Komik перевод на английский
40,008 параллельный перевод
- Hiç komik değil!
- It's not funny!
Bu komik.
That's funny.
Bu kadar komik olan ne?
What's so funny?
Çok komik.
That's funny.
Komik olan ne?
What's so funny?
Sorunuz komik olsa da Senatör cevap vereyim ki, hayır.
As ridiculous as your question is, Senator, I can answer honestly we are not.
Şimdi o kadar komik gelmiyor ha?
Hey, heads up. Not so funny now, is it?
- Zaman, komik bir kavram.
Time, I laugh at the concept.
Aslında komik. Biliyordum... Öleceğimi biliyordum...
You know, it's funny, I knew.
Komik ve eğlenceli.
It's quite fun and playful.
- Bu komik.
- That's funny.
Komik olduğunu sanıyorsun, değil mi?
Wow, you think you're really funny, don't you?
Bize Osaka komik fuarını gönderiyorlar.
they sent comic writers to Osaka!
Esprin yeteri kadar komik değildi.
Ah, your joke wasn't funny enough.
Komik değil.
- That's not funny.
- Çok komik biri.
- He is so funny.
Al sana komik bir hikaye.
Yeah, well, here's a funny story.
Bu çok komik Steve!
Whoa! That is hilarious! Steve!
Komik, benim de.
Funny. Me too.
Bu komik değil.
This is not funny!
Eğer kendini bir dinleseydin gerçekten çok komik.
If you actually listen to yourself, it's hilarious!
Sürekli düşünüyorum acaba komik olmadığınız bir zaman gelecek mi?
I keep thinking, "When are they gonna stop being fun?"
Sanırım, bu komik saklambaç oynunun sonu geldi, MacGyver.
Well, I guess this is the end of your silly game of hide-and-seek, MacGyver.
Komik birisin.
You're funny!
Evet, seni komik inek.
Yes, you ridiculous nerd.
Gölge Soyu, seni komik ayıcık.
Shadow Kin, you ludicrous Care Bear.
- Komik mi?
- Is it funny?
Komik değil.
So not funny.
- Bunu komik bulman garip.
It's weird how you think that's funny.
Bu çok komik. Bende aynı şekilde hissediyorum.
That's funny, I feel the same way.
Komik olduğunu mu sanıyorsun?
Do you think that this is funny?
Olanlar için komik bir açıklamam var.
Well, it's actually a funny story.
Boğulurken çok komik oluyor.
She's so funny when she's drowning.
Komik, gülmeyi seven birini. Tabii ki zeki, muhtemelen benden daha zeki.
Someone who's funny, likes to laugh, smart, of course, smarter than me, probably,
- Sen Copeland ın kızısın... - Oh komik birisin.
You're the Copeland girl... oh, the funny one.
Neresi komik?
Why is that funny?
Komik değilsin.
You're not funny.
Bu çok komik, değil mi Javier?
Oh, is it ridiculous, Javier?
Bence Booner'ın köpeğinin ölüm şekli hiç komik değil.
I didn't think it was funny, how Booner's dog died.
Dev, artık komik değil.
Dev, that's not funny anymore.
Hatta, olanları bir yandan komik buluyorum.
In fact, I thought it was kind of funny.
Yine de komik olan ne biliyor musun? Kasa, Fun Society oyun salonuyla bağlantılı.
What is funny, though, is that this casing is linked to the Fun Society arcade.
İşin komik kısmı, sen bunu Karanlık Ordu'nun işi sanıyordun.
Funny enough, you thought Dark Army was involved.
Yüzün... komik küçük yüzün!
Your face! Your funny little face!
- Biliyorum, komik değil.
- I know. It's not funny.
Komik.
Funny.
Komik olduğun ya da beni korkutup büyüttüğün bilmiyorum.
I don't know if you're being funny or freaking me out.
- Çok komik.
- That's funny.
Çok komik, Bree.
Yeah, funny, Bree.
Çok komik.
Hilarious.
Hiç komik değil.
It's not funny.