Nights перевод на английский
9,357 параллельный перевод
Vikont Grantham ile orada geçirdiğiniz geceleri?
And your nights there with Viscount Gillingham?
Bir sürü gecedir eve gecenin köründe geliyorsun. 2'de, sabahın 3'ünde.
You know, you've been coming in late a lot of nights. Like 2 : 00 and 3 : 00 in the morning.
İki gece önce nerede olduğunu söyler misin?
You mind telling us where you were two nights ago?
İki gece önce neredeydiniz Bay Neville?
Where were you two nights ago, Mr. Neville?
- İki gece Trash Bar'da çalmışız.
We played the Trash Bar a couple nights.
Ne bileyim, arkadaşım Nancy geçen anlatıyordu da babası hep gece geç saatlere kadar çalıştığını söylüyormuş sonra bir gece, annesi ofisine gitmiş ama adam orada değilmiş.
I don't know... my friend Nancy was just telling me how her dad kept saying he was working late nights, but then one night, her mom went down to the office, and he wasn't there.
Geç saatlere kadar dışarıda sonuçta.
Well, it's all the late nights. Mm.
Gündüzleri neyse de geceleri çok kötü oluyor.
Never mind daytime but nights are terrible.
- Ne? - İki gece önce.
- Two nights ago.
Üç gece önce Tallahassee, Florida'da Betty Wright adında bir kadın Carter Memorial Hastanesi önünde vurulmuş halde bulundu.
3 nights ago, in Tallahassee, Florida, a woman named Betty Wright was found shot in front of Carter Memorial Hospital.
Salı akşamı benim kızlarım mekanında 68. sokakta
Tuesday nights over at my girl's place, 68th Street.
Sadece haftada bir gece, salı gecesi.
Just one night a week... Tuesday nights.
İki gecedir uyumadım. Birkaç lokmadan fazla yemedim.
I haven't slept for two nights.
- Böyle gecelerde, Kayseri'ye dönmüş olmayı diliyorum.
It's nights like this I wish I was back in Caesarea. I cannot sleep here.
Birkaç gece önce, bunlar olmadan önce bunların yakında sona ereceğini bunu daha büyük bir planın parçası olduğunu söylemiştin.
A few nights ago, before the wheels came off, you said that this would all be over soon, that it was all part of a larger plan.
Bir, iki gece önce bir bardaydım Avustralyalılar'la içki içen iki kız vardı çok sarhoşlardı kıza baksanız 45 kilodan fazla değildi adı Nang'di.
I was at a bar a couple nights ago, down south... there were two girls having drinks with some Australians... they were getting really drunk, and... uh... this one girl couldn't have been more than 90 pounds... - Her name was Nang...
Bir gece Bay Ayı yerine yatağında kurbağa bulacağımdan endişe ediyorum.
Afraid I'm going to find one in her bed instead of Mr. Bear one of these nights.
Hayatımın en iyi gecelerinden biriydi.
Are you kidding me? One of the best nights of my life.
Bir birkaç gece önce, bir blok aşağı Bir güzellik kaynağı mağaza aynı şeyi yaptı.
They did the same thing to a beauty supply store a block down, a couple nights ago.
Birkaç geceligine benim kanepemde yatsana.
Why don't you sleep on my sofa for a couple of nights?
Birlikte yaptığımız oyun geceleri onun için çok önemliydi.
The game nights that we had, that was really important to him.
Birkaç gün önce, gecenin bir yarısı bundan daha kapalı bir tünele girdin.
A few nights ago, you went into a tunnel, which was a much more confined space.
İki gece önce sapığının John'a gönderdiği videoyu analiz ettik ve bunu yapan kişi üniversitenin logosunu taşıyordu.
We also analyzed the video that was sent to John by his stalker two nights ago, and the person who made that is also wearing the university's logo.
Uyuyacak daha epey gecemiz olacak.
You will still have enough nights to sleep.
