Olacagı перевод на английский
124,086 параллельный перевод
Bir ya da en fazla iki güne gitmiş olacağım.
I'll be gone a day, two at the most.
Onun orada olacağına inanıyorum.
I trust that she'll be there.
- Ama bu umutsuz olacağımız anlamına gelmez.
- But that doesn't mean it's hopeless.
Bundan sonra örnek olacağız.
From now on, we set an example.
Bu yerin ihtiyacı olan örnekler olacağız...
We become a model of what this place needs...
Taqa güvende olacağımın sözünü verdi.
Taqa guarantees my safety.
Size söz veriyorum, güvende olacağından emin olmasam... onu orada bırakmazdım.
I promise you i would not have left her there If i didn't think she was gonna be safe.
Los Angeles'tayken babasına, ona göz kulak olacağıma dair söz vermiştim.
Back in la, I told her father I'd look after her.
Orada konforlu olacağını pek sanmıyorum.
I don't think you'd be, uh, comfortable there.
Galiba yakında tekrar birlikte olacağız.
I think we will soon be together again.
Kim ölürse, buradaki insanlara bir cevap vermiş olacağız.
Whoever dies, we will provide an answer for the people here.
Fakat geçen hafta elektrik olmadan gerçekten de buna değecek kadar yiyeceğin olacağını sanmıyorum...
But without power for the last week, I don't think there will really be enough good food to make it worth it, so maybe Pricemart's gotta be our spot.
İyi olacağız, evlat.
We'll be okay, son.
Ailenizin bir parçası olacağıma, ne olursa olsun?
That I'll always be a part of your family, no matter what?
Sen sebebi ne olursa olsun her zaman ailenizin bir parçası olacağımı söyledin.
You... You said... You said I would always be a part of your family, no matter what.
Aileme veda etmenin zor olacağını biliyordum.
- I know it's gonna be difficult to say goodbye to my family, but being B-positive,
Ben burada olacağım tatlım.
I'll be right here, hon.
Ve ben de, "Eveet." gibi olacağım
And I'll be like, "Yeah."
Güvende olacağız.
We'll stay safe.
Bundan emin olacağız tamam mı?
We'll make sure of that, all right?
Bana kardeşimin ölümü için bir çeşit anlaşma olacağı söylendi.
Mr. Johns! I was told there was some sort of a settlement for my brother's death.
Gerekeni yapmaya istekli olmadığınızı ve sonunda bir zombi veya zombi yemeği olacağınızı anlayan sadece biz varız.
We're the ones who understand that if you're not willing to do what it takes, you're gonna end up a zombie or a zombie snack.
Bu konuda benim kadar tecrübeli olmadığın için nasıl olacağını anlatayım.
Now, since you haven't been around the block as many times as I have, let me walk you through how this works.
Sadece sen, ben ve Senato'dan birkaç... bayan meslektaşın olacağız.
And it'll just be you and me and a couple of your... female colleagues in the Senate.
Kabul salonunda bekliyor olacağız.
We'll be waiting in the hall.
Lordum şimdilerde Frankia'da değil de Beamfleot'ta olacağını bilmenizi istiyor.
My Lord wants you to know that by now he will be at Beamfleot and not Frankia.
Oh, mutlu olacağım.
Oh, I will be happy to.
Ve bizde Karakan'a sahip olacağız.
Then we become nightbloods.
Bak, zor olacağını biliyorum ama bunu öncelik haline getirmemiz lazım.
Look, I know it's difficult, but we need to prioritize.
Burada olacağım demiştin!
You said you'd be here.
- Selam. Burada olacağını bilmiyordum.
Hey, I didn't know you'd be here.
Veil'in farklı olacağını mı sanıyorsun?
Think veil will be any different?
Pişman olacağın bir şey yaparak sahip olduklarımızı mahvetme.
Don't ruin what we have by doing something you'll regret.
Atlı'yla en iyi Crane başa çıkabilir. Ve J sokağını kullanarak Atlıyı yakalarsa o zaman Atlı'yla pazarlık edecek güce sahip olacağız.
No one knows the Dark Rider better than Crane, and if he can use J Street to trap the Horseman, then we will be able to bargain from a position of strength.
Tıpkı senin gibi olacağım.
I'm going to be just like you.
Ve ben bunu iyi bir otoriteye sahibim. Ben onların öldürme listesinde sırada olacağım.
And I have it on good authority that I'm next on their kill list.
Ve biz sadece o olacağız.
And we will be just that.
Bir aile olacağız.
We'll be a family.
Bir meselede sen varsan basit olacağını nedense sanmıyorum.
Somehow, I don't think anything's ever simple with you.
Her adım insanların iyiliğe doğru yöneldiği her an bunun kalıcı olacağına inanmak istiyoruz.
For every stride, every turn toward goodness people make, we want to believe that the progress is lasting.
Potansiyelimi gören insanlara hep minnettar olacağım.
I'll always be grateful to people who saw my potential.
Cinayet şüphelisi olacağını tahmin etmiştir.
He must have known he'd be considered a suspect in his murder.
Yani ortada muhtemelen bir ilk kurban var ve şüpheli onu öldürerek Collin'e dövüşmezse ne olacağını gösterdi.
Which means it's likely there's a victim zero, and the unsub may have killed to show Collin firsthand there's fatal consequences for refusing to fight.
Geri dönersen burada olacağım.
I'll be here if you get back.
En az üç saat genel anestezi etkisinde olacağım.
I'll be under general anesthetic for at least three hours.
Yaptığımızda da bu sayede daha iyi ve güçlü olacağımızı.
And when we do, we'll be better and stronger for it.
Roosevelt Odası'nda olacağız.
Great. So, we'll be in the Roosevelt Room.
Senato'ya da baskı yapmış olacağız.
And keep pressure on the Senate for this bill. Yes, exactly.
- Artık ne olacağı bitince belli olur.
Well, it's gonna come down to the wire.
Tanrım, bu iş yüzünden şişko olacağım.
God, this job is making me fat.
Sen uçaktaki krakerlerin tadını çıkarırken Beyaz Saray'daki en yetkili kişi ben olacağım.
Oh, well, I hope you enjoy your in-flight pretzels because I will be the highest ranking person in the White House.
olacağım 136
olacağız 25
olacak 363
olacaksın 65
olacaktı 30
olacaktır 25
olacak iş değil 36
olacak şey değil 41
olacağız 25
olacak 363
olacaksın 65
olacaktı 30
olacaktır 25
olacak iş değil 36
olacak şey değil 41