Nazik перевод на английский
10,104 параллельный перевод
Belki de daha nazik bir yaklaşım daha iyi sonuçlar getirebilir Dedektif.
Perhaps a, uh, gentler approach might yield quicker results, detective.
Sizin yerinizde olsam bunu yapmazdım Bay Clark. Teslim edecek kadar nazik olduğunuz o kanı annenizin almasını istemiyorsanız tabii.
I wouldn't do that if I were you, Mr. Clark, not if you want your mother to get that blood you were so kind to deliver.
Onun sana daha nazik davranmasını istedim.
I wanted her to be nicer to you.
Ona karşı biraz daha nazik ol.
Try a softer touch with him.
Artılar : İstikrarlı nazik, eğlenceli.
Pros : um, um, stable,
Josh o sadece nazik davranmaya çalışıyordu.
- Tanaka. - Josh, he's just trying to be nice.
Nazik davran devene, evet.
Nice and gentle with that camel, yeah.
- Sadece nazik ol.
Just be gent- -
Aslında, evde bana karşı çok nazik.
She's actually very nice at home.
Akıllı ve nazik biriydi.
He was smart and kind.
Yüce babamız, kibar ve nazik bir adam olan Edmund Hewlett'ın ruhu için dua ediyoruz.
O Mighty Father, we pray for the soul of Edmund Hewlett, a kind and gentle man.
Vik nazik bir adama benziyor.
Well, Vik seems like a decent guy.
Ona karsi pek nazik degilsin Leo. Leo.
You're not being very nice to her, Leo.
Aşırı iyimser, çok nazik liste yapamayan.
Overly optimistic, too nice... bad at lists.
Ona karşı nazik olmama sözü verebilir misiniz?
Can we just promise not to be nice to her?
Benim için kapıyı açacak, nazik ve hoş biri. Hayatım boyunca bunu aradığımı düşünüyorum.
Just a nice, sweet guy who would open the door for me, and I feel like I've been searching for that my entire life.
Burada pek nazik bir ortam yok.
Ain't nothing gentle about us.
Ayrıca Brett, daha nazik olsan daha çok bahşiş toplarsın.
Plus you know Brett, you'd get a lot better tips if you were nicer.
O çok nazik bir insandı ve çocukların büyüklerinin yanında ağzını açmaması gerektiğini ve sorun yaratmamaları gerektiğine inanırdı.
He was one of those kind of people that just thought that children should be seen and not heard and shouldn't cause any trouble.
Nazik davranamayacağız.
We cannot be gentle here.
Zavallı bir çocuk bir havacı, kafası sarılı standların orada ağlıyordu yaşlı bir adam onu teselli ediyordu bir zamanlar sarı saçlıydı, şimdi ise gri, parşömen derisi ve nazik elleri vardı... "Sakin ol, Evelyn, bu sadece bir oyun." diyordu.
One poor boy an airman, head bandaged, was weeping in the stalls bar, comforted by an older man - once blonde, now grey, parchment skin and dainty hands - who went on saying, "There, there, Evelyn, it's only a play."
Leydiye nazik davran.
Be gentle with Her Ladyship.
Leydiye her zaman nazik davranırım ben.
I'm always gentle with Her Ladyship.
Özellikle nazik.
Especially gentle.
Nazik ol.
Be gentle.
Ona karşı daha nazik davranmalısın, çok kötü şeyler yaşadı.
You should be nice to him, because he's actually really tragic.
Tertemiz biridir, o yüzden delikanlıma nazik daran.
He's pure, so you be gentle with my boy.
Benden söylemesi, delikanlıma nazik danran.
I'm telling you, be gentle with my boy.
Tamam işte yani iki hafta sonra beni aradı,... son derece nazik, süper tatlı ıvır zıvır.
So, all right, so he called me two weeks later, being all nice and shit, being super sweet.
Nazik olmaya çalışıyordu.
He was trying to be nice.
Epey nazik görünüyor.
He seems very nice.
Ama sen özünde nazik bir insansın ve yalnızca şimdi meşhur olduğundan tüm bunları çöpe atman gerekmiyor.
I just don't understand, but you're fundamentally a decent human being, and just because you're famous now doesn't mean you should throw all that away.
Şu haydutların ne kadar nazik ve yumuşak olduklarına bir baksana.
Look how kind and gentle these bandits are.
- Nis, nazik ol.
Nis... - Be nice.
Baronunu nazik bir baba olarak gördün mü?
Did you see your baron as a kindly father?
Kafanı koparabilirdim ama bu fazla hızlı ve nazik olurdu.
I could have your head, but that would be too quick and too kind.
- Nazik ol.
Gently, gently.
Ona karşı nazik ol.
Be nice to her.
- Ve çok nazik bir hediyeydi.
- And it was a very thoughtful gift.
- Beklenmedik bir rüzgâr fakat çok nazik ve kafa açıcı.
I mean, the wind is unexpected but welcome and bracing. Yeah.
Bana karşı nazik olun.
Be gentle with me.
Adamımın çok nazik olacağını garanti ederim.
I assure you, my man will be gentle.
Greysonların oğlunun bu olayda parmağı olduğunu öğrenirsem yakalayıp nazik biri olmayı öğreteceğim.
Though, I tell you, I find out this Greyson kid was part of it, and I will hunt him down and I will teach him chivalry.
Lütfen ona nazik davran, Bill.
Please be gentle with him, Bill.
Ölümle yaşam arasındaki böylesine ince bir çizgi, ne kadar da nazik olduğumuzun bir hatırlatıcısı.
Such a thin line Between life and death... A reminder of just how fragile we are.
Ona nazik olun yeter.
Just be gentle with her.
Bir şey anlat, bu oğlanların sana bulaştıkların da nazik olacaklarını sanmıyorum.
Something tells me, I don't think he's going to kindly to you messing with the boys.
Nazik ve kararlı biri. Benimle çok ilgileniyor.
He's... he's nice and he's stable and he cares for me deeply...
Sen çok tatlı ve nazik birisin ama ben seni hak etmiyorum.
You have been so sweet, and you have been so kind, and I have been unfair to you.
Nazik, zeki biriydin sen.
You were kind, you were brilliant.
Bir kısmına nazik davranırken, diğer bir kısmına sert davranmalıyız.
You will have to be gentle with one part and rough with the other.