Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ O ] / Oturuyorum

Oturuyorum перевод на английский

2,845 параллельный перевод
Yan evde oturuyorum.
I live next door.
Ben bunun yanında oturuyorum.
I'm sitting next to this one.
Tek başıma oturuyorum.
I'm here by myself.
Allah'a şükür ben sizinle burada oturuyorum.
Thank God that I am sitting here with you.
Arkanda oturuyorum senin
I feel detrás of tí in Cívica. Always come by boat and just después of bañarte.
Bunda " Sandalyeye ters oturuyorum, çünkü ben kurallara uymam.
This one... yeah, I sit backwards on a chair,'cause I'm a rule-breaker.
Duvarında rakun yaşayan küçük bir stüdyo dairesinde oturuyorum.
I'm living in an efficiency with a raccoon in the wall.
Boş bir dairesi var ve ben burada oturuyorum.
It's got something available, and I live here.
Jersey'de oturuyorum.
I live in Jersey.
Hemen solda oturuyorum.
I live right up here on the left.
... ama burada hapsedilmiş gibi önünüzde oturuyorum herkes gibi olan bir insan bir başı ve iki eli kalbi kırık olan biri.
But here I sit, caged, before you, a man like any other man, with only one head, with two hands, and with a troubled heart. Objection. Is there a point here, Your Honor?
Şehrin doğu yakasında oturuyorum.
Hey, listen, I love pizza, you know? I'm from the East Coast.
- Oturuyorum.
- Sitting.
Oturuyorum.
I'm sitting.
Bu sokakta oturuyorum.
I live on this street.
Sonra senin üstüne... Senin üstüne oturuyorum...
And then I sit on...
Evde oturuyorum.
Just sitting at home.
Çünkü onun evinde oturuyorum ve sen arayıp duruyorsun. Artık buna bir son ver.
Because I'm living in her house and you keep calling... it's gotta stop.
Doswell, 4900 no'lu blokta oturuyorum.
I live on the 4900 block of Doswell Place and I want to report...
İKİ YIL SONRA Bugün burada oturuyorum,... ileride ne olacağını bilmediğim geleceğimi düşünüyorum.
I stand here today, thinking about the future and what unknowns lie ahead.
ve bu masada senin karşında oturuyorum... ve benimle evlenmeni istiyorum.
And I'm sittin'across a table from you... Asking you to marry me.
Evet burada oturuyorum ve...
So, yeah, just sat here and...
- Ben North Newkirk'te oturuyorum, Brian'dan biraz aşağıda.
I, uh, live on North Newkirk, just down the street from Brian.
Burada boş boş oturuyorum.
We're just sitting around. "
Çocuklar burda neden tek başıma oturuyorum?
Guys, why do I have to be the one that sits here by myself?
Burada lanet olası bir tercihle oturuyorum dostum.
I'm sitting here with a fucking choice, man.
Memur bey, hemen yolun yukarısında oturuyorum.
Hey, officer, I live just up the road.
İşe yaramadığı kesin. Ben oturuyorum ve sen yatıyorsun.
Obviously it's of no use. I'm sitting and yöu are lying down.
Ailemle birlikte oturuyorum.
I live with my parents.
- Size yakın oturuyorum.
I live in your area.
- Baban deniz kıyısındaki evinde otururken, bense şu gecekonduda oturuyorum.
- I live in this shack - while your father lives in a house by the sea.
Ben de geri dönmeyeceğim ve ben arabayla gidilebilecek bir mesafesinde oturuyorum.
I don't come back, either, and I live in driving distance.
Bir yerde oturuyorum diyemem.
I don't really live anywhere.
Bir dallamanın yanında oturuyorum.
I'm next to a jerk.
Neden her seferinde ağlayan bir bebeğin yanında oturuyorum?
Why is it I always get the seat next to the crying baby?
Yakınlarda oturuyorum.
I, uh... I live nearby.
Bu yüzden dahi bir milyarderle oturuyorum
I know I'm sitting here with a genius but is it good business? Yes if you want create a market.
Memphis'te oturuyorum.
I live in Memphis.
Aslında buraya 645 km uzaklıkta oturuyorum.
I actually live 400 miles away.
Meydanın arkasında oturuyorum, bir şeye ihtiyacınız olursa kahve, süt, ne olursa benden isteyin.
I live behind the square, so if you need anything, coffee, milk, whatever, just ask me.
çivili bir yatağın üstünde oturuyorum.
I'm sitting on a bed of nails.
Söyleneceklerin hepsi bu hala dimdik oturuyorum, ve iyi bir kalp ile giringolar için nefret duymam,
All that's left to say is that I'm still sitting straight, And with a good kind heart for gringos I hold no hate,
Bekar arkadaşlarının yanında biraz sıkıntılı oturuyorum...
It's a little awkward with your single friends...
Tuvaletinizi kullandığım için özür dilerim, ve ben buralarda oturuyorum.
I'm sorry that I used your bathroom, and I'm in this neighborhood a lot.
Stüdyodan içeri girdi bu arada ben burada böyle oturuyorum. Tabii ki sarhoşum.
So he goes into the studio and I'm sitting here in this studio window, like that thing, you know, I'm fucking zonked.
Adım Nathan, karşı tarafta oturuyorum.
I'm Nathan, across the hall.
Köşede oturuyorum.
Live around the block.
Beş saattir burada oturuyorum.
I've been sitting here for five hours.
İki senedir o sandalyede oturuyorum ve keşke o ağaca daha hızlı çarpsaydın da ölseydim diye düşünüyorum.
I've been sitting in that chair for two years, just wishing you would've hit the tree harder that day and killed me.
Yüzüm asık oturuyorum şurada.
I'm down in the dumps here.
Önde ben oturuyorum.
Shotgun- -

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]