Oldukça перевод на английский
58,660 параллельный перевод
- Oldukça süper, Maxi.
- It is pretty super, maxi.
Oldukça gölgeli görünüyor.
It looks kinda shady.
Oldukça iyi ha?
Pretty good, huh?
Görünüşe göre o oldukça yatak odasında saplama olduğunu Ve o üçlü ve orglarla toplanır Ve fourgies.
Apparently he's quite the stud in the bedroom and he's partaken threesomes and orgies and fourgies.
- Bu iyi bir bttf referansı, Bu oldukça iyi bir film.
- That's a good BTTF reference, it's a pretty good movie.
Profesör, Magadha konusundaki araştırmanız oldukça kusursuz.
Professor, your research in Magadha is impeccable.
Büyük düşünüldüğünde aslında oldukça cüzi bir bedel.
A small price to pay in the larger scheme of things.
Bu eser oldukça ilginç.
The piece you've requested is a curious one.
Burası şehrin dışında oldukça huzurlu bir yer.
It's so peaceful way out here.
Sera kulağa oldukça hoş geliyor.
A greenhouse sounds nice.
Dostum, biliyorsun ki bu ev oldukça eski.
Dude, you know this house is wicked old.
Bu da oldukça doğal.
It's pretty elemental.
Oldukça iyi.
That's pretty good.
Şimdi oldukça iyi görünüyor, değil mi?
Now that looks pretty good, doesn't it?
Bunun bir gupi için oldukça iyi olduğunu söylüyorlar.
They say that's pretty good for a guppy.
Dışarıdaki gözlemcilere, ben oldukça hayatta olacağım.
To all outside observers, I'll be quite alive.
Oldukça acı verici, korkuyorum.
Quite painful, I'm afraid.
Bu soruna oldukça basit bir çözüm önerim var.
I think I have a pretty simple solution here.
Oldukça cana yakındı hatta.
Charming, quite frankly.
Sanırım sonuç oldukça açık.
I think it's actually pretty straightforward.
Bu da oldukça büyük.
It's pretty big too.
Bak, böbürlenmek istemem ama oldukça iyi bir öğretmenimdir.
I mean, look, I don't wanna brag, but I'm a pretty great teacher.
Seninle oldukça sert olmak istiyorum.
I want to be very rough with you.
- Ama oldukça tuhaf, biliyorum. - Biliyorum.
It's totally weird, i know.
Onlara oldukça sert girdik ama şanslıydık ki çıkmayı başarabildik.
We hit them pretty hard, but luckily we were both able to crawl out of there.
Bayan Adler, bugünkü beyanatınızda kendi oğlunuz hakkında oldukça ağır ifadeler kullandınız.
Mrs. Adler, in your earlier testimony, here today... you've painted a pretty dim picture of your own son. Don't you think?
Mekanikler sahte bir kara kutu yerleştiriyorlar. Oldukça farklı bir hikayesi olacak.
The mechanics are down there right now installing a dummy black box... that's gonna tell a very different story.
Bir ayı için Oldukça garip bir isim.
That's a weird name for a bear.
Patriot adlı oldukça sınıflandırılmış program,
Highly classified program named Patriot,
Günümüzde bu mojo çok kaybetti esasen oldukça kötü bir boşanma yüzünden.
Nowadays he's lost a lot of that mojo mainly due to a pretty nasty divorce.
Uh, burada oldukça bir yer var.
Uh, quite a place you got here.
Yeni odam oldukça Muhteşem. Sağol Steve amca.
My new room is pretty amazing.
Oldukça kısa süren ve pek pahalı olmayan bir işlemdir.
It's a very short process. And quite inexpensive.
Bana kalırsa her şey oldukça düzgün ve kolay.
It all seems rather neat and terribly simple to me.
Başkent Polisi bu tip olaylar konusunda oldukça tecrübeli iyi hazırlanmış planlarını uygulamaya koyacaklar.
Metropolitan police are by now all too experienced in this kind of incident, and well-oiled plans have sprung into action.
Eş cinsel olduğu söylentisini yayarak en büyük rakibini saf dışı bıraktı ve erkek kardeşinin suç işleyen bir savaş beyi olduğundan oldukça eminiz.
He eliminated his chief opponent in this election by spreading a pretty vicious homosexual rumor, and we're pretty sure that his brother is a straight-up criminal warlord.
Oldukça büyük görünüyordu, az biraz da olsa bıyıkları vardı.
He looked older, he had a little bit of a mustache.
Bonnie'ye karşı oldukça nazik davrandığını düşünüyorum. Ya da mevcut koşullarda en azından çabaladığını.
Well, I believe she's being nice to Bonnie, or at least trying under the circumstances.
Oldukça kötü.
It was pretty bad.
Oldukça güzel bir gösteri olduğunu duydum.
I hear it's quite a show.
Ki bu oldukça abartılı bir şey.
Which is clearly overrated.
Oldukça tuhaf, ama... Acayip derecede tuhaf.
Definitely strange, but... kind of interesting strange.
Ve ölü bir adamın gözüne girmek için gelmediğime de oldukça eminim.
And I sure as shit ain't here to pretend a dead man might think better of me for it.
- Fiyatım oldukça uygun.
- My price is very reasonable.
- Oldukça muhtemel.
Quite possibly.
Barbara Barga oldukça ünlü biri.
Barbara Barga has quite a reputation.
Ki kendisi oldukça büyük bir yalancıdır.
Ha! And that's a very big liar.
Pablum'u satmak konusunda oldukça yetenekli görünüyorsun Bir grup gençlik öncesi punka.
Seem to be quite skilled at selling Pablum to a bunch of pre-teen punks.
Bu düşünceler, bu görsel ipuçları, Hayallerini uyandırma konusunda bize oldukça canlı dönebilirler.
And these thoughts, these visual cues, can return to us quite vividly in waking dreams.
Durumun hassasiyeti düşünüldüğünde oldukça standart bir belge.
Well, considering the sensitivity, it's a fairly standard document.
Oldukça.
Let's start the bidding with lot number one. Ravenous.