Madeleine перевод на английский
964 параллельный перевод
Madeleine, Port au Prince limanında tanıştırdı bizi.
Madeline introduced him on the docks in Port-au-Prince.
Madeleine ve ben kavuşur kavuşmaz evlenmeyi planlıyorduk ancak bay Beaumont bizi buraya gelmeye ikna etti.
Madeline and I planned to be married the moment she arrived, but Mr. Beaumont persuaded us to come here.
Seni seviyorum Madeleine, bu dünyadaki her şeyden daha çok. Cennet ve cehennem seninle anlam kazanıyor.
I love you, Madeline, more than anything else in this whole world, dear.
Madeleine!
Madelin!
Madeleine, neyin var?
Madeline, what's wrong?
Madeleine, sevgilim, lütfen.
Madeline my dear, please.
Madeleine!
Madeline?
Madeleine!
Madeline!
Madeleine, karıcığım!
Not my wife. My wife!
Madeleine, beni tanımıyor musun sevgilim?
Madeline, don't you know me, dear?
Madeleine, sevgilim.
Madeline, my darling!
- Tabii, Bay Madeleine.
- Yes, Monsieur Madeleine.
Girin! - Günaydın, Bay Madeleine.
- Ah, good morning, Monsieur Madeleine.
Bakın, Bay Madeleine.
Look here, Monsieur Madeleine.
Bay Madeleine'i istiyoruz.
We want Monsieur Madeleine.
Bay Madeleine'den, Belediye Başkanımız olmasını istedik.
We have invited Monsieur Madeleine to become mayor and magistrate of our city.
Bay Madeleine?
Monsieur Madeleine?
Siz, Bay Madeleine misiniz?
You are Monsieur Madeleine?
Umarım tüm bu yükü, omuzlarınızdan alabilirim, Bay Madeleine.
I hope to take all that side off your shoulders, Monsieur Madeleine.
Birbirimizle iyi anlaşacağız, Bay Madeleine.
We might as well understand each other, Monsieur Madeleine.
- İyi akşamlar, Bay Madeleine.
- Good night, Monsieur Madeleine.
Beni Bay Madeleine'e götürebilir misiniz?
Will - Will you take me to see Monsieur Madeleine, please?
Bay Madeleine'i gereksiz yere rahatsız etmenin bir anlamı yok.
It's no use intruding on Monsieur Madeleine.
- Bay Madeleine...
Monsieur Madeleine -
Anlaşılan Bay Madeleine'in, yasalara karşı pek saygısı yok.
Well, Monsieur Madeleine has no respect for the law, it seems.
Bay Madeleine...
Monsieur Madeleine...
Bu olağanüstüydü, Bay Madeleine.
Well, that was amazing, Monsieur Madeleine. Amazing.
Büyük bir güç, Bay Madeleine.
A wonderful effort, Monsieur Madeleine.
Bay Madeleine mi?
Monsieur Madeleine?
Bay Madeleine.
Oh, Monsieur Madeleine.
Sizi bu saatte rahatsız ettiğim için özür dilerim Bay Madeleine ama çok önemli bir durum söz konusu.
I'm, uh, sorry to disturb you at this hour, Monsieur Madeleine... but I have a duty - an urgent duty to perform.
Bay Madeleine, ciddi bir suç işlendi.
Monsieur Madeleine, a criminal act's been committed.
Benim de itikatım var, Bay Madeleine.
I, too, have my creed, Monsieur Madeleine.
O gün geldi çattı, Bay Madeleine.
That time's arrived, Monsieur Madeleine.
Bay Madeleine, salon çok dolu ama yargıca notunuzu verince, sizi şu taraftan alabileceğimi söyledi.
Uh, Monsieur Madeleine, the court is full... but I gave the judge your card, and he said to bring you in this way.
Ama bu Bay Madeleine.
But it's Monsieur Madeleine.
Bay Madeleine, sizi herkes tanır.
Monsieur Madeleine, everyone knows you.
Bay Madeleine, ne kadar etkilendiğinizi anlayabiliyoruz bu kişiyi kurtarmak için çabalamanızı takdir ediyoruz...
Monsieur Madeleine, we appreciate that you have been deeply moved... and we understand your sympathetic effort to save this -
Bay Madeleine!
Monsieur Madeleine.!
Hayır, Bay Madeleine yok.
No, there is - there is no Monsieur Madeleine.
- Bir yanlışlık var, Bay Madeleine.
- There's something wrong, Monsieur Madeleine.
Bay Madeleine.
Monsieur Madeleine.
Bu yüzden mi, Bay Madeleine?
Is it because of this, Monsieur Madeleine?
Bay Madeleine'in bize çok yardımı dokundu.
Monsieur Madeleine has been most generous to us.
Bay Madeleine için herşeyi yaparız.
We will do anything for Monsieur Madeleine.
Bay Madeleine, beş yıl önce bana bu paketi kızım manastırdan ayrılırken, size vermem için verdi.
Five years ago Monsieur Madeleine gave me this package... with instructions to give it to you when my daughter left the convent.
Bay Madeleine, mükemmel bir insan olmalı.
Monsieur Madeleine must be a very good man.
- Madeleine inciler nerede?
- Madeleine, where are those pearls?
Madeleine!
I think, ah, I think you'll like Haiti.
Yani Madeleine, sırf birileri cesedini çalabilsin diye mi öldürüldü?
The ghouls that steal the dead corpses from their graves, are supposed to put them there in the first place.
Madeleine!
Madeline...