Fedakarlığa mı? Oyun gecelerine mi? Yoksa leziz mi leziz domuz etli ıstakozlu patates püresine mi?
Was it generosity, whimsical game nights, or delicious lobster bacon mashed potatoes?
Birkaç gösteri yaptım zamanında.
I did a few open mic nights.
- İki gün öncesinden.
Two nights ago.
Görünüşe göre ikimiz de son derece romantik geceler geçirmişiz.
Well, sounds like we both had wildly romantic nights last night.
Ama o yaz geceleri yok mu
♪ But, oh, those summer nights ♪
Yine de iki gece uyumayıp seni kolladı.
Still, he stayed up two nights watching over you.
- Bazı geceler öyle ama bazen güzel bir kavga gibisi yoktur.
Some nights. But sometimes there's nothing like a good fight.
Unut gitsin, Bam Bam iki gün önce kıza çakmaya çalıştığını söyledi bile.
Well, forget that,'cause Bam Bam told us you already tried to bang her two nights ago.
Sen sakinleşene kadar birkaç günlüğüne otelde kalayım.
I'll go to a hotel for a few nights and... till you calm down.
Bazı geceler ağladığını duyardım.
I heard you crying some nights.
İki gündür kayıp.
She's been missing for two nights.
Gerçekten, o işi yapıp o hayatı yaşayıp, sürekli endişelenip gecelere kadar çalışıp, sonra da eve, yanıma gelip gerçekten burada olabileceğini düşünüyor musun?
You think you're gonna be able to do that work and live that life... The obsession and the late nights... And then come home to me and really be here?
Alex, tüm o geceler nereye gittiğimi inan bilmek istemezsin.
Alex, you don't want to know the truth about where I went all those nights.
Alex yanında olmadığım geceler hakkında yalan söylediğimi biliyormuş.
Alex knew I was lying about all those nights that I wasn't here.
Emeklerinin meyvesinin tadını çıkar. Gece yarılarına kadar çalışmalara ara ver.
Enjoy the fruits of your labors, take a break from all those late nights burning the midnight oil.
Haftada üç gün evdeyim o zaman da bebekle meşgulsün zaten.
You have me three nights a week, and when I am there, you're busy with the baby.
Her ne kadar hastalıklı derecede huysuz bir eş ve çığlık atan çocuklar yüzünden uzun günler ve uykusuz geceler geçirsem de kendimi kitaba adayacağım.
And I will rededicate myself to the book, despite the fact that that means long days and sleepless nights, since I don't sleep anyways with my screaming kids and morbidly grumpy wife.
Başka gidecek bir yer bulana dek birkaç gece burada kalacaktım.
I was gonna stay here for a few nights until I found somewhere else to go.
- İki gece önce bana ondan bahsetmiştin.
You told me about her two nights ago.
- İki gece önce bana ondan bahsettin?
You told me about her two nights ago.
Geçen hafta iki gece eve geç geldi.
Uh, she stayed late at the office a couple of nights last week.
Ancak bir kaç gece sonra Huhu ile Russell olması muhtemel iki kişinin tartıştığını duymuş.
But then a few nights later, he overheard an argument between Huhu and another man that he thought could have been Russell.
Günler geceleri kovaladı mevsimler birbirini izledi.
Days and nights flowed, following the rhythm of the seasons.
Öyle birkaç gece hatırlıyorum akşam mutlu, birbirimize sarılarak yatmışız.
I remember a few nights, you know, you go to bed happy and holding one another.
Günler çabucak geçiyor, gece oluyordu ve yapacak şeylere zaman yetmiyordu çünkü yapacak bir sürü şey vardı.
The days flew into nights, and you just couldn't keep up with the times'cause there was so much to do.
Şükran gününden bir kaç gün önce Mona'nın evine gittim.
A few nights before Thanksgiving, I went to Mona's house and I...
İki gece önce neredeydin?
Where were you two nights ago?