Ne arzu edersiniz перевод на английский
83 параллельный перевод
- Ne arzu edersiniz?
- What would you like?
- Ne arzu edersiniz?
- What's your pleasure? - Double bourbon.
Ne arzu edersiniz hanımefendi?
What would you like, madam?
Ne arzu edersiniz?
Would you like some lunch, Sir?
- Ne arzu edersiniz?
What would you like?
Evet, efendim? Ne arzu edersiniz?
Yes, sir, what will it be?
Ne arzu edersiniz efendim?
What would the gentleman like?
- Ne arzu edersiniz?
- What would you like, sir?
Ne arzu edersiniz?
What will you have?
Buyurun, ne arzu edersiniz?
Please... What do you wish?
Ne arzu edersiniz, Dorothy?
What can we do for you, Dorothy?
Ne arzu edersiniz?
What would you like?
Ne arzu edersiniz?
What do you desire?
Ne arzu edersiniz?
- You wish? - Juice.
- Ne arzu edersiniz?
- What is your wish?
Ne arzu edersiniz?
What is your wish?
Ne arzu edersiniz, Hanımefendi?
You called, madam?
Beyim, ne arzu edersiniz?
Mister, need to exchange some chips?
- Ne arzu edersiniz?
- What do you wish?
Ne arzu edersiniz?
And what'll you order, sir?
Ne arzu edersiniz?
What would you like, sirs?
Ne arzu edersiniz?
What can I get you?
Ne arzu edersiniz?
Uh, what would you like?
- Hey, siz beyler ne arzu edersiniz?
- Hey, what would you guys like?
Noel için ne arzu edersiniz?
What would you like for Christmas?
Ne arzu edersiniz?
What'll it be?
Ne arzu edersiniz?
How about me?
Başka ne arzu edersiniz?
What else can I get for you?
Şey, ne arzu edersiniz?
Well, what would you like?
Ne arzu edersiniz, efendim?
What can I get you, sir?
Ne arzu edersiniz?
What's your pleasure?
Ne arzu edersiniz, bayan?
What would you like, madam?
Ne arzu edersiniz?
Can I help you?
- Ne arzu edersiniz? - Ben bir fincan kahve alacağım.
- Can I get you anything?
Ne arzu edersiniz?
What can I get you folks?
Hey gençler, ne arzu edersiniz?
Hey, what'll you boys have?
- Ne arzu edersiniz?
- What's your pleasure?
Ne arzu edersiniz?
And what would you like today?
Ne arzu edersiniz? . Buranın kuru fasulyesi İstanbul'un en iyisidir.
The pilaki here is the best in Istanbul.
- Ne arzu edersiniz, güzel bayan?
What'll it be, pretty lady?
- Ne arzu edersiniz?
- What can I get you?
Kahvaltı için ne arzu edersiniz?
Would you care for some breakfast?
Ne arzu edersiniz?
So, what'll you have?
Buyurun bayım, ne arzu edersiniz?
Yes, sir, what can I get you?
Bugün ne arzu edersiniz?
Now, what would you like today?
Bugün ne arzu edersiniz?
What would you like today?
Ne arzu edersiniz?
What should I get for you? Tea.
İçecek olarak ne arzu edersiniz?
To drink?
Zenginiz. - Ne arzu edersiniz?
- What do you want?
* Şimdi, söyleyin ne arzu edersiniz?
Now, tell-a me, what's-a you pleasure?
Ne almayı arzu edersiniz?
What can I get for you?