Margo перевод на английский
851 параллельный перевод
Margo Channing bir tiyatro yıldızıdır.
Margo Channing is a star of the theatre.
Margo büyük bir yıldız.
Margo is a great star.
Haftalardır, haftada altı gece, Margo Channing'in giriş çıkışını bile izledikten sonra.
Six nights a week for weeks of watching even Margo Channing enter and leave a theatre.
Margo Channing'in en iyi arkadaşısınız.
You're Margo Channing's best friend.
Margo'nun giriş çıkışları arasında ne yapıyorsun?
Tell me. What do you do in between the time Margo goes in and comes out?
- Seni Margo'ya götüreceğim.
- I'm gonna take you to Margo.
Margo'nun Güneyli bir gazeteciyle röportajı.
Margo's interview with a reporter from the South.
Margo, onu görmelisin.
Margo, you've got to see her.
Margo, bu Eve Harrington.
Margo, this is Eve Harrington.
Sonra, bir gece, Margo Channing "Yadigar" ı oynamaya geldi.. .. ben de izlemeye gittim.
And then, one night, Margo Channing came to play in Remembrance, and I went to see it.
İyi geceler Margo.
Good night, Margo.
Margo, bu ne güzel sürpriz.
Margo, what a wonderful surprise.
- Merhaba Margo.
- Hi, Margo.
- Margo'yu ucuz bir marketle karıştırdın.
- You mixed Margo up with a five-and-ten.
- Margo, canım!
- Margo, darling!
Sevgili Margo, unutulmaz bir Peter Pan'dın.
Dear Margo, you were an unforgettable Peter Pan.
Margo Channing'den kalanlar.. .. oturur durumda.
The remains of Margo Channing sitting up.
Margo, evde soda filan var mı?
Margo, you by any chance haven't got any bicarbonate of soda in the house?
Margo, senin yaşın yok.
Margo, you haven't got any age.
Lloyd, Margo'nun sahnedeki abartısız oyununu, gerçeği abartılı oynayarak telafi ettiğini söylüyor.
Lloyd says Margo compensates for underplaying on stage by overplaying reality.
Margo'yla harikalar yarattın.
You've worked wonders with Margo.
- Margo'nun yeni yedeği mi olmak istiyorsun?
- You wanna be Margo's new understudy?
Bir gece Margo Channing'i.. .. görmeye gelmiş bir seyircinin karşısına çıktığımı düşünsene.
Suppose I had to go on one night to an audience that came to see Margo Channing.
Margo devam etmeli.
Margo must go on.
- Margo, arı kovanının dışında.. .. davranışların ne bir kraliçe gibi, ne de bir anne gibi.
- Outside of a beehive, Margo, your behavior is hardly queenly or motherly.
- Margo, gerçekten..
- Margo, really.
Margo artık sahnede çekici olanın sahne dışında olmayabileceğini anlamalı.
Margo has to realize what's attractive on stage need not be attractive off.
Eve, ben taksam bile sen Margo'yu pek takmamalısın.
Eve, you mustn't mind Margo too much, even if I do.
Nedeni Margo, anlamaya çalışma.
The reason is Margo and don't try to figure it out.
Margo'yu ben de severim.
I'm fond of Margo, too.
Margo, bir Trappist keşişi nasıl inancında yaşarsa, ben de tiyatroda öyle yaşadım.
Margo, I have lived in the theatre as a Trappist monk lives in his faith.
Margo, sevgilim.
Oh, Margo, darling.
Ama Eve, Margo.
But Eve, Margo.
- Margo, barışalım. - Şartlar çok ağır.
- Margo, let's make peace.
Margo, bunların arkasında ne olduğunu söyle bana.
Margo, tell me what's behind all this.
Hoşçakal Margo.
Goodbye, Margo.
- Yine Margo.
- Margo again.
- Bu Margo'ya göre dakikliktir.
- That's on time for Margo.
Margo o kadar da kötü değildi.
Margo hasn't done badly by it.
Margo harikadır.
Margo's great.
Bill, Margo, sen ve ben.
Bill, Margo, you and I.
Margo'nun kıçına atılacak tekme.
That boot in the rear to Margo.
Ne de olsa başta Margo'nun kendisinin hoşlanacağı.. .. zararsız bir şakadan başka birşey değildi.
After all, it was no more than a harmless joke which Margo herself would be the first to enjoy.
Margo nerede olduğunu bilmiyordu ve umursamıyordu.. diyordu sürekli.
Margo didn't know where he was and didn't care, she kept saying.
Bir şekilde Pazar'ı atlattık.. .. ve Pazartesi ikindi Margo'yu istasyona götürürken.. .. Lloyd'la Margo birbirlerine uygar davranacakları konusunda anlaştılar.
Somehow we staggered through Sunday, and by the time we drove Margo to the station late Monday afternoon, she and Lloyd had thawed out to the extent of being civil to each other.
Sadece Margo'nun treni kaçırmasını istemiyorum.
I just don't want Margo to miss her train.
Sen Margo'sun.
You're Margo.
Sadece.. Margo.
Just Margo.
Ama beni, Margo Channing'i değil.
But me, not Margo Channing.
Margo oyun kaçırmaz.
Margo just doesn't miss performances.
Ama Margo'yu tanırım.
But I know Margo.