Med перевод на английский
2,489 параллельный перевод
Tıp hazırlık sınıfına girmeye çalışıyorum, tamam mı?
I'm trying out a pre-med class. All right?
Hayır, bunu Duke'taki ilk yılımda, fizik finalini mucizevi bir şekilde geçmeden hemen önce almıştım ve o zamandan beri, MCAT, tıp fakültesi lisans sınavları derken, bu benim uğurum oldu.
No, I bought that my junior year at Duke right before I miraculously passed a physics final, and, um, ever since then... MCATs, med school, board exams, that's... that's been my good luck charm.
-... 4 yıl tıp fakültesi... - Evet.
- Four years of med school...
Üniversiteden mezun olduğum yaz mı?
The summer after med school?
İlk başta iyi bir tıp fakültesini hak ettiğimi beklemiyor olmam dışında.
Except I didn't think I deserved to be at a top med school in the first place.
Bunun tıp fakültesiyle alakası yok.
This isn't about med school.
Ben tıp fakültesindeyken bir gün House gibi biri olmayı hayal ediyorum.
When I was in med school, I thought I'd be house some day.
Grunge grubundaki bir gitaristle, tıptan bir çocukla ve asil bir soydan geldiğinden emin olduğum şu fransız çocukla çıkmıştı.
She dated a guitarist in a grunge band, a med student and this French guy, that I'm pretty sure he was some kind of royalty.
Bu yer sana yapacaklarımıza uygun düzenlendi.
This is club med compared to what we have planned for you.
tıp fakültesinden mezun olduğundan beri,
Since graduating med school,
Geçirdiği her nöbeti kaydettik.
She's on every med in the book.
Babam orada tıp okumuştu.
My dad went to med school there.
Tıp okuduğunu söyledi.
He said he was pre-med.
Tıp okulunda vücudumuzda ne kadar kan olduğunu öğretirler. Fakat görene kadar bunun farkına varmazsınız.
I mean, you learn in med school how many pints we all have in us, but you don't realize it until you see it.
Tıbbi malzemelerini yanına al ve hava kilidine gel.
Grab your med kit and meet me at the airlock.
Etkisiz kılmam gerekir diye tıbbi laboratuar sistemine bir virüs yerleştirmiştim.
I placed a bug in the med lab security system in case I ever needed to disable it.
Arkadaşları Martinigue'deki Club Med Oteli'ne gidiyormuş.
They got friends going to club med in Martinique. You believe that?
Ücretsiz içkisi dışında tıpkı Club Med gibi.
It's like a Club Med without the free drinks.
Brandi de striptizci ve hukuk fakültesi için gerekli parayı bu şekilde ödüyor. Ya da tıp fakültesi ya da onlardan birisi işte.
Brandi, she's one of the strippers... she's paying to get herself through law school or med school or one of'em.
Siyah Shawn git de ilk yardım çantasını getir.
Black Shawn, go get the med kit.
Bu Ingrid'in, Edwin'in nano-tıp teknolojisine odaklandığı teorisiyle uyuşuyor.
That fits with Ingrid's theory... that he's focusing on nano-med technology.
Güneyde bir tahliye kapısı var. Kıpırdayın.
There's a med evac out the south doors.
Tıp okulunda o kadar çalışmaya değmiş.
Med school... worth every dime.
Gençken anneme ihtiyacım olmadı üniversitedeyken de olmadı, şimdi de yok, tamam mı?
I didn't need my mom when I was a teenager, I didn't need her in med school, and I don't need her now, okay?
Tıbba gitti.
He went to med school.
Sizin daha klinik bir teriminiz olabilir ama ben tıp fakültesine gitmedim.
You might have a more clinical word for it, but I didn't go to med school.
Tıp Fakültesinden.
Jim. Med school.
- Üçüncü sınıf tıp öğrencisi.
She's a third-year med student.
Tıp fakültesinden önce matematik ve sanat tarihi doktorası yapmış.
She filled out the time before med school getting PhDs in both applied math and art history.
- Tıp öğrencisi mi?
She's a med student?
Hiç deneyimi olmayan bir tıp öğrencisi.
She's a med student with no practical experience.
- Evet, ama daha bir öğrenci. Seni tıp fakültesi günlerine götürüyor. Saçının ve kaslarının belirgin olduğu ve olağan prostat kontrolüne ihtiyacının olmadığı günlere.
She's a student, makes you contemplate your med school days, back when you had hair, muscle tone and no need for a regular prostate exam.
Hopkins Tıp Fakültesi için görüşme yapmıştım.
I interviewed her for Hopkins Med School.
Tıp öğrencisisin ama daha bir laboratuara bile girmemişsin.
You're pre-med yet you haven't attended a single lab.
Ortalama notlar, tıp fakültesinde ortalama bir öğrenci.
Middling grades, middling med school.
Bu okul notlarından çok daha fazla cesaret ve kararlılık gösterir.
That shows a lot more guts and determination than med school grades.
Bu gece tüm tıp fakültesini tekrarlayamazsın.
You can't re-cram all of med school right now.
Güzellik merkezi bana ait.
The med spa is mine.
Beraber büyüdük. Tıp fakültesinde beraberdik.
We grew up together, went to med school together.
Cristina bizim gibi tıpa takılıp kalmadı, 20'li yaşlarının tadını çıkartıyor.
Cristina gets to live out the 20s we never got to'cause we were stuck in med school.
O Wolverine bir haftada benim Tıbbiyede gördüğümden daha fazla göt gördü.
That wolverine has gotten more ass this week Than I got in all of med school.
Patates Kafayla, yelkenliyle geziyorlar.
Cos she's sailing round the Med with Mr Potato Head.
Doktorları bilirsin kendi kafalarına göre takılırlar. Böyle olacağını bilseydim hemşirelik okumak yerine, tıp fakültesine giderdim.
You know doctors... should have gone to med school, instead of taking the scholarship.
Sorum için kusura bakmayın, ama tıp fakültesinden mezun olalı ne kadar oldu?
Excuse me for asking, but how long ago did you graduate from med school?
- Etti, fakültenin üçüncü yılında.
- Yes, in the third year of med school.
Tıp okuduğundan mı?
No wonder you're a pre-med student, so smart.
Tıp'a başlamaya karar verdim.
I'm going to apply to the med program.
6 yıl boyunca tıp okuyup 4 yıl staj yaptığım toplam 10 yılımı sana makbuz getirmek için mi harcadım sanıyorsun?
Hey, you think it was just to write you receipts that I did med school for 6 years, went through internship and residency for 4 years, and basically worked my ass off for 10 years total?
Buraya öğrenci değişim programıyla bir tıp öğrencisi olarak geldim..... ve bir daha geri dönmedim.
I came over on a foreign-exchange program as a med student and, well, never went back.
Hemşire olmak ve hastane yönetmek, gerçekten de zor bir iş.
Running nursing in med-surge is a big job.
USC Rehabilite merkezi iyi olur.
The facility at the usc med would be nice.