre elinde şekillendirmen gereken kahrolası bir kil var
Well, Marcie, looks like you got a heck of a piece of clay to work with.
Evet, işte gençler bir kerede iki model kil yedi.
Yeah, that's the guy who once ate two pounds of modeling clay.
Kil modelleme!
Modeling clay!
Kil modelleme...
Modeling clay...
Kil modelleme.
Modeling clay.
Fuller's Earth, unutma. ( yeşil kil )
And fuller's earth, remember.
Krizhanovskiy'de kil var, kömür var.
In Krizhanovskiy there's clay, there's peat.
killer 16
kilo 17
kilmer 21
kiloran 29
kılıç 68
kilise 123
kilitli 171
kilitlendi 48
kilitle 51
kilitleyin 23
kilo 17
kilmer 21
kiloran 29
kılıç 68
kilise 123
kilitli 171
kilitlendi 48
kilitle 51
kilitleyin 23
kilitli mi 29
kilitli değil 17
kiliseye 22
kılıcım 33
kılavuz 58
kilisede 47
kılıçların kralı 21
kilidi aç 16
kilitli değil 17
kiliseye 22
kılıcım 33
kılavuz 58
kilisede 47
kılıçların kralı 21
kilidi aç 16