Mandarin перевод на английский
513 параллельный перевод
Ta Çin'den geliyorlar. Mandarin Terlikleri.
All the way from China, Mandarin slippers.
Ya Çinlilere mandalina satacaktım.
If the Chinese invaded us, he'd become a mandarin.
Aslında sadece mandalina yiyeceğim.
Honestly, I'll just have a mandarin.
Portakal rengi ve fuşya kombinasyonu bugünlerde çok moda.
Well, mandarin red and fuchsia is a very chic combination this year.
Kasabanın Çin mahallesinde "Cehenneme Git Salonu" adında bir mekan vardı,... ve üst katta, arada sırada beni Çin böreği için davet eden... gerçek bir Çinli Prensesi yaşıyordu.
In the Chinese section of town was the Pagoda Hell Saloon, and upstairs there lived a real Mandarin princess who invited me over occasionally for a little egg roll.
Mandarin.
They're mandarins
Üstad Wu, ekselansları sizi Mandarin ördek kulesinde bekler
Mr Wu, His Excellency is at the Mandarin Duck Tower
"Mandarin Ördek Kulesi"
"Mandarin Duck Tower"
Kumandan Zheng ve Ekselanslarıyla birlikte Mandarin ördek kulesinde içiyorlardır Lütfen affedin beni
He's with Commander Zheng and Coach Zheng drinking at Mandarin Duck Tower waiting for me to report back
Mandarin Ördeği tekmesi.
The Mandarin Duck kick
Portakal posası gibi
A jaded mandarin A jaded mandarin
Portakal posası gibi
Like a jaded, faded faded, jaded, jaded mandarin
'Mandarin'konuşabiliyor musun?
You can speak Putonghua?
Mandarin biliyor musun?
You can speak Putonghua?
Buluşma yerimiz,... Yokohama, Club Mandarin.
The meeting place is Club Mandarin in Yokohama.
Yu Hsia, hatırlar mısın ; bir kişiyi öldürmekten... ölüme makkum olmuştum... ve beni idamdan amca kurtarmıştı?
Yu Hsia, do you remember I was sentenced... to death for killing a mandarin... was rescued by Uncle 18 years ago?
O zamanlar, Howard Beale bir televizyon simgesiydi.
In his time, Howard Beale had been a mandarin of television.
Kendim yoğurtlu yemeğimden bir mandarin alamaz mıyım?
Out of one's own pudding, one surely can fish out a mandarin. What next?
O bir statik doldurucu..... üç aşamalı mikro dalga dönüştürücüydü. Ve iki askerin çinçe konuşmasını çeviriyordu.
It was a static-filled, triple-scrambled microwave transmission between two soldiers talking in Mandarin Chinese.
- Yani Kuzey'den.
- She's Mandarin.
Mandarin'den.
They're like that.
Son altı aylık Oxford dosyalarına göre Ivan Trigorin yüksek derecede Çince eğitimi görüyormuş.
For the last six months, according to his Oxford files, Ivan Trigorin has been auditing graduate-level courses in Mandarin Chinese.
Sizi arkadaşım ve meslektaşım MacGyver'la tanıştırayım.
I'd like to introduce my friend and colleague, MacGyver. ( speaking Mandarin )
Acaba siz Mandarin dilini biliyor musunuz?
You speak Mandarin.
Alabilir miyim.
And you shall. ( speaking Mandarin )
Fırçalanmış... mandalina jöleli omlet.
It's eggs florentine, Brushed with a mandarin orange glaze.
Mandarin dilini bile bilmiyoruz.
We don't even know how to speak Mandarin.
- Mandalina var.
- We have a mandarin.
İngilizce, Fransızca, İbranice, Çince, hepsinde aynı!
English, French, Hebrew, Mandarin, it'd be the same.
Mandarini öldürdüler!
They killed the mandarin!
Moo Shoo domuzu, Szechwan biftek, Mandarin ordek... Wong Kardesler'den.
Moo shoo pork, Szechwan beef, Mandarin duck... from Wong Boys.
Mandarinceyi iyi konuşuyorsun.
You speak good Mandarin.
Sadece Mandarin lehçesini.
Only Mandarin.
- Çin Süperstar
- Mandarin Superstar
"En Yeni Çin Süperstarı".
The newest mandarin superstar.
Onun adı "Bruce Lee", ve o Mandarin diliyle bile konuşmuyor.
His name is Bruce Lee, and he doesn't even speak Mandarin.
Pekiii, eğer Mandarin diliyle konuşamıyorsan nasıl Mandarin filmlerinde oynayabiliyorsun?
Well, how can you play in Mandarin movies if you don't even speak Mandarin?
Yani Mandarin'den farklı.
I mean different from the mandarin.
Önemli bir şey, bilirsin, Mandarin dilinde anlaşılsın diye.
Something, you know, matching the mandarin deal.
Daha önce Mandarin filmlerine baktın mı?
Did you look at many Mandarin movies
Bunu Mandarin diliyle söyledim ama.. .. Cantonese dilinde "Kai-di-kune."
I'm speaking mandarin just now in Cantonese :'Kai-di-kune',
- Kanton Çincesi bilmem.
- I speak Mandarin.
Mandarince konuş.
Speak in Mandarin.
Mandarince anlamaman imkansız.
There's no way you don't understand Mandarin.
Mandarince konuşamadığını sanıyordum.
I thought you weren't able to speak Mandarin.
- Mandarin Lam, ne diyorsun?
- Mandarin Lam, what do you think?
- Evet, Mandarin Lam.
- Yes, Mandarin Lam.
O, Mandarin Tsao'nun kızı.
She's Mandarin Tsao's daughter.
Mandarin Tsao.
Mandarin Tsao.
Nasılsınız küçük hanım.
( SPEAKING MANDARIN ) Well, howdy there, little lady.
Şeyy tam olarak değil. Anlarsın. Çünkü ;
Well not really, you see, because most of the mandarin pictures here are dubbed anyway.