Madeline перевод на английский
1,132 параллельный перевод
Madeline. Frieda, Alan'ın Provo, Utah'daki emlakçısının numarasını kaybetmiş.
Oh, Madeline, Frieda lost the number for Alan's realtor in Provo, Utah.
Madeline Hutton ve Arthur Nagle liseli aşıklardı.
Madeline Hutton and Arthur Nagle were high school sweethearts.
"Sevgili Madeline, " bu sıkıntılarında iyi birisi olduğunu söylüyorsun. "
" Dear Madeline, it's good to have someone to tell your troubles to.
Burada ne yapıyorsun Madeline?
What are you doing here, Madeline?
Madeline.
Madeline.
Madeline!
Madeline!
- Siz Madeline Wirtz'müsünüz?
Are you Madeline Wirtz?
Teşekkür ederim Madeline.
Thank you, Madeline.
Madeline, sonra görüşürüz.
So, Madeline, I'll see you later.
Sekreterim Madeline. Ve işte karşınızda Rex.
This is Madeline, my secretary.
Annem "Her zaman şartları zorla." Derdi. Onun için söylemesi kolay. Sonunda kendini berbat hisseden benim.
Madeline's always telling me to go for it... easy for her to say, I always end up feeling like a geek.
Magdeline bana her zaman denememi söylüyor. Onun için söylemesi kolay.
" Madeline's always telling me that I should just go for it.
Sorun değil Madeline, Ben buradan konuşurum.
It's all right, Madeline. I'll take it in here.
Madeline Ashton'a inanabiliyor musun?
Can you believe Madeline Ashton?
- Bana senin hayranın olduğundan bahsetmedi.
- He never told me he had such a Madeline Ashton thing.
Ernest, Madeline'i benim kadar tanımıyorsun.
Ernest, you don't know Madeline the way I do.
Çünkü Madeline Ashton testini geçip geçmediğini görmeliyim.
Because I just had to see if you could pass the Madeline Ashton test.
Madeline Ashton'a karşı kesinlikle ilgi duymuyorum.
I have absolutely no interest in Madeline Ashton.
Madeline Ashton.
Madeline... Ashton.
Ve hâlâ Madeline Ashton'dan bahsediyoruz.
And we are still talking about Madeline Ashton!
Madeline Ashton ve Dr. Ernest Menville için teslimat var.
I have a delivery for Madeline Ashton and Dr. Ernest Menville.
"Madeline Ashton bir zarfı açmak üzere."
"Madeline Ashton goes to the opening of an envelope."
- Madeline, unuttum.
- Madeline, I forgot.
Git kendi yaşında birini bul Madeline!
You go find someone your own age, Madeline!
Madeline'le hemen konuşmam lazım!
I need to speak to Madeline at once!
Madeline'la konuşmam lazım.
I need to speak to Madeline.
Madeline'i uzun zaman önce boşamalıydım.
I should've divorced Madeline a long time ago.
Yarım sabah ilk iş olarak şehre gidip Madeline Ashton'a boşanma davası açacağım.
The first thing tomorrow morning, I am gonna go downtown and I am gonna obtain a divorce from Madeline Ashton.
Yarın Madeline'i hoşça kal demek için arayacağım...
Tomorrow, I'll call Madeline to say good-bye.
Madeline öldü.
Madeline is dead.
- Bunu istiyorsun değil mi?
- You'd like that, wouldn't you, Madeline?
En son ne zaman çalıştın Madeline?
When was the last time you worked, Madeline?
Sana bayağı dedim Madeline. Çünkü senin hakkında böyle düşünüyorum.
I called you cheap, Madeline, because that's what I think of you.
- Dikkatli ol Madeline.
- Watch it, Madeline. - That's it. Flaccid.
- O kadar.
- Watch what you say, Madeline.
Buna sonsuza kadar katlanacağımı mı sandın Madeline?
Did you think that I was just going to take it forever, Madeline?
- Madeline, çok üzgünüm.
- Madeline, I'm so sorry.
Arkanı döndün ve Madeline'in merdivenlerden düştüğünü gördün.
You turned around and you saw Madeline fall down the stairs. - Right.
Madeline, şu haline bak!
Madeline, look at yourself! - Huh?
Yap şunu! Nereden başlayacağımı bilmiyorum Madeline.
I wouldn't know where to begin, Madeline.
Görmüyor musun Madeline?
Don't you see, Madeline?
- Acele etmek istemiyorum Madeline.
- I don't wanna rush things, Madeline.
- Madeline!
- Madeline.
Madelin'e komik bir şeyler mi yapıyorsun?
Are you doing something funny with Madeline?
Madeline henüz gömülmeye hazır değil.
Madeline is not ready to be buried yet.
- Madeline.
- Madeline?
Madeline?
Madeline?
Madeline!
Madeline! Oh, my God!
Tanrım Madeline, bu çok korkunç.
My God, Madeline, that was horrible.
- Günaydın Madeline.
Morning, Madeline.
Keşke yarın 12 değil de, 14 yaşımı bitirdiğimi kafama koyabilseydim.
Madeline's parents took her to europe and let her go to discos every night.