Midemi bulandırıyor перевод на английский
574 параллельный перевод
Midemi bulandırıyor!
It's revolting!
- Midemi bulandırıyor.
- That rips my guts out.
Midemi bulandırıyor.
I detest him.
Boyanın kokusu midemi bulandırıyor, ressamlar da.
The smell of paint sickens me, and painters.
Sokak serserisi gibi davranman midemi bulandırıyor.
It disgusts me to see you act like a common tramp.
Bu midemi bulandırıyor. Dünyanın en iyi aile reisi havasında buraya gelmeye ve sanki hiçbir şey yapmamış gibi kontrolü ele almaya hakkı yok.
A magnificent right he's got to come back in his best head-of-the-family manner and start taking charge as if he'd done nothing at all.
Şiddet midemi bulandırıyor.
Violence makes me sick.
Midemi bulandırıyor.
Makes me sick.
Tüm hayatım midemi bulandırıyor gibi hissettim ve sadece kusmak zorundaydım.
I felt like my whole life was something sick on my stomach... and I just had to throw it up.
Midemi bulandırıyor!
He makes me sick!
- Midemi bulandırıyor.
- He makes me sick to my stomach.
midemi bulandırıyor.
I'm disgusted.
Seninle aynı havayı solumak bile midemi bulandırıyor.
It makes me sick to breathe the same air.
Aklınla oyun oynayarak, bu çılgın ata binmen midemi bulandırıyor.
Sick at the thought of you playing games with your mind and riding that crazy horse.
Midemi bulandırıyor.
It's making me nauseous.
Niçin yemiyorsun? Bu saf ve masum kıza oynadığın iğrenç numaralar midemi bulandırıyor.
It turns my stomach, your dirty tricks with that pure innocent girl.
Midemi bulandırıyor.
Makes me want to vomit.
Bu tip Özel tasarlanmış alarmlar midemi bulandırıyor.
A burglar alarm especially designed to give me heartburn.
Midemi bulandırıyor.
It makes me sick.
Midemi bulandırıyor.
It nauseates me.
Senin ve akademi üyelerinin görünüşü midemi bulandırıyor.
But the sight of you and your Academicians sickens me.
Aç karnına arabaya binmek midemi bulandırıyor.
I get nauseous riding on an empty stomach.
Bu yozluk midemi bulandırıyor.
The decadence here makes me nauseous.
Midemi bulandırıyor.
Makes me want to puke.
Başkan olabilirsin, ama kahrolası ödlekliğin midemi bulandırıyor! " Böyle bir şey mi?
"but your bloody pusillanimous behavior Makes me vomit!" That sort of thing?
Tanrım! Balık kafalarından çıkan sesler hala midemi bulandırıyor.
Those fish-heads still horrify me.
Yemekler midemi bulandırıyor.
Food makes me sick.
15 yaşında doğum sancısı çekerken seni nasıl deli gibi istediğimi düşünmek midemi bulandırıyor.
It makes me sick to think of how... badly I wanted to have you when I was in labor at the age of 15!
Midemi bulandırıyor!
Makes me sick!
Midemi bulandırıyor
He makes me sick.
İki yüzlü bir şekilde oratalıkta dolanıp herkesi mutlu etmeye çalışmamız midemi bulandırıyor. " demiş.
It disgusts me to see how you weasel around trying to please everybody. "
Midemi bulandırıyor, Faye.
It makes me sick. Faye knows.
Biliyorum, o kadar iğrenç ki, midemi bulandırıyor.
- I know. It's so frigging ugly, it makes me sick.
- Bu durum midemi bulandırıyor.
- It just makes me sick.
Söyle, midemi bulandırıyor!
Tell him he makes my gorge rise!
Onlar midemi bulandırıyor.
They make me sick to my stomach.
Bu midemi bulandırıyor, ne kadar istiyorsun?
This makes me sick, how much do you want?
Burası midemi bulandırıyor.
The whole place stinks. Let's go.
Konuşman midemi bulandırıyor Morris.
You make me sick when you speak, Morris.
Midemi bulandırıyor.
- She makes me sick.
Bana dokundukları düşüncesi... midemi bulandırıyor.
The idea that they touched me, it makes me want to puke.
bir de sevecenliği yok mu, midemi bulandırıyor.
And there is his tenderness, which is worse than a blow.
Sana bakmak midemi bulandırıyor.
It sickens me to look at you.
Düşündüğünün aksine midemi bulandırıyor.
On the contrary... it makes me sick.
Midemi bulandırıyor.
She makes me sick.
Yalanlar midemi bulandırıyor.
Man, I really hate to lie.
Senin gibiler midemi bulandırıyor.
Shut your festering gob, you tit!
Babama yaptıkların midemi bulandırıyor.
It's making me ill what you're doing to dad.
Bu midemi bulandırıyor.
It makes me sick.
Zarif eşin ve annene böylesine çektirmen midemi bulandırıp, tuvalete gitme hissi uyandırıyor.
The way you made them suffer Your exquisite wife and mother Fills me with the urge to defecate
Midemi bulandırırlar, anlıyor musun?
I mean they make me wanna puke, know what I mean?