Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ N ] / Nereden geldiler

Nereden geldiler перевод на английский

119 параллельный перевод
Nerede kaliyorlar, nereden geldiler bilmiyorum. Ama kasabada bir sürü güzel kiz var.
I don't know where they hide, or where they come from... but there's a lot of pretty girls in town.
Nereden geldiler?
Where do they come from?
Nereden geldiler?
Where did they come from?
Onlar nereden geldiler?
Where did they come from?
Nereden geldiler?
Where have they come from?
- Nereden geldiler?
- Where did they come from?
Bunlar nereden geldiler böyle?
- Where did they come from?
Onlar nereden geldiler?
Where do they come from?
Bunlar da nereden geldiler?
It's your game now!
Bu gremlinler nereden geldiler?
Where do these little gremlins come from?
Sonradan bütün bu insanlar nereden geldiler?
Well, where did all these people come from?
Kim onlar? Nereden geldiler?
A wall surrounded the city.
- Nereden geldiler?
- Where do they come from?
Onları nerede buldun, nereden geldiler.
Where you found them, where they came from.
- Ne onlar? Nereden geldiler?
- Where do they come from?
Nereden geldiler?
Where'd they come from?
O araçla nereden geldiler?
Where do they come up with this stuff?
- Nereden geldiler?
- Of where they come?
- Bu insanlar nereden geldiler?
- From where do those people come?
Nereden geldiler? Geçmişleri ne?
Where did they come from?
Nereden geldiler?
From where had they come?
Nereden geldiler? Şehirden.
From the city.
- Klorel, nereden geldiler?
- Klorel, where did they come from?
Nereden geldiler?
Where are they all from?
Öyleyse nereden geldiler?
Then where'd they come from?
Nereden geldiler?
Who are they from?
Peki nereden geldiler bunlar?
Well, where did they come from?
Nereden geldiler?
Where did it come from?
Bunlar nereden geldiler?
Where did they come from?
Kemiklerimdeki kalsiyum, soluduğumuz hava, bunlar nereden geldiler?
The calcium in my bones, the oxygen we breathe, where did it come from?
O zaman nereden geldiler?
- Then where did they come from?
Ne çete! Nereden geldiler?
Who the hell are these kids anyway?
Nereden geldiler, neler biliyorlar?
Where they've been, what they know?
O kadar hızlı nereden geldiler?
Where did they come from so fast?
- nereden geldiler?
- Where'd they come from?
Bombalar nereden geldiler?
Where did they come from... the bombs?
- Nereden geldiler?
Well, where did they come from?
Nereden geldiler peki?
No? Wh... Where'd they come from?
- Nereden geldiler?
- Where are they from?
Peki nereden geldiler? Buna cevap veremem.
Where did they come from? HE SIGHS I can't answer that.
- Michael, nereden geldiler?
- Michael, where did these come from?
Peki, onlar nereden geldiler?
- Well, where did they come from?
12.000 yıl önceki coğrafi değişiklerin bir parçasını izleyerek soralım, Nereden geldiler?
Then the question begs, following the part of geographical changes 12,000 years ago, where did they come from?
Doğadaki karmaşıklığa baktığımızda, "Nereden geldiler?" sorusunu sorma eğilimindeyizdir.
When we look at complexities in nature, we tend to ask, "Where did they come from?"
Nereden geldiler?
But from where?
Eğer bu gelişmiş, küresel gezginlikteki ırk geçmişte var olduysa, nereden geldiler?
If this advanced, globe-traveling race existed in early history, where did they come from?
- Nereden bildin? - Tamirhaneye de geldiler.
- They came by the garage.
Bütün bu insanlar nereden geldiler?
Where did all these people come from?
Nereden geldiler, Crusoe? Nereden geldiler?
Where are they from, crusoe?
Wow baba, tüm bu parıldayan göğüs kıllarını nereden buldun? Davut'un Yıldızı ile birlikte geldiler.
Well, I wouldn't put it quite like that, but, essentially, Brian's right.
Diyelim ki karşı karşıya geldiler ölümüne savaşacaklarını nereden biliyorsunuz?
Let's say they meet - - - How are we sure, that they will fight to death?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]